20 Eylül 2023 Çarşamba

Dupuytren Kontraktürü (2)

Elin Bağ Dokusu bozukluğu demek olan Dupuytren Kontraktürü hastalığı hakkında uzmanlarından alıntı yaparak bir önceki yazımda bilgi vermiştim. Bu yazımda da bu hastalığa maruz kalan biri olarak hastalığım, ameliyat ve tedavi safhasını ele almak istiyorum. Yazıda kendi görsellerime de yer vereceğim.

Sol elimin içinde idi rahatsızlığım. Avuç içim önce büzüştü. Büzüşen yerin alt tabakasında sertlikler oluştu, yer yer de çukurlar.

Çok telefon tuttuğumdan olmalı dedim. Bir ortopedi uzmanına göründüm. Cep telefonu tutmaktan değil. Elin rahatlaması için günde sabah akşam elini sıcak suya koyup çıkaracaksın. Çıkardığın elini yumruk yapıp açacaksın. Bu işlemi suyun içinde 150 defa yapmalısın dedi.

Bu öneriyi bir süre uyguladım. Elim de rahatlayınca bırakıverdim.

Bir yıl sonrasında el ayamda sertlik ve büzüşme arttı. Elim büzüştükçe sol el yüzük parmağımı da içe doğru çekti. Elimi yere paralel  düz tuttuğum zaman yüzük parmağım diğer parmaklarımla aynı hizada saf tutamadı, aşağıda kaldı. El ayamı havaya paralel tuttuğum zaman yüzük parmağım yine diğer parmaklarımla hizalanmadı.

Gündelik rutin işlerimi engellemediği için pek önemsemesem de oğlanın ısrarıyla tekrar doktora gittim. Bu elin çözümü ameliyat. Ameliyatı da parmak içe doğru 45 derece eğilmeden yapmıyoruz. Ağrı, sızı varsa ilaç yazalım. Yoksa bekleyeceğiz dedi.

Bir yıl daha geçti. Oğlan her eve gelişinde parmağın derecesini ölçtü. 45 dereceyi geçti. Tekrar doktora gidelim dedi. Bu sefer aynı doktora gitmedik. Bir özel hastanede çalışan el cerrahına gittik. Eli görür görmez el ameliyatlık dedi. Kararınızı verin yapalım. İster bana ister başkasına yaptırın ama el cerrahına yaptırmanızda fayda var. Çünkü sertleşmiş bağ dokusunu alırken bazen yanlışlıkla sinirleri de aldığımız oluyor dedi. Hemen olmazsak sıkıntı olur mu sorumuza, geciktikçe ameliyat zorlaşır dedi.

Dışarı çıkıp istişare yaptıktan sonra doktorun odasına tekrar gidip ameliyat günü istedik. Haftaya yapalım dedi.

Ameliyat günü geldi çattı. Sol kolum uyuşturuldu. Uyanık olmama rağmen kendime geldiğimde, ameliyat yaptınız mı dedim. Bitirdik bile dendi. 1-1.5 saat sürdü ameliyatım ve elimin alçıya alınıp sarılması. Elimden çıkarılan sertleşmiş bağ dokusunu şişeye koymuşlar, bana gösterdiler. İşte elinden çıkarılan dediler. Kalın ve uzunca bir doku idi gördüğüm.

Başarılı geçen bir ameliyattan sonra elimde koluma kadar yarım atel olduğu halde istirahat etmeden ertesi günü işime devam ettim. Giyim kuşam vb. Her işimi tek elle kendim yaptım.

Her gün evde pansuman yaptık. Pansuman için elim açıldığında Z şeklinde zikzak çizerek yapılmış ve dikiş atılmış elimi görünce, hayret ettim. Bir sanat eseri bu gördüğüm dedim. Doktorun emeğine, cesaretine, bilgi ve birikimine hayran kaldım. Çünkü her insanın harcı değil. Bir elin nereden açılacağını bilmek, o bölgeyi nasıl keseceğini bilmek, her şeyden öte böyle hassas bir bölgedeki ameliyatı yapmak büyük bir cesaret ister. Bunu da herkes yapamaz. Burada antrparantez şunu söylemek isterim. Son yıllarda hekimlere şiddet ve hor görme dolayısıyla cerrahi bölümleri ve hasta ile birebir yüz yüze gelen bölümleri tercih eden doktorlar arasında azalma var. Bugün cerrahi bölümler çok düşük puanla TUS’tan tercih edilir oldu. Böyle giderse, basit ameliyatlar için cerrah bulamayacağız. Allah ellerine düşürmesin, yokluklarını da göstermesin ama kıymetlerini bilmek ve takdir etmek lazım.

Tekrar hastalığa gelirsek, ameliyattan bir hafta sonra kontrole gitmem gerekirken derslerim aksamasın diye 10.gün kontrole gittim. Sargıyı çıkardı doktor. Bundan sonra elini yavaş yavaş açıp kapama çalışması yap. Gündüz bir şey sarmana gerek yok. Gece yatarken şu resimde gördüğünüz aparatı medikalden alıp takın. Başka da bir şeye gerek yok dedi. Ameliyatlı elimi yıkamada bir sakınca var mı soruma, hemen kurularsan yıkayabilirsin dedi. Bu arada ameliyatımı da videoya almışlar. Hatıra olarak onu da aldık.

Oğlan tanıdığı bir medikalciye gece elime takacağım aletin fotoğrafını gönderir. Fiyatını sorar. 2500 lira ama bize bir şey yapabileceğini söyler. Buluşmuşlar. Bu arada aletin adını İnternetten arıyorum. İsmi Termo Plastik Anti Spastisite Ateli imiş. Kısaca el bilek aleti diyelim. Ağzı açık, kullanılmışa benzeyen aleti bize 2000 liraya bırakmış tanıdık medikalci. Bu, kullanılmışa benziyor deyince bizim için yüzünü değiştirebileceğini söylemiş. Hem fiyat hem de aletin görünüşünden işkillenen oğlan bir değerlendirelim deyip aleti almadan çıkar. Başka bir medikalciye gider. Fiyata 750 lira ama 600 olur der. Fiyatın 2500’lerden 600’lere inmesi, aynı ürünün medikalcilerde bu kadar farklılık göstermesi ilginç. Aletin ismini öğrenmek için İnternete girdim. Hem adı hem de fiyatı karşıma çıktı. Kargo dahil 650 lira imiş. Allah her medikalcinin eline düşürmesin. Bu tür ürünlerde gözü kapalı alışveriş yapmamak lazım. En azından fiyat karşılaştırması için bir başkasına sormada fayda var.

Halihazırda aleti takıyorum. Dikişler görünse de elim iyileşme safhasında. Solu her işte kullanmasam da artık iki elim var ve dünya varmış. Allah herkese sağlık ve afiyet versin.

19 Eylül 2023 Salı

Dupuytren Kontraktürü (1)

Bu yazımda “elin bağ dokusu bozukluğu anlama gelen Dupuytren Kontraktürü hakkında bilgi vermek istiyorum:

Dupuytren Kontraktürü, avuç içinin cilt ve cilt altı dokusunun hastalığına denir. Elde, parmak eklemlerinde meydana gelen sertlik ve parmakların açılmaması halidir. Nadir görülen bağ dokusu bozukluğudur.

Avuç içi derisi altında yer alan lifli dokunun kalınlaşması ve kısalması ile sertleşmiş bir nodül oluşur. Akabinde burada çok sertleşmiş bir doku bandı görülür. Dolayısıyla etkilenen parmak birkaç ay veya daha uzun bir süre boyunca avuç içine doğru çekilmeye başlar. Sonra sabit bir pozisyonda kalır ve geri çekilmez. Kalın ve sert bir doku şeklini alan cilt ve cilt altı dokusu, parmakları avuç içine doğru çeker ve elin hareketlerini kısıtlar. Genellikle 4. veya 5. parmaklarda sık görüldüğü gözlemlenmiştir.

Genellikle orta yaş (40 yaş ve üstü) erkeklerde ortaya çıkar. Şeker hastaları, elini çok kullanan ağır işte çalışanlarda daha sık olmakla birlikte bu hastalığın nedeni net olarak bilinmemektedir.

Hastalığın belirtileri:

Parmakların avuç içine doğru çekilmesi, 

Avuçta sert şişlik ve çukurluk, (Avuç içinde oluşan şişkinlik ve sertlik ile bir veya birkaç parmağın açılmaması, hastalığın belirtileri arasındadır.) Ağrı oluşturmayan hastalık, yalnızca kişinin hareket kabiliyetini olumsuz olarak etkiler.

Etkilenen parmağın avuç kısmında kalın kordonlar meydana gelebilir. Bu kordonlar parmakların eğilmesine ve geriye çekilme olmasına neden olur.

Bu hastalık genellikle ağrıyla seyretmez. Hastalar bunu elini zemine koyarken düz bir şekilde koyamaması ile fark eder.  

Kişi parmaklarını rahatlıkla kullanamaz. Örneğin elini cebine sokma, el sıkışma, el yıkamak gibi aktivitelerde zorluklar yaşar.

Hastalığın tanısı; şikayetler ve muayene ile konulur.

Ağrı oluşmadığı için hastalar  genellikle tedavi olmayı erteler ancak bu durum hastalığın daha da ilerlemesine neden olur. 

Tedavisi ameliyattır. Ameliyat genel anestezi veya koldan lokal uyuşturmayla yapılır. Elin damar ve sinirleri korunarak ince şekilde sert ve kalınlaşmış cilt altı ve cilt dokusunun açılması gerekir. Cerrahi tedavi ile hastanın avuç içerisinde oluşmuş olan nodül ve bantlar çıkartılır. İyileşme genellikle 2-3 haftayı bulur. Fizik tedavi uygulamaları ile de el ve parmak kullanımını gerektiren aktivitelere dönüş hızlandırılmıştır.

Dupuytren Kontraktürü (bağ dokusu rahatsızlığı) ile ilgili bilgileri “umutsinaersoy.com.com” ve “mmustafacimen.com.com” sitelerinden alıntı yaptım.

Pek bilinmeyen, çoğu kimsede görülmeyen bu hastalığı ele almamın sebebi böyle bir hastalığa maruz kalmamdır. Bunu da diğer yazımda ele almak istiyorum.

18 Eylül 2023 Pazartesi

Müslümanlığı Namaza İndirgemek *

Sosyal medya bugün hayatın bir parçası. Sanal da olsa insanların fikri, zikri bu mecrada akıyor. Dinin bir umdesi olan namaz da hem gerçek hayatta hem de sanalda sürekli paylaşım yapılan ve önemine dair yazılıp çizilen konuların başında geliyor. Belli başlı insanların hep namaz üzerine yaptığı bu paylaşımları görünce, bunlara Müslümanlığı namaza indirgeyen tipler diyorum.

Benim bu yazımı okuyan bazıları namazı önemli görmediğim anlamını çıkaracak. Hiç problem değil. Ki namaz dinin önemli bir umdesidir. Farz kılınış amacı da kişiyi kötülüklerden arındırmasıdır.

Hayatı ve Müslümanlığı salt namaza indirgeyen bu tipler sadece sosyal medyada değil, gerçek hayatta da aktifler. Örnek vermek gerekirse,

Birilerinin kaç yıldır devam ettirdiği ödüllü sabah namazı etkinlikleri,

Şimdilerde pek duymasak da bir hayırlı iş için oğlan veya kızı komşularına ve tanıdıklarına sorduğumuzda, "Namazında ve niyazında" dendiğini az buçuk duymuşsunuzdur. Bu cevap bile kişinin iyiliği namaza indirgenmiş anlamına gelir.

Başta İHO ve İHL'lerde olmak üzere yine sabah namazı etkinliği yapılıyor. Namazdan sonra çorba ikramı yapılacaktır notu da ihmal edilmiyor.

Ne zaman çocuğun bir okulu kazansa, bu sevinci sosyal medyada paylaşsan, sevincini kursağında bırakan ekip devreye girer: "Oğlunun, kızının namaz kılmadığına üzülmüyor. Mühendis, doktor olmuş, ona seviniyor. Dünya diplomaları ahirette geçmiyor" paylaşımları servis edilir. Gören de herkesin geçiminin kefili bunlar sanır.

Bu tür paylaşım ve etkinlikleri yapanlar, dini tek namaza indirgediklerinin farkında mı acaba? Dinin namazdan başka bizden istediği yok mu? Din demek sadece  namaz demek midir? Dine dair bu tiplerin başka söyleyecekleri yok mu? Bu ülkenin doktora, mühendise ihtiyacı yok mu? İbadet demek sadece namaz kılmaktan mı ibarettir? Dini dar anlamda namaz, oruç gibi ibadetlere hapsedeceğimize, Allah'ın razı olduğu, insanların yararına olan her türlü fiil ve hareketin geniş anlamda ibadet olduğunu ön plana çıkarsak daha faydalı bir iş yapmış olmaz mıyız? 

Çocuğu doktor ve mühendis olduğuna sevinen birinin, çocuğunun namaz kılıp kılmadığına bu paylaşımcılar nereden biliyor? Çocuğu namaz kılmıyorsa, ebeveynin üzülmediğini nereden ve nasıl bilebiliyorlar? Yoksa bunlar aynı zamanda birer niyet okuyucusu mu? Bu tiplerin durumu, namazı bir ben kılıyorum. Siz kılmıyorsunuz anlamına da gelmez mi?

Kişinin namaz kılıp kılmadığını bir güzel okuyup sapla samanı karıştıran bu tiplerin amacı ne acaba? Başka sermayeleri yok mu? Bu tür paylaşımlarla "Adım Hıdır. Elimden gelen budur" mu demek istiyorlar? Amaçları namazın önemini kavratmak ise kusura bakmasınlar da namaza dair bu şekil sosyal medya mücahitliği ile kimse namaza başlamaz. Hazırında antipati kazanırlar. Unutmayın ki din ve Müslümanlık namazdan ibaret değildir. 

Benden söylemesi.

*29/09/2023 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.