3 Mart 2025 Pazartesi
Gürültü Yığını
Ramazan Kutlanmaz, Yaşanır
Orucun, Kitaplarda Yazmayan Faydası
Travmayı Atlatmanın Yolu
Bu ülke, faydalananlar ve mağdur edilenler diye ikiye ayrılsa yeridir. Bir de sürekli nemalanan grup var. Nemalanan bu grup her devirde nemalanmaya devam eder. Bunlara beyaz Türkler dense yanlış olmaz.
Faydalanan ve mağdur edilen grup ise her devir ve sürece göre yer değiştirir. Faydalanan, bir başka süreçte mağdur, mağdur edilen de bir başka süreçte ihya olur. Bu yönüyle bu ülke, tuzu kurular, devrine göre ihya olanlar ve imha olanlardan müteşekkil.
İhtilaller, ihya ve imha olanlara bir örnektir.
Aynı şekilde 28 Şubat post modern darbesi de ihya ve imha olanlara bir örnektir.
Bu süreç dindar ve mütedeyyin insanların üzerinden buldozer gibi geçti:
Başörtülüler mağdur edildi. Kimi görevinden atıldı kimi okulunu okuyamadı.
Meslek liselerine katsayı engeli getirilerek bu okullar kapatılmaktan beter edildi.
Seçilmiş hükümete baskı yapılarak istifa ettirildi.
8 yıllık kesintisiz eğitime geçildi.
Altı ve mevzuatı sağlam olmayan yeşil sermaye çökertildi.
İrtica ile mücadele MGK'nin ilk gündem maddesi oldu.
İrticanın odağı kabul edilen iktidarın büyük ortağı parti kapatıldı. Sorumlularına yasak getirildi.
Uzatmayayım, bu süreçte adeta dindar ve mütedeyyin insanlar üzerinde terör estirildi.
Bin yıl devam edecek denilen bu süreç çok sürmedi. 10-15 yıl içerisinde bu sürecin yaraları sarıldı.
Aradan bunca yıl geçti. Sürecin mağdur eden aktörleri yargılandı ve mahkum oldular. Sürecin tüm izleri silindi. Bugün bu süreci savunan yok. O gün bu süreci savunanların ağzını bıçak açmıyor.
Niyetim 28 Şubat sürecini anlatmak değil.
Dikkatimi çeken, her seneyi devriyesinde bu sürecin mağdurları paylaşım yapıyor, bu sürece lanet okuyor, süreçteki mağduriyetini ortaya koyuyor. Bize şunu şunu yapmışlardı. Bunu unutmayacağız, unutturmayacağız diyor.
Elbette bu süreç zulmü ile anılacak. Çünkü bu süreç nicelerine mağduriyetler yaşattı.
Yalnız ölenle ölünmüyor. Bu süreci bu kadar yıl geçmesine rağmen her seneyi devriyesinde gündemde tutmanın, mağduriyeti öne çıkarmanın ne faydası var? Üstelik bugün bu süreci savunan da yok. Savunanlar sinmiş durumda. Aktörlerinin çoğu da öldü.
Buna rağmen her yıl dönümünde bu tür mağduriyet paylaşımları ve lanet okumaları nasıl anlamamız gerekir?
Belli ki süreç çoğu kimsede bir travma oluşturmuş. Aradan bunca yıl geçmesine, sürecin tüm izleri silinmiş olmasına rağmen oluşan bu travma hala yerinde duruyor ve tazeliğini koruyor.
Hiçbir zulmü görmezden gelemem. Hiçbir mağduriyeti de küçümsemiyorum. Yalnız bu travmadan kurtulmak, geçmişi yaşamayı bırakıp önümüze bakmak gerekir diye düşünüyorum.
Süreç tarih olmalı, tarihteki yerini almalı. "Acıları kuma, iyilikleri taşa yazmalı" artık. Elimizdeki dolu bardağı masaya bırakmalı. Değilse yaşanan bu travma kolay kolay atlatılmaz.
Geçmişle övünmeyi, geçmişe lanet etmeyi bırakıp önümüze bakmak lazım vesselam. Aksine, her yıl dönümünde yarayı kanatmak, yaşanan travmayı bırakmamak anlamına gelir ki bu da sağlıklı düşünmenin önünde en büyük engel olarak kalmaya devam etmek demektir. Çünkü devir, geçmişi yaşamak değil, önümüze bakma devridir. Süreç illa değerlendirilecekse bu süreç kimin işine yaradı, bunun üzerine kafa yormak gerek.
Dilencinin Böylesi
2 Mart 2025 Pazar
Yazı ve Bedel
Dindar Zihnin Dünyası
“Bugün Mehmet Okuyan hocayı dinledim. ‘Depremin duası nedir’ dediler. ‘Demirden ve çimentodan çalmamaktır’ diye cevapladı”.
Bu paylaşımı emekli bir ilahiyatçı paylaşmış.
Bu söze ne denir? El hak doğru denir. Adam fiili duadan bahsediyor. Kısaca bina yaparken tabiat şartlarına uygun bina yapacaksın. Malzemeden çalıp çırpmayacaksın diyor.
Mehmet Okuyan, ömrünü Kur’an’a adayan bir Kur’an talebesi. Tefsir ederken hatası olmaz mı? Olur. Kimin olmaz ki Okuyan’ın olmasın.
Bildiğim kadarıyla hadis ve sünneti inkar eden biri değil. Ama nedense adı sünnet ve hadisi inkar eden birine çıkmış. Hadislere bakış açısı, kendi ifadesiyle, “Ne süpürüp atanlardan ne de süpürüp alanlardan”. Her hadisi referans almayıp Kur’an’ı Kur’an’la açıklamayı düstur edinmesinden olsa gerek. Kendisinin seveni kadar düşmanı da çok. Nefret edenler adeta ismini duyar duymaz içindekini kusuyor.
Üşenmeyip bu paylaşımın altına yorum yazanlara baktım. Neler yumurtlamışlar neler:
“İslam Dininin temel kaynağı Sahih sünneti inkar eden bu Macar Yahudi’si Ignaz Goldziherin şakirdi din yıkıcısı”.
Sâffât Suresi 102. ayette Hz. İsmail ‘Babacığım emrolunduğun şeyi yap’ demesine rağmen mealen ‘Allah çocuğunu kurban et der mi?’ diyerek açıkça ayete muhalefet eder” .
“Ebu Davut’ta kaydedilen sahih hadiste cuma namazının kadınlara farz olmadığı beyan edilir ama bu din yıkıcısı, cuma namazının kadınlara da farz olduğunu söyler”.
Sapkın görüşlerinden sunduğum bu birkaç örnek bu şahsın din anlayışının sakatlığının gösteriyor.
“Evet, Müslüman her işini en iyi yapmalı, lakin yaratıcıya duayı küçümsemesi kibrinden gübürünün (ne demekse) gözükmesine sebep oluyor”.
“Niye hoca diyon madem?”
“Materyalist bir yaklaşım”.
“Kur'an'ı tahrif edecek şekilde yorum yapan ve özellikle peygamberi yok sayan bir âlim. Dinlemeyi bırakın, adam yerine bile koymaya değmez. Bakara suresinin 286. ayetini okur da peygamberi yok sayar, buna muzelman (Müslüman değil) denir, denirse.!”
“Farkında isek eğer, duayı küçümseyip de şaka ile ve istihza ile cevap veriyor ki "Vel istihzâu küfrün/dini değerlerle istihzâ etmek küfürdür..."
“Dinleyecek bir adam bulamadın mı... Hoca???”
“Tehlikesi çok büyük bu herifin...!!!!”
“Böyle adamları ilahiyatçılar temizlemesi lazım”.
“O adamın ismini bile ağzıma almam”.
Aracı koymayın deyip yüzlerce kitap yazan bu ve dünürü değil mi? Bunlar var ya bunlaaaarrrr...”
Gördüğünüz gibi yorumlarda Kur’an talebesi Okuyan’ın ne Müslümanlığını bırakmışlar ne de insanlığını. Demediklerini bırakmamışlar. Adeta içindekileri kusmuşlar.
Tüm bu yorumları görünce tüm dindarları kastetmesem de dindar zihnin dünyası böyle çıkıverdi içimden. Vah ki vah yazık.
Ne yazık ki söyleyecek sözü olmayanların, Okuyan’a fikirle cevap veremeyeceklerin zihin dünyası bu işte. İşleri güçleri kişiye belden aşağı vurmak.
Sonunda paylaşımı yapan ilahiyatçı tüm bu yorumlara gına getirmiş olmalı ki hepsine birden büyük harflerle şöyle cevap vermiş:
“YAV BEYLER! HAKLISINIZ KATILIYORUM YORUMLARINIZA. AMA DEMİRDEN ÇİMENTODAN ÇAL YIKILSIN...
BİRAZ BUNA VURGU YAPTIM YAV... BUNU GÖRÜN YETER... HABİRE SALDIRMAYIN YAV.
ADAM DOĞRU SÖYLEMİŞ. ŞEYTAN BİLE BAZEN DOĞRU SÖYLÜYOR YAV.
DOĞRU DE GEÇ...”
Sadede gelirsem, bu zihin dünyasına sahip insanların ne dine ne Müslümanlığa ne topluma ne de insanlığa verebileceği bir şey var. Bu tiplere, tek kelimeyle yazıklar olsun!