Günümüzün yeni modasından haberiniz vardır umarım.
Fiyatların yükselmesiyle birlikte alışverişlerimize yarım kg'lık alışverişler
girdi. Erik, çilek, yenidünya gibi meyvelerin yanında biber vb. sebzelerin
satışı da aynı şekilde. Karpuzlar "kesmece" usulü dilimle satılmaya
başlandı ilk çıktığı zaman. Çünkü bazı ürünleri kilo ile almak el yakar oldu.
Bunun bir ileri aşaması Avrupa’da olduğu gibi meyvelerin tane ile satılması
olacak gibi.
Burada garibime giden bazı esnafın fiyatı herkesin
görebileceği şekilde yazmasına rağmen yarım kiloyu küçükçe yazması. İleriden
fiyatı görünce fiyat makul görünüyor. Şuradan bir kilo alayım diyorsun. Esnaf
tartıp sana uzatıyor. İstenen fiyat, gördüğünün iki katı oluyor. Fiyat hesap
ettiğin gibi olmayıp biraz tuzlu gelse de kalsın, almayacağım deyip geri
veremiyorsun. Moralin bozulup için yansa da mecburen ödemeyi yapıyorsun.
Bu kadarla kalsa iyi... Bu durum pastanelere de sirayet
etmiş. Bir akşam ameliyat olmuş bir hasta yakınımı ziyaret etmek için yola
çıktım. Hediye alayım diye bir pastaneye girdim. Gözüme gevrek ilişti. Fiyatını
sordum. 7.5 lira dedi. Ver bir kutu dedim. Başka ne alayım diye kafamı sol
tarafa çevirdim. Çeşit çeşit tatlı ve tuzlu pastalar gözüme ilişti. Bu bölümde
aynı zamanda fiyat da yazıyordu: 16.25 TL. Karışık yarım kilo verir misin
dedim. Tarttı. Cebimden 20 lira çıkardım. Ne kadar borcum dedim. 27 lira dedi.
Kilosu ne kadardı? Burada 16.25 yazıyor dedim. Oradaki fiyat yarım kg fiyatı.
Tatlı tuzlu karışık olunca fiyatı 35 lira dedi. Kafamdan 15-16 lira ödeme
yapacağım diye hesap ettiğim pastaneden 27 lira ödeyip çıktım.
Gördüğünüz gibi Matematiği iyi olmayan benim, pazarda
tutmayan hesabım pastanede de tutmadı. Bundan sonra fiyatı yazılmış etiketi
noktası virgülüne okumak, bir daha okumak boynumun borcu olsun. Tutmayan
hesabımın üzerine yaptığım fazla ödemede değilim. Zira çok bir ehemmiyeti yok.
Ama müşteriyi çekme uğruna gittikçe yaygınlaşan bu muameleyi hoş
karşılamadığımı ifade etmek istiyorum.
Konu açılmışken yıllardır market ve mağazalarda uygulanan
ve şimdilerde semt pazarlarına da sirayet eden fiyat etiketlerine değinmek
istiyorum. Sonu 99 ile biten kuruşlu fiyatlar. Diyelim ki fiyatı düşük gibi
göstermek suretiyle bu tür fiyatlandırmalarda müşteri çekme niyetleri var.
Mağaza ve marketler bu yola başvuruyor. Müşterinin çoğu da nasılsa beğendiği
ürünü alacağında ödeme için kredi kartını uzatıyor. Kuruşu kuruşuna çekiliyor.
Para üstü derdine gerek kalmıyor. Ya semt pazarları... Özellikle muz satıcıları
5.99, 6.99 gibi fiyatlar yazıyorlar. 5 veya 6 büyük. Ta ileriden görüyorsun.
Şunu tart deyip uzatınca fiyatın yanındaki 99'u da görüyorsun. Tartılıp poşete
konan muz sana uzatılınca senden küsuratsız bir miktar talep ediliyor. Merak
ettiğim sonu 99 kuruş ile biten bu ürünün fiyatının nasıl yuvarlandığı? Yine
bir kuruşta değilim ama öyle mi deyip muzu tam bir kilo tarttırıp para üstü
olarak esnaftan kuruşum da kuruşum deyip bir kuruşu istemek. Karşılığında al
sana beş kuruş dese de kabul etmemek, illa bir kuruş demek herhalde bu tür
esnafı yola getirir. Bir daha göz boyamaca fiyat yazmazlar.
Var mısınız böyle bir uğraşıya? Ne olur ne olmaz deyip
korkmayın. Çünkü eskisi gibi pazarcı esnafında eski tartılar kalmadı. Hepsi
elektronik terazi şimdi. Ne alaka demeyin. Eskiden kavgalarda tartıların bir ve
iki kilogramlıkları kullanılırdı.
*29/06/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*29/06/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder