9 Şubat 2016 Salı

Deveyi damda aramak

-Kardeş, ne hayır? İş-güç zamanı  bu otelde işin ne?
-Bir proje için buradayım.
-Ne projesi?
-Eğitim ve öğretimi geliştirme ve artırma...
-Eğitim ve öğretim var mı ki, kalitesini artırmaya kalkıyorsun? Sonra yanlış yerde aramıyor musun?
-Anlamadım. Ne demek istiyorsun?
-Yanlış yerde arıyorsun aradığını.
-Ya nerde aramalıydım?
-Aslan düştüğü yerden kalkar.
...?
-Kaybettiğin yerde.
-Nerede kaybettim ki?
-Eğitim ve öğretimin kalitesi okullarda kayıp oldu. Yine oradan bulacaksın. Sırça köşklerde değil.
-Ama...
-Senin bu proje doğmadan ölü doğar, haberin olsun. Seninkisi dostlar alış verişte görsüne benziyor.
-...?
-Aradığını türkü çağırarak arıyorsun.
-...?
-Nasrettin Hocanın karanlıkta kaybettiği eşyasını aydınlık yerde aramasına benzer.
-Daha başka neye benzer?
-Belh Sultanı  İbrahim bin Ethem'in durumuna benzer.
- O ne yapmıştı ki?
-İbrahim; saltanat sahibi, her türlü imkana sahip biridir. Bir gün sarayında  tahtında uyurken damdan  gelen bir tıkırtıya uyanır. “Kim o” der. Damdan: “Kaybettiğim devemi arıyorum” cevabı gelir. Be adam, damda devenin işi ne, arayacak yer bulamadın mı diye kızar. Damdaki adam da, “Bre gafil!  Sen Allah’ı ipek ve atlas döşekler içinde, inci ve altın tahtlar üzerinde arıyorsun. Ben de kaybettiğim devemi damda arıyorum. Aramızda ne fark var” demiş.
-Yani ben otele gelip kalamaz mıyım?
-Kalabilirsin kalmasına da. Otelde dinlenme, gezme gibi başka bir amaç için kal. Sakın eğitim ve öğretimi iyileştirmeye kalkma. Buna kargalar bile güler bilesin. Hele bir de başkasının sırtından...
-Yahu benimki din eğitiminin başarısı...
-Onu da cami, mescid ve okulda aramalısın.
-Yani?
-Bu dünyada işin iş. Ama öbür dünyanı bilemem. İnşaallah korktuğum gibi olmazsın.
-Sana hiç gıcık/çatlak diyen oldu mu?
-Sen ne ilksin. Ne de son!... 09/02/2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder