16 Ağustos 2019 Cuma

Hükümetin Zam Teklifi Gözlerimi Yaşarttı *


2020, 2021 yıllarına ait kamu işçisine yüzde 8+4+3+3+enflasyon farkı ve maaşı 3500 TL'nin altında kalan işçiler için 150 TL seyyanen zam veren hükümet, memurlara 3.5+3+3+2.5+enflasyon farkı önerdi. 

Verilen ve teklif edilen zamda değilim. İşçiye verilen ve üzerinde anlaşma sağlanan zamda da gözüm yok. Az veya çok demiyorum. Hükümet, teklif ettiği zam oranını ne kadar yukarı çeker? Doğrusu hiç umurumda değil. Garibime giden ve merak ettiğim, işçi ile memur aynı ülkede yaşamıyor mu? Bu iki kesim ekonomik verilerden aynı oranda etkilenmiyor mu? Her ikisi de bordro mahkumu değil mi? Her ikisinin de maaşı genel bütçeden verilmiyor mu? Aynı dönemleri kapsayan zam yüzdesi niçin birinde farklı, diğerinde farklı olur?  

Ne zaman verilen zam yüzdesi gündeme gelse bir de kümülatif zamdan bahsederler. Kümülatifi bir tarafa bırakıp verilen ve teklif edilen zam oranına bir bakarsak işçi ile memur arasında yüzde 6'lık bir fark var. Acaba bu yüzde 6'lık fark birinin grev hakkının olması, diğerinin olmaması mı?

Burada yanlış anlaşılmasın. İşçiye çok verildi, memura az teklif verildi, bu haksızlık iddiasında falan değilim. Aslında aynı dönemi kapsayan zam görüşmelerinde bir emsal olması gerektiğini düşünüyorum. Memur fazla istese "Kusura bakmayın, biz işçiye bu kadar verdik, yukarısını veremeyiz" denebilirdi. Buna da kimsenin itirazı olmazdı. Yine işçi ile yapılan zam görüşmesinde anlaşma sağlanınca "Kamu emekçisine verilen zam yüzdesi belli oldu. Bu zam oranları memurları da bağlar" denebilir, ayrıca bir görüşmeye ve sözleşmeye ihtiyaç kalmazdı.

Kimse kusura bakmasın, teklif edilen bu zam komedisini anlamış değilim. İşçi-memur arasındaki yüzdelik farkın hikmetini de aynı şekilde anlayamadım.

5.dönemi yapılmakta olan toplu sözleşme görüşmeleri niçin yapılır, hükümet ile Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti her iki yılda bir, ağustos ayı boyunca niçin bir araya gelir? Nasılsa beş dönemdir aynı komedi devam ediyor. Kamu sendikaları yüksekten uçuyor, beklentilerini açıklıyor, hükümet ise zırnık koklatmıyor. Bir ay boyunca otur, kalk; sonuç, imam bildiğini okur misali hükümet de kendi dediğini dayatıyor. 

Merak ettiğim, Kamu Görevlileri Sendika Heyeti zam pazarlığı için niçin hazırlık yapıp hükümetin karşısına geçer, niçin kendisini yıpratır? İki yılda bir tekrarlanan bu bildik sahnenin figürü olmamalı. Ne takdir ediyorsan o olsun, hatta hiç vermeyebilirsin demeli. Gerçekten hiç vermese daha iyi. Memurla eğlenir gibi teklif veriyor. Hatta hükümet, önemli vaktini memura falan harcamamalı. Kanuna "Memura, enflasyonun üzerinde bir puan refah payı verilir" maddesi ekleyerek yoluna devam etmeli. Beğenmeyene "Sen bilirsin, daha kapı orada" demeli.

Bu durumda hükümet "Türkiye gerçekleri bir puanlık zammı kaldırmaz" desin. İnanın çalışanlar bunu daha makul görebilir. Yeter ki tüm çalışanlara eşit ve adil davransın. Kamu Görevlileri adına masada oturan heyet de  "Buyur, kendin çal, kendin oyna" deyip bir daha geri dönmeyecek şekilde görüşme masasını terk etmeli.

*19/08/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.


3 yorum:

  1. Haklısın ne diyelim. Her şey dediğin gibi. Sendikalar tamamen geri çekilmeli. Kendin çal kendin oyna demeli. Bazıları bu bir tiyatro diyorlar. Kardeşim sen de o tiyatroda oynama. Sen o tiyatroda rol alırsan hükümette o tiyatroyu oynatır. Elle gelen düğün bayram. Ben de az çok demiyorum. İsterse hiç vermeyebilir. Kimsenin bir diyeceği olmaz olamaz. Denikecekse onun yeri sandıktır. Onun ötesinde kimsenin bir hakkı yok. Ne diyelim hayırlı olsun. Ne verirse ona bereket. Tabiki bu günün yarını da var. İnşallah onun da hesabını yapmıştır.

    YanıtlaSil
  2. Burada garip olan işçiye verilenle memura verilenin arasındaki uçurum. Bu, tamamen bir çelişkidir. Bir diğer husus her toplu görüşmede hükümet kendisiyle fikir ve zihin yönünden aynı düşünen sendika ve konfederasyonunu ezerek, hesaba katmayarak, ciddiye almayarak diğer sendikalar nezdinde ve kendi nezdinde gülünç duruma düşürüyor. Yazık gerçekten.

    YanıtlaSil