23 Mart 2024 Cumartesi

Doğu ve Batı Dünyası

Doğu ve Batı, dünyanın iki kutbunu ifade eder. Bu iki kutup aynı zamanda iki zihniyeti temsil eder. 

Doğu derken geri kalmış ya da gelişmekte olan İslam ülkelerini, Batı derken gelişmiş ülkeleri kastediyorum.

Doğu ve Batı arasındaki zihniyet uçurumu dünyanın doğu ve batısından daha büyüktür. 

Bu iki zihniyeti aynı kazana atsan kaynamaz. Çünkü farklı dünyanın insanlarıdır. Bakmayın aynı dünyada yaşadıklarına. 

Batı'da lider kültü yoktur. Doğu'da ise lider kültü vardır.

Batı' da kurum ve kurullar oturmuştur. Kurallar işler. Kural dışına çıkılmaz. Kişiye göre kural konmaz. Kişi için kural çiğnenmez. Doğu'da ise kurum ve kurallar vardır. Ama kurallar oturmamıştır. Kişiye göre kural konur, kişi için kural kaldırılır. Her şey kılıfına uydurulur.

Batı'da partiler önceliklidir. Parti lideri başarısız olunca çeker gider. Doğu'da ise partiden ziyade lider önemlidir. Doğu' da parti liderindir. Lider partiyi kurar, büyütür ve öldürür. Başarılı olsa da başarısız olsa da hep partisinin başındadır. Liderin partideki ömrü, ömrü sona erinceye kadardır. Doğu'da liderin görev yapması için Anayasa engeli varsa gerekirse Anayasa değiştirilir. Lider görevine devam etmek istediği müddetçe kurallar bir şekil kılıfına uydurulur.

Batı'da lider bir başına karar alamaz. Doğu'da ise her şey liderin iki dudağı arasındadır. İki dudağı arasından çıkan emirdir.

Batı'daki lider, yanlış tasarrufundan dolayı hesap verirken Doğu'da ise lider hesap vermez, hesap sorar. 

Batı’da istifa mekanizması işler. Doğu’da ise işlemez.

Batı’da seçime katılım düşüktür. Doğu’da ise katılım yüksektir.

Batı’ da kadrolaşma yoktur. Doğu’da ise tepeden tırnağa kadrolaşılır.

Batı’da mağduriyet yoktur. Olursa da yargıdan döner. Doğu’da ise mağduriyet çoktur. Mağduriyet ise yargı ile çözülmediği gibi tescillenir.

Batı’da mahkeme kararları uygulanır. Doğu’da ise uygulanmaz.

Batı’da liderler kurtarıcı değildir. Doğu’da ise her lider kurtarıcıdır.

Batı’da olgu vardır. Doğu’da ise algı vardır. İşler algı ile yürür.

Batı’da iktidar olan ne oldum delisi olmaz. Güç zehirlenmesi yaşanmaz. Doğu’da ise şımarıklık ve güç zehirlenmesi had safhadadır.

Batı’da sandık demokrasinin bir gereğidir. Hükümet etme yollarından biridir. Doğu’da ise sandık her şeydir.

Batı’da siyaset seçimden seçimedir. Sair günlerde halkın gündeminde siyaset yoktur. Doğu’da ise herkes siyasetçidir. Seçim dışında da hep siyaset konuşur.

Batı’da seçimden seçime hükümet değişir. Doğu’da ise hükümetler değişmez. Aynı hükümet saltanat gibi iktidara devam eder.

Batı’da siyasetin ve her şeyin alternatifi vardır. Doğu’da ise alternatif yoktur. Olursa da yok edilir.

Batı’da iktidarlar koalisyonlarla sorunsuz yürür. Doğu’da ise iktidar paylaşılmaz. Koalisyonlarla yürümez. Ülke krizlere fark olur.

Batı’da seçimler kazanılır veya kaybedilir. Doğu’da ise seçim kaybı ülkenin kaybedilmesi demektir.

Batı’da ülke, devlet ve kurum kültürü vardır. Doğu’da ise iktidarların kendi kültürü vardır. Batı’da devlet vardır. Doğu’da ise kişiler ve liderler vardır. Batı’da kişiler devlete hizmet eder. Doğu’da ise devlet kişilere hizmet eder.

Batı’da seçim ekonomisi uygulanmaz. Seçim kazanmak için her yol mubah olmaz. Doğu’da ise seçim ekonomisi uygulanır, devletin altı oyulur ve ülkenin geleceği yok edilir.

Batı’da sorun çözülür. Doğu’da ise sorun çözülmediği gibi sorun üretilir.

Batı’da üretim vardır. Doğu’da bol çene vardır. Mazeret ve gerekçe üretilir.

Batı yarınlara dönük yaşanır. Doğu’da ise günübirlik yaşanır. Yarını yoktur.

Batı siyasetinde siyasi rekabet vardır. Doğu’da ise düşmanlık ve husumet vardır.

Batı insanı gelecek ve rızık endişesi yaşamaz. Mal biriktirmez. Doğu insanı gelecek ve rızık endişesi yaşar. Biriktirir de biriktirir. 

Batı'da siyaset yapanlar maddi yönden ihya olmaz. Doğu'da siyaset yapanlar malı götürür. Servetine servet katar. 

Batı' da siyaseti bırakanlar geçim için bir işte çalışır. Doğu'da ise siyasete giren siyaseti bırakmaz. Siyaset onu bıraksa da başka işte çalışmaz. Çünkü daha önce kazandığı sülalesini besler. Torunlarına da miras bırakır. Çünkü babadan kalan mal Karun'un malından fazla olur. Geriye, bırakıp giden nur içinde yatsın duası kalır. Hasılı aile bir eli yağda, bir eli balda dünyada cennet yaşar. 

Batı, akıl ve bilimle hareket eder. Olayların üzerine soğukkanlılıkla gider. Atacağı adımın sonucunun ne olacağını, neye mal olacağını hesaba katar. Doğu ise duygularıyla hareket eder. Hamaset ve sloganla işimi yürütmeye çalışır. Hareketlerinde soğukkanlılıktan eser yoktur. Yalınkılıç dalar. Olayın sonucunun nereye varacağını hiç hesaba katmaz. Sonuçta Batı kazancının üzerine kazanç koyar. Doğu ise hepten nedamettir. Nedamettir duysa gam yemem. Zira burnundan kıl aldırmaz. 

Gözü Kör Olsun!

Alternatifsizliğin,

Macera ve serüvenin, 

İnadın, 

Kendine aşırı güvenin,

Hikayesi bitmişliğin, 

Hikaye yazamayanların,

Çaresizliğin, 

Sonsuz kredinin, 

Aynı deliğe defalarca girmenin, 

Güç zehirlemesi yaşamanın, 

Herkes Mersine giderken tersine gitmenin, 

Her şeye mazeret ve gerekçe üretmenin, 

Gözlere perde inmenin, 

Olgu yerine algı üretmenin, 

Gerçekleri gözden kaçırmanın, 

Gizli ajanda taşımanın, 

Senaryonun artistliğine soyunmanın, 

Her hal ve ahvalde destek vermenin, 

Korktuklarıyla yüzleşmemenin, 

Bizden olana ses çıkarmamanın, 

Ölüm fermanını celladına teslim etmenin, 

Deneme ve yanılma ile yol almanın, 

Düşünmeyen beynin, akletmeyen organın,

Gelmekte olan tehlikeyi görmemenin ya da görmezden gelmenin,

Haksızlığa dilsiz şeytan olmanın,

Öngörüyü, basiret ve feraseti terk etmenin,

Ben yaptım, oldu demenin,

Ben her şeyi bilirim demenin...

Gözü kör olsun...

Faizle Mücadelenin Acı Sonu

Mart 2024 itibariyle Türkiye'nin politika faiz oranı yüzde 50 ile listenin altında yer alan 13 ülkeye fark atmış. Türkiye dışındaki ülkelerin faiz oranı toplamı ise yüzde 86 olmuş.

Listede yer alan Euro bölgesi AB ülkelerini ayrı ayrı yazdığımız zaman Türkiye'nin faizde fark attığı ülkelerin sayısı epey kabarır.

Geldiğimiz bu yüzde elli faiz oranıyla 2002'de uygulanan yüzde 47 faiz oranını da sollayıp geçmişiz. Ayıpladığı başına gelmeden ölmezmiş dedikleri bu olsa gerek. Hoş bu konuda bugüne kadar neyi ayıpladılarsa hepsini yapmada üstlerine yoktur.

Birileri bu trajikomik durumu, “Bu ülke 17-25 Aralığı, Gezi olaylarını, Hendek olaylarını, 15 Temmuz kalkışmasını, terörle mücadele, pandemi, 6 Şubat depremi gibi badireler atlattı. Ekonomi bunlardan dolayı bu halde” gibi gerekçelerin ve savunmacı refleksin arkasına sığına dursun. Kendi ürettikleri masalları ile kendilerini avuta dursun.

Sebep her ne olursa olsun, görünen o ki faizle mücadelemiz tersi sonuç vermiş. Faizi sıfırlamayı kafaya koymuş zihniyet ülkeyi faiz ülkesi haline getirmiş ve ülkeyi faiz bataklığına sürüklemiş. Aktörleri bu eserleriyle ne kadar övünseler yeridir. 

Övünmeleri gereken bir başka başarımız da Aralık 2023 itibariyle 20 ülkenin enflasyon toplamı 63,9 iken biz 64,8 ile şampiyonluğu açık ara önde tamamlamıştık. 

Enflasyon ve faiz oranında dünya bir araya gelse, alt alta dizilse, yan yana gelse bizi yakalaması mümkün değil. Bunun için çok çalışmaları gerekir. Bizi kıskanıyorlarsa, keşke biz de enflasyon ve faiz oranında Türkiye’yi yakalayabilsek diyorlarsa, üzülmesinler. Bir telefon kadar yakınız onlara. Yardım için seferber olur, bizdeki bu konuda yetişmiş elemanları göndeririz onlara. Transfer ücreti de almayız. Meccanen veririz bu yetişmiş kadroyu.

Lafı hiç sağa sola çekmenin, mazeret üretmenin hiç gereği yok. Ülkenin geldiği bu nokta yani enflasyon ve faiz sarmalına duçar olmamız, “Faiz sebep, enflasyon sonuç” önermesinin bir sonucudur. Daha doğrusu inadın zaferidir. Bu önermeyi bundan sonra “İnat sebep, enflasyon ve faiz sonuç” şekline dönüştürmek gerek. Çünkü tablo ortada. Ve bu aşamadan sonra bu ülkeyi bu badireden kısa ve orta vadede kimse kurtaramaz.  İsterseniz bu konuda uzmanlaşmış kırk akıllıyım bu işi düzeltsin diye görevlendirilir. Nafile. Çünkü taş atılmıştır bir defa, hem de defalarca.

Bu ülke “Ben bu konunun kitabını yazdım. Bu konuda ustayım” diyenlerden çok çekmiştir. Aklını başına almazsa daha çok çekecek ve ağlayanı olmayacaktır.

Yine bu tablo göstermektedir ki bu eser hikayesi bitmiş ve yeni hikaye üretemeyen insanların önümüze koyduğu bir faturadır. Nicedir ortaya konan maceranın sonudur. Alternatifsizim diye kendisine verilen kredinin hoyratça kullanılmasıdır. Mirasyedi bir evladın ata mirasını yerli yerince kullanamamasıdır.

Olan oldu. Bu ülke yıllar yılı bunu çekecek. Bu aşamadan sonra bu milletin etkili ve yetkili ve de bu işin ustası olanlardan beklediği, Allah rızası için faizle mücadele etmeye kalkışmamasıdır.