25 Ekim 2016 Salı

Atom parçalandı ama...

Ortaokulda okurken atom: "Maddenin en küçük yapı taşı" olarak tanımlanırdı. Bölünemez ve parçalanamaz denirdi. Günümüzde atomun parçalanabileceği de ifade edilmeye başlandı ve parçalandığı da doğrulandı.

Parçalanamaz ve bölünemez denilen atom bölündü bölünmeye. Ama parçalanamayan bir şeyimiz daha var. Kafamızdaki doğmalar, ön yargılar ve yanlış bilgiler.

Genelde mesleğin dışından olanlar öğretmenleri eleştirir. Bu çocuklara doğru olan niye anlatılmaz diye. Eskiden öğrenci bilginin kaynağı olarak sadece öğretmeni görürdü. Kafasına ilk bilgiyi öğretmen verirdi. Şimdilerde ise öğrenci bilgiyi ailesinden, sokaktan, mahallesinden, görsel ve yazılı medyadan ve sanal alemden öğrenerek geliyor. Bilgi doğruysa eyvallah! Ya öğrendiği bilgi yanlış ise yedi düveli bir araya getirsen öğrencinin kafasında oluşan yanlış bilgiyi düzeltemiyorsun. Çünkü öğrencinin bilgide önceliği öğretmen değil artık. Öğretmen ağzıyla kuş tutsa, doğruyu anlatmak için takla atsa öğrenciyi maalesef ikna edemiyor.

Atom, müspet bilimin konusu. genelde müspet bilimde farklı görüş pek yok. Ama dini konularda ise öğrendiğimiz ilk bilgiyi korumaya çalışıyoruz. Uzun süre direniyoruz. yeni bilgiye açılmıyoruz. Bir de ardında koca koca ana babalar var. Çocuğu ikna etsen, anne babayı nasıl ikna edeceksin. Sen söylüyorsun, çocuk eve gidip öğretmen böyle diyor deyince aile bu sefer: Öğretmenin verdiği bilginin yanlışlığını çocuğuna ispata çalışıyor ya da okula gelip görüşünü sorgular duruma geliyor. İyi de be kardeş, madem bu kadar biliyorsun,  yeni ve farklı fikre açık değilsin, o zaman ne diye çocuğun boşu boşuna ömür tüketiyor okulda. Bu zihniyete sahip anne ve babalar oldukça maalesef  öğretmenlerin özellikle dini alanda çok söyleyeceği bir şey yok. Sadece havanda su dövmüş olunur. 25/10/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder