Ana içeriğe atla

Belediye Toplu Taşıma Araçları Hangi Kesim Sayesinde Ayakta Durur?

Belediye Toplu Taşıma Araçları Hangi Kesim Sayesinde Ayakta Durur?
Kendi işini yaparken iflas eden biri,nice zamandır iş ararken nihayet E sınıfı ehliyeti imdadına yetişir.Taşeron işçi olarak belediye otobüsünde bir iş bulur. Bismillah diyerek sabah ilk sefer için durağa varır. Heyecanlı mı heyecanlı,bir o kadar da dikkatli. Çünkü görevi sadece sürmek değil, aynı zamanda bilet kontrolü de yapmalıdır. Durakta da epey yolcu vardır. Anlaşılan gelir iyi olacak gibi. Yolcular peşi sıra binmeye başlar. Çiçeği burnunda kaptan el kart makinesine bakmaktadır:
1.Yolcu ücretsiz, çünkü 65 yaşını doldurmuş, gezmeye gidiyor.
2.Yolcu ücretsiz, çünkü belediye çalışanı,işe gidiyor.
3.Yolcu ücretsiz, çünkü üniforması var, polistir, işe gidiyor.
4.Yolcu ücretsiz, çünkü basın mensubudur, işe gidiyor.
5.Yolcu ücretsiz, çünkü eşinden ayrılmış, sosyal haktan yararlanıyor. İşe gidiyor.
6.Yolcu ücretsiz, çünkü binenin gazilik madalyası var.Yeri de hazırdır: Şoförün arkası.
7.Yolcu ücretsiz, çünkü dul ve yetim, bakıma muhtaç.
8.Yolcu ücretsiz, çünkü engelli.
9.Yolcu ücretsiz, kaptanın mesai arkadaşı.
10.Yolcu ücretsiz, milli sporcu.
11.Yolcu ücretsiz, yabancı ülke vatandaşı.
12.Yolcu ücretsiz, kartındaki bakiye yetersiz, şoför ona, "bir binişinde iki defa tut" der.
13.Yolcu ücretsiz, "içeriden tutayım " der, ama kimsede el kart olmaz.
14.Yolcu ücretsiz, elinde tapu gibi 65'lik nüfus kağıdı var.
15.Yolcu ücretsiz, üniformalı zabıtadır.
16.Yolcu ücretsiz, indirimli abonmana sahiptir. 65 TL'lik kart ile kaç defa biner kim bilir.
17.Yolcu ücretsiz,tam abonmana sahiptir.100 TL'lik kart ile kaç defa iner, biner kim bilir.
18.Yolcu ücretsiz, MİT elemanıdır, işine gidiyor.
19-36 arası binen yolcular da ücretsiz,yukarıda geçenlerin hemcinsidir....Ve oturaklar dolar.
37-80 arası binen yolcular indirimlidir,öğrenci okuluna gidiyor ,araya sıkışmalı ve arkaya doğru ilerlemelidir.
81-90 arası binen yolcular öğretmendir, indirimlidir, işe gidiyor.
91-100 arası binenler ücretli ve tam bilettir, çünkü onlar asgari ücretlidir, işe gidiyor. Otobüsün tüm masraf ve maliyeti üzerindedir. Sorumluluğu çoktur, bu yüzden daha çok çalışmalıdır.
101-110 arası binenler ise kalabalıktan ön kapıdan binemeyip arka kapıdan binen ve kartını okutamadıkları için ücretsizdir.
111.Yolcu ücretli, tam bilet kullanır,dolmuşa binemediği için mecburiyetten binmiştir.
Ve kapılar kapanır, Kaptan yola çıkar,her durakta durur. Aynı tip yolcuları bir taraftan indirir, diğer taraftan bindirir.
İlk 36 kişi sevinir ve dua eder;"Allah devletimize zeval vermesin,güzel hizmet yapıyor" diye.
Asgari ücretli ise, "Adaletin bu mu dünya"türküsünü diş gıcırtıları arasında söylemeye çalışır. Kırılan dişi de cabası.
Belediye ise maliyeti kurtaracak hesaplar yapmak için yeterince hesap uzmanını işe alır. Uzmanlar ise, "suya ne kadar zam yaparsak, emlak vergisini kaç kat artırırsak, atık su bedelini ne kadar yükseltirsek maliyetine toplu ulaşım yaparız" hesabı yapmaya koyulurlar.
Gaipten bir ses:
-Kardeş! Ramazan Ramazan senin işin gücün yok mu?
-Benim işim bu kardeş, işim yok, maalesef! 21/06/2015

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde