Ana içeriğe atla

Sandık Sonuçlarına Kasten Etki Edenleri Ne Yapalım?

Sandık sonuçları yeniden sayılırken 3-5 oy değil, binlerce oy yer değiştiriyorsa bu işte bir kasıt, bir art niyet var demektir. Bu tür sandık görevlileri için zaman geçirmeden, 
1.Suç duyurusunda bulunulmalı. 
2.Haklarında dava açılmalı. 
3. Ağır cezada yargılanmalılar.
4. En ağır cezayı almalılar.
5. Kamu görevleri varsa kamudan atılmalılar.
6. Kamu görevi olmayanlara amme adına yapılan işlerde görev verilmemelidir.
7. Yargılama acilen bitirilmeli.
8. Aldıkları cezalar kamuoyu ile paylaşılmalı.
9. Bu cezalar sandık veya seçimin herhangi bir aşamasında görev alacakların kulağına küpe olmalı.
10. Seçimde kim görev almaya kalkarsa yoğurdu üfleyerek yemeli.
11. Tüm bu olup bitenlerden sonra YSK, elektronik ortamda oy verme üzerine yoğunlaşıp proje üretmeli. Meclis de gereğini yapmalı.
12. Sandıkta veya seçimin herhangi bir etabında görev yaparken görevini layıkıyla yapmadığı için ceza alanlar, önce görevini ciddiyetle yürüten sandık görevlilerini töhmet altında bıraktıkları için özür dilemeli, ardından tüm milletten özür dilemeli. Herkes de bunlara "Özrünüz kabahatinizden büyük" demeli.
13. Yeniden sayılan oylar bu kişiler eliyle yeniden saydırılmalı. Şu yaptığınız pisliği temizleyin demeli. Saydıklarını bir daha saydırmalı. Karşılığında para verilmemeli.
Not: İdama karşıyım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde