Eve internet bağlatmam gerekiyor, ilgili firma ile görüştüm. Sözleşme imzalandı. İki gün içerisinde randevu vermek için bizimle irtibat kurulacağı belirtildi. İki gün içerisinde alt yapısını sağlamakla yükümlü firmanın elemanları geldi. Dışarıdan bağlantıyı yaptılar. Ardından anlaşma yaptığımız firmanın elemanı geldi. Bağlantıyı kurmak için evin içindeki telefon hatlarını inceledi. Birini açtı, diğerini kapattı. Evin her yerindeki tüm telefon prizleri kontrol edildi. Bir türlü hattın ana merkezine ulaşamadı. "Ben içerideki hattın ana merkezini bulamadım. Bunu bulsa bulsa elektrikçi bulur. Siz bir elektrikçi bulun, elektrikçi hattı bulur, bulamasa da dışarıdan kablo çeker" dedi gitti.
Elektrikçi buldum, fakat merdiveni yokmuş, 4 metreyi aşan bir merdiven buldum 2 gün sonra. elektrikçi geldi. Evin içine, olmadı dışına baktı nafile. Hattın ana merkezini maalesef o da bulamadı. İstersen dışarıdan kablo çekelim ama yanımda matkabım ve kablom yok, kablo alırsan yarın çekelim diyerek ayrıldı. Her ne kadar ana merkezi bulamasa da emek sarf etti. Kendisine de servis ücreti ödedim. Kapıya kadar uğurladım.
İnternet firmasıyla anlaşma imzalayalı 7 gün oldu. Evimize internet gelmese de en azından anlaşmamız var. Tek mutluluk kaynağımız bu idi. 7.gün firmanın bir başka elemanı geldi. "Elektrikçi nerelere baktı, bir de ben bakayım, belki bulurum" dedi. Aman kalsın kardeş, siz en iyisi pencereden kabloyu geçirip bağlayın dedim. Sağ olsun. Dışarıdan bağlantıyı yaptı, pencereden daha önce elektrik kablosu için matkapla açılmış yerden kabloyu geçirip evime internetin gelmesini sağladı. Değdi mi, değmedi mi bilmiyorum ama evimizde internetimiz var artık.
İkinci bir mutluluk kaynağım da evin telefon hattını döşeyen arkadaşa oldu tabii. Helal olsun adama. Telefon kablolarını kim döşer? Bilmem, elektrikçi bulur dediklerine göre sanırım bu telefon hatlarını döşeyenler de onlar olmalı. Tanımıyorum ama gıyabında takdir ettim adamı. Koca evde hattın ana merkezini nereye saklamış, gerçekten hayran kaldım. adam gerçek bir usta. Boşuna söylememiş eskiler: "Ustanın iyisi işin püf noktasını öğretmez" diye. Ustam emeğinin karşılığını almış, başka canlar yakmak için rızkının peşinde olmalı şimdi. Ama izi hiç kaybolmadı maşallah. Kaç kişi gelip gitmişse onun ustalığının püf noktasını tespit edemedi. Her gelenin açması, kapatması esnasında meydana gelen döküntüleri temizlemek de bize kaldı.
Anlayacağınız böyle derin ustaların yeteneklerini bulabilmek için geriden gelen çıraklar daha kaç fırın ekmeği yiyecekler? Bunu da zaman gösterecek. Belki de ülkenin hala ayakta kalmasının sebebi bu derin ustalardır, kim bilir? Hayır dualarımız seninle be kardeş! Yatağında rahat uyu. 22/09/2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder