20 Mayıs 2024 Pazartesi

Bir 65'linin Gözünden Ücretsiz Toplu Taşıma

“Otobüste 65’likler Muhabbeti” başlıklı bir yazı kaleme almış, şehir içi toplu taşımalarda otobüslere ücretsiz binenlere yolculardan işittiğim homurdanmalara yer vermiştim.

Bu yazım üzerine kanun ve kanuna dayalı olarak düzenlenen Yönetmeliğe göre toplu taşımadan ücretsiz faydalanan bir takipçim, bu konudaki duygu ve düşüncelerini yorum olarak yazmış. Bu yazımda bu takipçimin yorumuna yer vereceğim.

65 yaşını doldurmuş ve mevzuat gereği ücretsiz faydalananları yargılarken biraz da onların gözünden bakmamızda fayda olduğunu düşünüyorum.

“Merhabalar, Sayın Ramazan Hocam! Ben de 69 yaşıma girmiş biri olarak 3 yıldır, her şeyin bedavasından yararlanıyorum.

Kimseyi rahatsız etmem, ayakta seyahat ederim. Yer vermek isteyenleri de nazikçe geri çeviririm. Gerçi ben de bazen gereksiz biniyorum ama benim gereksiz şekilde kullandığım hatlarda asla yolcu yoğunluğu yok, gayet müsait oluyor.
Gelelim işin doğrusuna. Ben de tüm bedava ve indirimli tarifelere karşıyım. Ben param ile de olsa biner gezerim. Benim işim bu. Ben araştırma yapıyorum. Bu nedenle şehir içi seyahatlerimde otobüs, tren, metro hatlarını hepten kullanırım. Paraysa, para. Ben bedava olduğu için değil, ihtiyacım olduğu zaman biniyorum.

Ama serbest kart diye seslenince herkesin gözü üzerimizde oluyor. Bizlere gerçekten başta şoförler olmak üzere diğer ücretli binen herkes kızıyor. Şimdi ben ne yapayım? Onlar kızıyor diye paralı kart alıp paralı mı bineyim? Ne yapmam gerekiyor? Zaten otobüsten ziyade tren ve metroyu kullanıyorum. Oralarda kimsenin gözüne dokunmuyor. Sorun sadece otobüslerde oluyor.

Konu 65 yaş serbest kartlı seyahat olunca, birinci yorum yetmedi ikincisini yazıyorum. Aslında daha internet sorunum çözülmedi. Komşudan biraz ödünç internet aldım da onu kullanıyorum.

Eğer 65 yaşı kaldıracaklarsa, tüm serbest ve indirimli kartlar da kalksın. Arabaya binen binmeyen belli olsun. Çünkü ben gerekirse abonman alacağım ve yine bineceğim. Çünkü ben ev ile hastane arası sürekli gidip geliyorum. Ama gerçekten gereksiz ve lüzumsuz yere binen 65’liklerimiz de var. Onların yüzünden bizler de böyle azar işitiyoruz.

Merak etmeyin, 65’lik olayı kanunla korunmuş bir hak. Siz 65 yaşınızı dolduruncaya kadar o kanunun yürürlükten kaldırılacağını sanmıyorum.
İnşallah siz de bu bedavanın tadına bir bakarsınız.

İlk sıralar biz çok eziyet çektik. Daha herkes yeni yeni alışıyor 65’lik serbest seyahat iznine.

Şimdi insanların tabi yaşı genç, konuşmak kolay. Yarın o da gelsin 65'ine. Bedava değil de o para verip binsin. Binebiliyorsa, bir biner iki biner, üçüncüsünde başvurur alır bedavasını. Her yere bedava gidip gelir.
Zor bir konu be hocam!

Selam ve saygılarımla.”

Takipçimin emeğine sağlık. Kalemine kuvvet. Kendisi de yazan, aynı zamanda “Değirmenden Mektup Var” başlıklı güzel bir bloğu var:  "https://degirmendenmektupvar.blogspot.com/?m=1" 



Otobüste 65'likler Muhabbeti

Bugün 65'ine dört yıl kalmış biri olarak otobüse bindim. Öndeki boş koltuğa oturdum. 

Bindiğim otobüs her durakta hem yolcu indirdi hem yolcu aldı. 

Birkaç durak gittikten sonra 65'lik kartı olan biri bindi. Kartını tutup arka tarafa geçti. 

Malumunuz 65 yaşını doldurmuş olanlar toplu taşıma araçlarına ücretsiz biniyor.

Bey amcanın arkasından binen iki kadın başladılar şoförle konuşmaya:

Bıktık şu 65'liklerden dedi kadının biri.

Diğeri bazı belediyeler bunlara ücretsiz binmeyi kaldırdı. Burası hala kaldırmadı dedi. (Halbuki ücretsiz uygulamayı kaldıran belediye yok. Çünkü hükümet kararı bu. Kaldırdım, kaldıracağım diyen belediyeler oldu ama dedikleriyle kaldı.)

İki çeşme arasına bile biniyorlar dedi öteki.

Aynı adam her gün sadece benim seferimde günde iki defa biniyor dedi şoför. Neler görüyorum neler dedi.

Kalkmalı bu bedava biniş dedi oturan bir kadın. 

Akşama kadar durmadan birinden inip diğerine biniyor bunlar dedi beriki. 

Bitmediler gitti bu 65'likler dedi bu tarafta olan.

Biri bıraktı diğeri sözü aldı yolcuların. Her birine destek verircesine cevap verdi şoför. 

Daha da söylediler de hepsini anlayamadım. 

Gördüm ki tüm yolcular, başta şoförler olmak üzere 65'liklere diş biliyor. Bu bedava binişlerinden dolayı adeta 65 yaşını doldurmuş ve toplu taşıma kullanan kimseleri düşman bellemişler. Kısaca kızdılar da kızdılar.

Tüm bu dinlediklerimin ardından, araya girip durun ne yapıyorsunuz, 65’ine yaklaşmış biri olarak şimdiden burnumdan getirdiniz. Daha binmedim bile demek geçti içimden. Sonra vazgeçtim. Zaten dolmuş birileri. İçlerini boşaltıyorlar. Şakadan anlamayıp işte bir 65’li de burada. Önce bunu halledelim deyip üzerime çullanabilirlerdi.

Kim olursa olsun, ücretsiz binmeye taraftar değilim. Hele altmış beşini dolduranlara asla ücretsiz olmamalı. Olacaksa da günün yolcu yoğunluğunun olmadığı saatlerde sınırlı sayıda binmeleri taraftarıyım. Otobüsler bu şekil bedava olacaksa öğrenciye ücretsiz olmalı. Yaşını, başını almış, çoluk çocuğunu çıkarmış, bir edi bir büdü kalmış kişilerin vakit geçirmek amacıyla bedava nasılsa deyip otobüsten otobüse binmesi hoş değil.

Vatandaşın bu kadar tepkili olmasına rağmen mübarek 65’likler de biraz az binelim. Pek orta yerde görünmeyelim. Eli boş, gönlü hoş, maksat vakit geçirmekse biraz da yürüyelim demiyorlar. Bindikçe biniyorlar. İndikçe de zevk alıyorlar. Verilen bu imkanı bir hak görüyorlar. Binmezsek bu haktan mahrum kalacaklarını düşünüyor olmalılar. (Böyle bir altmış beşlik binmiştim bir ara otobüse. Bindiği otobüs eski idi. Otobüs de eskiymiş. Belediye bir otobüs alıvereyim bari dedi, sağına soluna bakarak ve gülerek. Otobüse verecek parası olmasa da bonkörlüğü kimseye vermedi maşallah.)

Gelelim şimdi sadede. Toplu taşımalara ücretsiz binenlere kızalım kızmaya da bunun bir çözümü yok. Üstelik yanlış kişilere ve gücümüzün yettiklerine kızıyoruz ve arkalarından homurdanıyoruz. Devlet 04.03.2014 tarih ve 28931 sayılı Resmi Gazetede “Ücretsiz veya İndirimli Seyahat Kartları Yönetmeliği”ni kanuna dayalı olarak düzenlemiş. Yaşını dolduranlar da bu Yönetmeliğe binaen biniyor. Eğer kızılacak sa bu Yönetmeliğe, bu Yönetmeliği çıkaranlara kızılmalı. Değiştirilmesi veya kaldırılması için Cimer başta olmak üzere yetkili makamlara yazılı veya sözlü olarak meram anlatılmalı. Gücümüz altmış beşliklere yetmesin.

Ayrıca tüm bedava hizmete karşı çıkalım. Sadece 65’liklerin bedavacılığı gözümüze batmasın. Mesela belediye çalışanları toplu taşımaya ücretli mi biniyor yoksa ücretsiz mi? Ücretli ise ne ala. Yok bedava biniyorlarsa bunlara da sözümüz olsun. Mesela homurdana yolculara eşlik eden şoför, seferi dışında toplu taşımaya binince ücretli mi biniyor, ücretsiz mi? Şoför arkadaşı onu durakta mı indiriyor yoksa durak harici evinin köşesinde mi? Vatandaş olur olmaz kızsın da kamu hizmeti yapan şoför bari sussun.

Elhasıl sadede bir kez daha geleyim. Vatandaş böyle homurdana homurdana daha ben 65’ine varmadan bu Yönetmeliği değiştirecek. Olan da bana olacak. Hiç faydalanamayacağım da ona yanarım. Hoş, Yönetmelik kalkmasa bile bu homurdanmaya karşın nasıl binerim ayrıca. Yürürüm daha iyi. Zaten onu yapıyorum. Bakmayın ara ara böyle bindiğime. Hem 65 sonrasına hazırlık olsun. 

Derbide Gülen Taraf FB Oldu

Aylardır beklenen GS-FB derbisi oynandı. 

Şampiyonluk düğümü bu maçta çözülecekti. 

GS beraberlik veya galibiyete şampiyonluğunu ilan edecekti.

FB ise ezeli rakibini yenerek şampiyonluk iddiasını son maça taşıyacaktı. 

Maçta gülen taraf FB oldu.

GS'yi kendi evinde, binlerce seyircisinin önünde, on kişi kaldığı maçta yenmeyi başardı.

Üstelik deplasmanda olmasına rağmen GS'den üstün bir oyun oynadı. Farkı kaçıran taraf oldu.

Şampiyonluk iddiasını son maça taşıdı. 

Çoğu spor yorumcusuna göre derbinin favorisi GS idi üstelik. Favoriler maçı kaybeder dedikleri böyle bir şey olsa gerek. 

Favori olmasından geçtim. Bir eksik takıma karşı başa baş bir maç çıkarmaktan uzaktı GS. Güya Fener'e fark atacaktı. Fark yemekten ucuz kurtuldu. 

Belli ki Fenerbahçe ezeli rakibine karşı iyi hazırlanmış ve ben bu maçı alacağım demiş.

FB’nin böyle bir oyun ve skorla ayrılmasında Aziz Yıldırım’ın, ben kazanırsam teknik direktör olarak Morino’yu getireceğim açıklaması, FB camiasını bu maçı kazanmaya kenetlemiş.

Ve tüm futbolcular ve teknik ekip buna inanmış.

İnancın elinden ise hiçbir şey kurtulamaz.

FB'yi böyle zorlu bir maçı on kişiyle kotarmasından dolayı tebrik etmek lazım.

GS ise nasılsa cümle alem bizi favori ilan etti. Fener dediğiniz takım sahasında zoraki maçlar kazanıyor. Küme düşmeye namzet takımlar karşısında ecel terleri döküyor. Sahamızda Fener varlık gösteremez. Çalışmamıza da gerek yok. Zaten altı puan da fark var demiş. Bir hafta boyunca hazırdan yiyen evlat gibi yatmış ve mevcudu tüketmiş.

Oynadığı oyunla ve aldığı skorla şampiyonluğu hak ediyor denilen GS son iki haftadır oynadığı oyunla şampiyonluğu tam hak etmediğini kendi sahasında göstermiş oldu. Üstelik 17 maçtır iç saha yenilmezliğine de Fenerbahçe eliyle son vermiş oldu.

Demek ki rakipler iyi olsa GS bu kadar puan toplayamayacak ve galip gelemeyecek. Bu yönüyle GS'ye kötülerin iyisi denebilir.

GS-FB derbisi şunu gösterdi ki GS’de FB fobisi devam ediyor. İki yıldır Fenerbahçe’yi yenmeye başlayınca bu fobi kalktı sanılmıştı. Görünen o ki değişen bir şey yok. Ölüsü bile GS’yi yenmeye devam edecek. GS de Fener'in formasını görünce ayaklarının bağı çözülüyor. Fener de Galatasaray’ı görünce diriliyor. Yenince de şampiyon olmuş gibi oluyor. GS'i yendiler mi şampiyonluğa gerek yok onlar için. Fenerliler unutmasın ki maratonda asıl olan yarışın belli etabında başarı elde etmek değil, maratonu göğüslemektir.

Elhasıl, GS son hafta Konyaspor sahasında bir puan alırsa şampiyon olacak ama bilinsin ki karizmayı çizdirdi vesselam.