Günümüz iletişim çağında yediden yetmişe sosyal medyaya
girmeyenimiz, kullanmayanımız hemen hemen yok gibidir. Kimi bol bol paylaşır,
kimi yorum yazar veya beğenir, kimi girer ne var ne yok diye bakar, hiç iz
bırakmadan girer çıkar. Kim hangi amaçla, ne şekilde kullanırsa kullansın,
bugün sosyal medya hayatımızın bir parçası.
Sosyal
medya günümüzde çok önemli bir ihtiyacı gidermekle beraber yerinde
kullanılmadığı takdirde bir o kadar da tehlikelidir. Kimi insanları
bilgilendirmek amaçlı doğru bilgi vermeye çalışırken kimi de amaç ve hedefine
hizmet etsin diye dezenformasyona başvurmaktadır. Bir haberi çarpıtarak tüm
dünyaya servis etmektedir. Amaç, hedefine giden yolda algı oluşturmak.
Sosyal medyada her gördüğümüz bilgiye hemen atlamamak gerektiğine
inanıyorum. Çünkü bu âlemin doğru-dürüst bir etik değeri oluşmamıştır. Gazete
ve televizyonların verdiği haberlerde bir haber kaynağı var iken bu medyada ise
haber kaynağı belli değildir. Yediden yetmişe herkes haberin kaynağı
olabiliyor. Sahte adresler açılarak insanlara istediğimiz şeyi söyletebiliyoruz.
Bazı haberler vardır ki toplumu infiale sürükleyebilir. İnsanımız gördüğü her
habere ilk önce acaba doğru mu, burada bir dezenformasyon var mı, açılan adres
sahte olabilir mi diye şüphelenmekte fayda var. Benim ideolojime hizmet ediyor,
rakibimi zor durumda bırakıyor diye gördüğümüz her bilgiyi mal bulmuş mağribi kesilmek
doğru olmadığı gibi hiç etik değildir. Ben duyduğum, işittiğim her bir haberi
özellikle sosyal medyadaki haberleri incelenmesi gereken ve ihtiyatla
yaklaşılması gereken haberler olarak görüyorum. Bu konudaki ölçüm Hucurat
Süresi 6.ayettir. Allah bu ayette, “Ey
iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa
zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.”
buyurmaktadır. Bu ayeti kerimeye göre, hemen herkesin muhabir olduğu bu âlemde
gördüğümüz haberleri başka bir kanaldan teyit etmek gerekir diye düşünüyorum.
“Çamur
at, izi kalsın” psikolojisiyle yapılan haberler toplumu germekten başka bir işe
yaramaz. Bu tür sansasyonel haberler aynı anda milyonlara ulaşabilmektedir. Araştırmadan
paylaştığımız bir haberin yanlış olduğunu öğrendikten sonra haberin yanlış
olduğunu düzeltmek çok zor. Çünkü yanlış çabuk yayılır ama doğrunun yayılması o
kadar kolay değildir. Kimi gündemden haberdar olmak, kimi oyalanmak, kimi
fikrini dikte ettirmek amacıyla kullanılan bu âlemin cılkını çıkarmamak
gerekir. Herkesin onurunu korumak görevimiz olmalıdır. Sansasyona dayalı haber
bir iftiradır, bir çarpıtmadır. Rakibine veya bir zümreye belden aşağı
vurmaktır. İftira nasıl ayıp ve günah ise, doğruluğunu bilmeden paylaşmak da “Kişiye
her duyduğunu aktarması, günah olarak ona yeter” kısmına girer. En hafifinden
dedikodu ve gıybete girer. Bunun da tasvip edilecek bir yönü yoktur.
Ahlaki
ve etik değerlerin ayaklar altına alındığı günümüzde bu sosyal medyayı
kişilerin insafına ve vicdanına bırakmak doğru değildir. Meclis’in sansasyonel
haberleri yayanlara karşı caydırıcı tedbirler almasında fayda vardır. Çünkü bu
âlem, böyle giderse bugün beni, yarın seni yakar. Onulmaz yaralara yol açar.
Olur olmaz her şeyi, doğru-yanlış paylaşanların yanına kar kalmamalı bu âlem.
24/01/2018 Ramazan YÜCE, Konya
* 10/03/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 10/03/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder