16 Ocak 2024 Salı

Emeklim Emeklim!

Yedi bin beş yüz liraydı maaşın, 

Verdik otuz yedi, altılık oran. 

Üzerine ekledik bir beş daha

Etti mi maaşın düz hesap on bin. 


Kim verir bu devirde bu parayı? 

Allah lillah için söyleyin haydi. 

Sadece bu fani verir değil mi?

Üstelik vermeye de doymuyor. 


Dedi bir de her şey emekli için

Gönlümde ayrı yeri var onların. 

Olsun onlara iki bin yirmi dört

Unutamayacakları yıl olsun. 


Ne iki bin yirmi dördü ne beni

Ne de balta kürek yaktıran martı. 

Hesap kitap yapsınlar tüm yıl artı, 

Hesapsız yaşanmaz bu sene çünkü. 


Unutmayın başımın tacısınız, 

Koca bir yılınız hayırlı olsun. 

İstemeyin benden çok fazlasını, 

Zira bir sonrası kara topraktır.

Doğal Gazlı Evde Üşümenin Yolu

Kışın eksi derecede, buz gibi havada evde üşümek istiyorsunuz. Fakat ne yapacağınızı bilmiyorsunuz. 

Tam adamına geldiniz.

Bunun için doğal gaz yoluyla ısınan bir sitede oturacaksınız.

Yeter mi? Yetmez. 

Oturduğunuz bu site merkezi sistem olacak.

Bu da yetmez. 

Peteklerinizde payölçer takılı olacak. Bu da yetmez.

Petekleri ceza yemeyecek şekilde en düşük seviyeye ayarlayacaksınız. Bu da 15 derecenin altına düşmemek demek. 

İşte bu 15 derece sizi üşütür.

Üşüyecek olduktan sonra doğal gazla ısınan bir evde oturma ne işe yarar demeyin. Üşürdünüz belki. Ama sitenin en düşük ısınma gideri size gelir. Bu da üşüdüğüme değdi. Bak, en düşük fatura bana geldi diye sizi sevince boğar. Bundan sonrasını faturası yüksek gelenler düşünsün. Öyle değil mi?

Bunun bir faydası daha var. Oturduğunuz evi satılığa çıkardığınızda, ara kat, evimiz sımsıcak. Üstelik en düşük fatura bize gelir diyeceksiniz.

Siz evi sattıktan sonra evi alanlar düşünsün. Zira bu senin meselen değil. Çünkü evin bayrağı bundan sonra onda. O da sizin gibi üşüyecek ve en az faturayı ödeyecek.

Üşümenin bir diğer faydası, evde kısa kol ve ince kıyafetle dolaşmayacaksın. Gerekirse üzerine pardösüyü giyeceksin. Yetmedi. Uzanırken üstüne battaniye alacaksın. 

Bir diğer faydası, on beş derece sıcaklık, daha doğrusu soğukluk evde sizi diri tutar. Uyuşuk uyuşuk oturmazsınız. Çünkü sünepelik size yakışmaz. 

Siz böyle ısınmaya daha doğrusu üşümeye devam ederek kışı çıkarmayı hedeflerken, evinize misafir geldi. Otururken eviniz biraz soğuk değil mi diye moral bozmaya kalkar. Evet, soğuk diyerek misafire malzeme vermeyin. Yoo, ne soğuğu. Sana öyle geliyor. Biz hiç üşümüyoruz. Sanırım sizde hastalık başlangıcı var diyeceksiniz. Bundan sonrasını o misafir düşünsün.

Eşiniz ya da çocuklarınız şu petekleri biraz açalım demelerinin önüne geçmek için evde kısa kollu olarak dolaş. Seni bu halde gören hane halkı hiç istekte bulunmadan yatağın içine kendisini atacak.

Sakın bu dediklerimden hiç ödün verme. Unutma, apartmanın en düşük ısı gideri sende. Yüksek ısı gideri ödeyerek moral bozmaya değer mi? Sonra alemin zengini sen misin değil mi?

Sonuçları Değil, Sebepleri Konuşmak Lazım

Bu ülkede kadına şiddet olur, kadın cinayeti işlenir. Sonuç tartışılır. Nedense bir türlü şiddet ve cinayete sebep olan saikler üzerinde durulmaz. Halbuki kadına şiddet ve kadın cinayetleri giden yolların ortadan kaldırılması lazım.

Kadına şiddet ve kadın cinayetinde böyleyiz de terör konusunda nasılız? Maalesef aynıyız. Yani sebepleri değil, sonuçları tartışırız.

Ne zaman bir şehit haberi gelse meydanlara iner, miting yapar, terörü lanetler, protesto yürüyüşü yaparız. Şehitlerin kanı yerde kalmayacak deriz. Terör yuvalarına operasyon üzerine operasyon yaparız. 

Tamam, bunlar yapılsın. Terörle mücadele edilsin. 

Halbuki terör sözün bittiği yerdir. Vurarak, kırarak, Bağırıp çağırarak terör bitmez.

Hep aynı bildik yöntemleri kullanarak da terör bitmez. 

İnsanın akıl ve havsalası almıyor. Kırk yılı aşkın bir zaman bir ülkede terör devam eder mi? Bizim ülkemizde devam ediyor maalesef. Üstelik terörü azaltıp yok edemediğimiz gibi terör örgütü daha da büyüdü. Yarın Suriye'de bir devlet kurulur da bize komşu olursa hiç şaşırmam. Çünkü nicedir bunun çalışması yapılıyor.

Terörün nicedir sessizliğe bürünmesi de terör örgütünün tüm güçlerini Suriye'ye kaydırmasından ibarettir. Biz ise terörün sessizliğinden terörü bitirdik, şu kadar terörist kaldı, ayakkabı numaralarına varıncaya kadar teröristleri biliyoruz diye hava attık durduk.

Terör bir sonuçtur. Terörün akıttığı kan geri gelmez. Buna rağmen biz hep sonucu konuşuruz. Halbuki teröre giden yolları konuşmamız lazım. Çünkü terör örgütü mevcut örgüt yapısını koruyarak ve örgüte yeni ve taze eleman kazandırmak suretiyle hayatiyetine devam ediyor. Üstelik daha da büyüyor.

Bu konuda neler yapılabilir? Şu sorulara cevap bularak mesafe kat edebiliriz.

Terörü doğuran sebepler nelerdir? Terör örgütüne hangi toplumsal gruptan insanlar katılıyor? Niçin aynı bölge ve ırktan insanlar terör örgütüne katılıyor? Terör örgütüne katılanlar daha çok genç işsizlerden mi oluşuyor? Örgüte yeni eleman kazandırmak amacıyla terör örgütü gençlere neler vadediyor?

Devletin istihbaratı belli bölgelerde terör propagandası yaparken istihbarat bundan haberdar mı? Haberdar ise be gibi önlemler almaktadır?

Terör örgütüne hangi ülkeler destek veriyor?

Bu sorulara cevap bulabilir, bu cevaplara göre önlemler alabilirsek, terörü minimuma indirebiliriz.

Kısaca terörü doğuran alanlarda hiç boşluk bırakmamak lazım. Çünkü tabiat boşluk kabul etmez. Bizim boş bıraktığımız yer, kişi ve alanları birileri bir şekil doldurur. Ondan sonra da terörle uğraşır durur ve ömrümüzü bitiririz.