Türkiye’yi dünya ve
olimpiyatlarda temsil eden ve madalyalar alan işitme-engelli milli güreşçimizin
çalıştığı yerde paspas yaparken çekilmiş bir fotoğrafı basın ve medyada
paylaşılınca tepki üzerine tepki yağdı. İlin mülki amiri; olaydan haberinin
olmadığını, sorumlular hakkında soruşturma açılacağını, milli güreşçimizin
başka bir işe kaydırılacağını ifade etti açıklamasında.
Olayın basına
yansımasıyla birlikte, “Yok böyle rezalet…milli güreşçiye paspas çektiriliyor…büyük
ayıp…” gibi tepkiler dile getirildi. Valinin açıklamasına göre kamuda kendisine
tanımlanan görev, temizlik görevidir. Milli sporcumuza Gençlik İl Spor
Müdürlüğünde antrenörlük kadrosu olmadığından kendisine temizlikçi kadrosu
verilmiş.
Siz bu olaya nasıl
bakarsınız bilmiyorum ama ben bu konudaki görüşümü serdetmek istiyorum.
Ülkemizi temsil eden kişi kim olursa olsun her şeyden önce saygıyı hak ediyor.
Zira bu ülke için ter döküyor. Bu ve diğer sporcularımıza başarılar dilerim her
şeyden önce.
Gelelim temizlik
yaptırılma işine… Sporcumuzun kadrosu zaten temizlik yapmaktır. Bu durum niçin
abartıldı, anlayamadım. Sonra bir başkasının avucuna bakmadan kişinin kendi
elinin emeğiyle çalışması, terlemesi, evine helal lokma götürmesinin neresi
ayıp, neresi rezalet… Bu devirde yeter ki iş olsun. Milli sporcumuzun yaptığı
bu işi yapmak için binlerce kişi sırada bekliyor. Eğer temizlik görevi
küçümseniyor, sporcuya yakıştırılmıyorsa bence esas vahimi budur. Öncelikle
şunu herkesin bilmesini isterim ki dünyada her bir iş ve meslek kutsaldır.
Çünkü Allah evrenin düzenini kurarken insanlar arasında iş bölümünün de
olmasını sağlamıştır. Her birimiz kapasitemiz, yeteneğimiz ölçüsünde farklı farklı
işler yapacağız ki bu dünyadaki işler yürüsün. Zira herkes aynı işi yaparsa,
kimsenin kimseye veya herhangi bir işe muhtaçlığı ve mecburiyeti olmazsa bu
dünyanın işi nasıl yürüyecek? Kimimiz masa başında beynini kullanarak iş
yapacak, kimimiz içeride veya dışarıda bedenen iş yapacak. Kimi işler riskli,
kimi işlerde ise risk yoktur. Bazı işler temiz, bazısı kirlidir. Bazısının
maaşı yüksek, bazısınınki ise düşüktür. Beğenelim-beğenmeyelim iş bölümü mutlaka
olacaktır.
Ülkemize madalya
getiren, derecesi olan sporcumuzun yaptığı bu işi kendisine uygun görmemişsek
el altından başka bir işe kaydıralım. Ama güreşçiye yapılan muameleyi gündeme
getirerek burada aynı zamanda temizlikçilik küçümseniyor. Kimse unutmasın ki bu
ülkede geçimini, temizlikçilik ve hizmetlilik yaparak sağlayan on binlerce kişi
vardır. Her biri evine buradan ekmek götürüyor. Bu konuyu basına bu şekilde taşımak
suretiyle bu işten ekmek yiyen nice emekçiyi horladığımızın, yaptıkları işi
küçümsediğimizin bilmem farkında mıyız? Kaş yapalım derken göz çıkarmasak iyi
olur. Zira bu ülkede herkes masa başı iş yapmıyor, temizlik işi de bir şekilde
yürüyecek.
Milli güreşçinin
temizlik işlerinde çalıştığıyla ilgili haberlerin yanında bir başka haber daha
gündeme düştü. Bir ilimizin valisi kendi eşini il milli eğitim müdür yardımcısı
olarak geçici olarak görevlendirmiş. İlgili eş, okul müdürü olarak
görevlendirildiği ilk gün okuluna gidince personel, vali eşinin okullarına okul
müdürü olarak gelmesinden dolayı bir tedirginlik duymuş; bundan dolayı vali,
yetkisini kullanarak eşini il milli eğitim müdür yardımcılığına kaydırmış. Valiye
göre eşi, yıllardır değişik illerde idarecilik görevi yapmış, başarılı biri.
Her sınavda da yüksek puanlarla başarı göstermiş. Eyvallah buna kimsenin
itirazı olmaz. Vali eşi de olsa bir yerde çalışması gerekiyor.
Burada sorun, okul
personelinin duyduğu tedirginlikten dolayı ilgili kişinin bir başka göreve
kaydırılması. Sayın vali eşi, ilde görev yaparken orada görev yapanlar
tedirginlik duymayacaklar mı? Benim merakım da bu işte. Yarın oradakiler de
tedirginlik duyunca sayın vali, eşine başka bir iş mi arayacak? Aslında en
uygunu, kimsenin fazla tedirginlik duymadığı yer, bana göre vali yardımcılığı
veya özel kalem müdürlüğü veya sekreterlik görevidir.
Üst düzey amirlerin
yumuşak karnı da bu işte. Hem avantajlı, hem de dezavantajlı. Eşi veya oğlu hak
etse, bak bak! Valinin akrabası olunca şuraya geldi deniyor. Valinin eşi
çalışırken insanların çekinmesinden dolayı rahat da edemiyor olabilir. Valinin eşi
geldiği yere hak ederek gelse, işini layıkıyla yapsa bile bu mesele su götürür,
insanların ağzını büzemezsin. Gördüğüm kadarıyla bu görevlendirme şık
görülmemiş olmalı ki tepki çekti. İşe adamdan ziyade kişiye iş bulundu imajı
öne çıktı. Kanaatimce de bu iş bana da şık gelmemiştir. Bu durumda ne valinin
yerinde, ne de eşinin yerinde olmak isterdim. Bu valinin başına gelen yarın bir
başka üst düzey yetkilinin başına gelebilir.
İnsanların konuşmasının,
ayıplamasının önüne geçmenin yolu, mülki amirlerin eşlerinin herhangi bir resmi
görevde çalışmaması. Zaten vali eşlerinin temsil görevleri vardır. Diğer
zamanlarda sosyal faaliyetlere öncülük yapabilir. Yok bu işlerden para
alınmıyor, sosyal güvencesi çalışmaz, yarın emekli olamaz deniyorsa pekala vali
eşlerine belli bir maaş bağlanabilir. Aynı durum milli güreşçimiz için de
düşünülebilir. Çalışmadan yaptıkları görev ve taşıdıkları sorumluluk gereği
kendilerine maaş bağlanabilir. Biliyorum bu önerim, bedavadan maaş olur mu diye
ayıplanacak. Bu ülkede değişik kadro tahsisleri sayesinde o kadar iş yapmadan
maaş alanlar var ki bunları duyunca vali eşlerinin veya milli güreşçilerin aldığı
maaş devede kulak kalır. 12/01/2018 Ramazan YÜCE, KONYA
* 15/01/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 15/01/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder