-Bu ülkenin çözülemeyen en büyük
sorunu nedir, hiç düşündün mü?
-Yanıldığımı baştan söyleyeyim.
Bana göre bu ülkenin en büyük sorunu, okumuş insan sorunudur. Hoppala! Oldu mu
şimdi, dediğini duymuyorum. Çünkü okumuyorsun. O zaman kendim yazar, kendim
okurum. Şimdi sadede gelelim. Sana ispatlayacağım bunu.
Anadolu'nun okumamış insanı
vermedi bu ülkeye okumuşların verdiği zararı. Anadolu insanının zararı kendine,
ailesine ve çevresinedir. Çek, senetten, borcunu ödeyememek ya da basit bir
şeyden, namus meselesinden adam öldürür gider paşalar gibi yatar, tövbekar
olarak çıkar gelir. Kimsenin çalışmadığı yerlerde çalışır, kimseyi suçlamaz,
kendini suçlar; okuyamadım, okuyamadığıma eşekler gibi pişmanım der. Suçu da
kendinde bulur.
-Bak şimdi ele verdin kendini.
Çeliştin kendinle. Cahil insanın kötülüklerini yazıyorsun.
-Bekle biraz, sabırlı ol. Sen bu
ülkenin gidişatından memnun musun?
-Hayır. Kim memnun ki?
--Bu ülkeyi bugüne kadar
yönetenlerin eğitim durumunu biliyor musun? Ben söyleyeyim.% 99'9 u üniversite
mezunu ve çoğu da üzerine ihtisas yapmış.Terör yapanlar üniversite mezunu, 2000
öncesi banka batıranlar , içini boşaltanlar üniversite mezunu, bugün ülke kan
gölüne dönmüş iken bir araya gelip anlaşamayanlar üniversite mezunu. Örnekleri
çoğaltabiliriz. Bunlar her yaptığı işi kılıfına, mevzuatına uygun yapar. Kolay
kolay hapse girmezler. Girerlerse de ancak bir kaç ay misafir edilirler, sonra
özür dilenerek çıkarılır. Hep kendi düşüncesinin haklı olduğunu savunur, halkı
kutuplaştırır. Partilerindeki vekilleri onların emir eridir. Vekil seçilmeleri
bile liderlerinin iki dudağının arasındadır. Adına parti disiplini derler,
saltanat sürerler. İyi bir demagogturlar. Asla kendilerine toz kondurmaz,
burunlarından kıl aldırmazlar. Anlayacağın jön Türklerden beri bu ülkenin
kanayan yarasıdır okumuşlar.
-Bunun sebebi ne ki?
-Çünkü bizde iyi bir iş, iyi bir
kariyer ve iyi bir makam için okunur. Terletmeyecek bir iş. Hiç birimiz ibadet
aşkı içerisinde ülkeye hizmet etmek için okumayız. Ekmek kapısıdır bizde
okumak. Yani menfaatimiz için okuruz biz. Ne demişti Yunus:
"İlim ilim bilmektir/İlim
kendin bilmektir/Sen kendini bilmezsin/Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne/Kişi Hak'kı
bilmektir/Çün okudun bilmezsin/Ha bir kuru ekmektir
Okudum bildim deme/Çok taat
kıldım deme/Eğer Hak bilmez isen/Abes yere gelmektir
Okuduk, bir yerlere geldik ama
amcanın dediği gibi adam olamadık. Mehmet TIRAŞ' tan okuyalım:
Bilmem bu hikayeyi bilmeyen var
mıdır?
Adam oğluna hep sen adam
olamazsın dermiş, oğlu da ileride göreceksin nasıl bir adam olduğu mu sana
göstereceğim der babasına.
Aradan yıllar geçer delikanlı
okur ve bir ile vali olur ve vali olduğu gün yardımcısına emir verir
babasının ismini vererek; git falan köyde bir adam var onu alın getirin der.
Emir demiri keser misali
valinin yardımcısı Valinin babasını apar topar alıp getirirler, babasının içeri
girmesiyle oğlu babasına baba; “Bana adam olamazsın diyordun bak ben vali
oldum” der.
“Oğlum ben sana vali olmazsın
demedim ki, adam olamazsın dedim, adam olsaydın babanı ayağına getirtmezdin”
der oğluna..
Şimdi düşün bakalım. Bu ülkeye en
büyük zararı kim veriyor. Bizler maalesef "Kitap yüklü merkepleriz."
Anlayacağın en zararlı insanlarız. O cahil dediğimiz İnsanları öp başına koy.
-Bana müsaade.
-Nereye?
-Çocuğumu okuldan almaya.
-Sen bunu mu anladın, tüm bu
dediklerimden.
-Varsın zararı bana olsun, yeter
ki ülkem zarar görmesin.
-Bırak çocuk okusun; amacına,
aslına, özüne uygun bir şekilde. Sözüm okuduğunu yanlış yerlerde kullananlara.
Okuyanların da çok güzel örnek olanları vardır sayısı az da olsa.
26/08/2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder