16 Eylül 2023 Cumartesi

Özlü Sözler (2)

29.Bağışlamanın miktarı değil, zamanı önemlidir. Jean De La Bruyere

30.Balığın ve misafirin ortak bir yanları vardır. Her ikisi de üç günde kokar.

31.Barış, savaşların son düşüncesidir. Wieland

32.Barışı korumanın en iyi yolu, savaşa hazır olmaktır. G. Washington

33.Barışta oğullar babalarını, savaşta babalar oğullarını gömerler. Krezüs

34.Başaramadığınız zaman düş kırıklığına uğrayabilirsiniz ancak yeniden denemezseniz işte o zaman sizin için her şey bitmiş demektir. Beverly Sills

35.Başının derde gireceğini düşünen insan, şu anda başı dertte olandan daha fazla acı çeker. Voltaire

36.Başkaları için zor olan bir şeyi yapmak, kabiliyetli olmaktır; kabiliyetliler için imkânsız olanı yapmak dâhi olmaktır. Henri Frederic Amiel

37.Başkalarına yaptığın iyilikleri düşünme, onları kıracak neler yaptığını düşün.

38.Başkalarından en özenli bir biçimde saklayacağımız bir duygu varsa, o da nefrettir. Riaval

39.Başkalarını affedemeyen kişi kendisinin de üzerinden geçmekte olduğu köprüyü yıkmış olur. George Herbert

40.Başkalarının düşüncelerine saygı gösterin, hiç kimseye yanlış düşündüğünü söylemeyin. Dale Carnegie

41.Başkalarının sana minnet duymasını bekleme. Gücenilmemek yeterli bir lütuftur.

42.Başkalarının yapmayı güç buldukları şeyleri yapmak yetenek, olanaksız olan şeyleri yapmak ise dehadır. H. F. Amiel

43.Başkasından üstün olmamız önemli değildir. Önemli olan dünkü halimizden üstün olmamızdır.

44.Başlangıcı olan bir şey, nasıl olsa biter. Quintilian

45.Bazı insanlar bir kemik parçası için kendilerini köpek yerine koyarlar. İsveç Atasözü

46.Bazı konuşmacılar konuşurken ellerini nereye koyacaklarını bilemezler. En iyisi elleriyle ağızlarını kapamalarıdır. Tomaz Gonzaga

47.Bazı kuşlar diğerlerinden daha yüksekten uçar. Friedrich Nietzsche

48.Bekleyebilen için her şey iyi sonuç verir. Tolstoy

49.Ben 14 yaşındayken babam o kadar cahildi ki yakınımda olmasına dayanamazdım. Ama 21'ime geldiğimde, öyle çok şey biliyordu ki yedi yılda nasıl öğrendiğine şaştım. Mark Twain

50.Ben yalnız barışsever değil bir barış savaşçısıyım. İnsanlar savaşa savaş açmadıkları sürece hiçbir şey savaşları ortadan kaldırmayacaktır. Albert Einstein

51.Ben yalnızca annenim göz yaşlarına katlanamam. Virgil

52.Bencil adam, can sıkıntısından kurtulamaz. Geothi

53.Beni yüceltmek isteyenlerin benden daha yüksekte olmaları gerekir. Emerson

Not: Alıntıdır. 

13 Eylül 2023 Çarşamba

Tek El

Varlığında, yokluğunu hissetmediğimiz tüm organlarımızdan bir tanesi eksik olunca veya işlevini görmeyince organlarımızdan her birinin ne kadar önemli olduğunun farkına vardığımız gibi bir haftadır sol elim işlevsiz olunca, iki elin birlikte ne kadar önemli ve vazgeçilmez bir organ olduğunu anlamış bulunmaktayım. 

Elimde bağ dokusu bozukluğu (Dupuytren Kontantürü) vardı. Çözümü ameliyatmış. Gidip bir el cerrahına ameliyat oldum. 

Ameliyat olduğum sol elimde yarım atel var. Elim dirseğime kadar sarılı. Tedavim üç haftayı bulacakmış. Bu demektir ki sol elim bu zaman zarfında sarılı olacak ve kullanamayacağım.

Tek el ile kalınca elin de diğer organlar gibi bir nimet olduğunu anlamam uzun sürmedi. Ne kadar şükretsem azdır. Tek bir el bile şükür için değer. Ya bir de hiç elim olmasaydı... 

Elimin biri sarılı ve kullanamıyorum diye karalar bağlayacak halim yok. Çünkü hayat devam ediyor. İki eli de olmadığı halde hayata tutunanlar var. Bereket elimi kullanamama durumu üç haftalık geçici bir süreyi kapsıyor. Üstelik kullanamadığım el sol el. İyi ki sağ elim aktif. Şayet sol elim alçıda olsaydı hayat benim için daha zor olurdu. Çünkü sol el çoğu kimsenin sağ el gibi kullanmadığı elidir. Bir nevi sol el sağ elin yardımcısıdır. 

Bu durumda bütün yük sağ elime bindi. Her bir işimi kimseden destek almadan tek elle yapabiliyorum:

Elbisemi giyebiliyorum. Çorabımı giyip çıkarabiliyorum. Aksatmadan işime gidip geliyorum. Alışverişe gidip tek elle taşıyabileceğim kadar alışveriş yapıyorum ve eve kadar taşıyorum. Yürüyüşümü yapıyorum. Toplu taşımaya binip iniyorum. Tek eli yıkamadan banyomu yapabiliyor, abdest alabiliyor, namazımı kılabiliyorum. Çay demleyebiliyorum vs. Hasılı kendi kendime yetebiliyorum. 

Her şeyimi iki el varmış gibi düzgün yapabiliyor muyum? Hayır. Nasıl yapabilirim ki. Şayet tek el ile her şeyi mükemmel yapabilseydik, ikinci elin olmasına gerek yoktu. Ama kimseye muhtaç ve yük olmadan olduğu kadar yapabilmenin hazzı bir başka.

Bir an için kullanamadığım el sağ el olsaydı, işte hayat o zaman benim için çekilmez olur, üç hafta geçip bitmezdi. Çünkü sol eli bazı işler haricinde kullanmadım. Ne yemek yiyebilir ne bir şey yazabilir ne de giyinebilirdim.

 Bu halime de şükür. 

Mülakat Gibi Mülakat *

Habertürk TV kanalında, Kemal Öztürk'ün hazırlayıp sunduğu programa katılan Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin, öğretmen alımından, mülakata varıncaya kadar bir dizi sorulara cevap verdi.

Yapılan açıklamaları ilginç bulduğumdan kısaca değinmek istiyorum. Bakanın açıklamasından, yeni öğretmen alımlarının 2024 bütçesi çıktıktan sonra olacağını, mülakat süreci ile birlikte yeni alımların zaman alacağı anlaşılıyor. Bu açıklamadan, ilk atama öğretmen alımlarının en erken 2.dönem olacağı ortaya çıkar. Deprem bölgesinden çoğu öğretmenin tayin istediği, çoğunun tayini çıktığı göz önüne alınırsa, bu demektir ki deprem bölgesindeki okullarda, bulabilirlerse çoğu branşlarda ücretli öğretmen çalışacaktır. 

"Erdoğan'ın mülakatlar kaldırılacak" sözü hatırlatınca, "Erdoğan'ın mülakatlarda değil, işleyişinden rahatsız olduğunu, bundan hareketle mülakatları mülakat gibi yapacağız" dedi Sayın Tekin.

Mülakatların içeriğine dair ise "Mülakatlara üç katı adayın davet edileceğini, adaylara daha önce hazırlanıp dijital ortama aktarılan sorular sorulacağını, aday çektiği soruyu uzman ve başöğretmenin de bulunduğu komisyonun huzurunda 45 dakika ders işler gibi anlatacağını, kayda girmesi bakımından sorunun yazılı cevabının alınacağını, komisyonun önündeki kılavuz gereği puanlama yapacağını, mülakatın tüm aşamalarının video ile kayıt altına alınacağını" açıkladı. Kısaca mülakatlar mülakat gibi yapılacak. 

Bu yazıyı ele almamın nedeni "mülakatların mülakat gibi yapılacak" sözüdür.  Bu söz her tarafa çekilebilen ve konuşulmaması gereken bir sözdür. Bu sözden, daha önceki mülakatların olması gereken mülakat kriterleri gibi yapılmadığı anlamı çıkar. Gibi teşbih edatından öylesine mülakat yapacağız anlamı da çıkar. Ama herkes önceki mülakatlar usulüne uygun yapılmadı şeklinde anladı ve bu bir itiraftır. Burada şunu sormak gerek. Bu mülakat denen ucube sistem dünden bugüne uygulanan bir sistem değil. Yıllardır bu sistem uygulanıyor. Bugüne kadar kriterler konmadan ve konan kriterlere uyulmadan, laf olsun diye yapılan mülakatlarda binlerce kişi mağdur oldu veya bazıları ihya oldu. Çünkü mülakat demek torpil demektir, ahbap çavuş ilişkisi demektir. Mülakatlarda düşük puan verilerek elenen ve atanamayan o kadar adayın hakkını kim teslim edecek, onların mağduriyetleri nasıl giderilecek? Mülakatlar mülakat gibi yapılacak sözü bile toplumda tepki çekmediğine göre önceki mülakat mağdurları mağdur olduklarıyla kalacak.

Kim, ne derse desin, Bakan neyi kastetti ise kastetti. Tek başına bu söz bile daha önceki mülakatları mercek altına almayı, geçmişte usulüne uygun yapılmayan mülakatların hesabını sormayı gerektirir. Üstelik Bakanın, adam gibi mülakat yapacağız diyerek ortaya koyduğu mülakat kriterleri Amerika’yı yeniden keşfetmeye benzer. Çünkü bu kriterler yazılı beyan ve kamera kaydı geçmişten bugüne hep söylene geldi. Ama birileri ben yaptım oldu deyip bu istekleri kulak ardı etti.

Söz mülakattan açılmışken, yazılı gibi ölçülebilir kriterler varken mülakat neyin nesi? Yazılı sınavları sanırım birileri kolay sanıyor. Bunu o sınava hazırlayanlara sormak gerek. Üstelik seçimden önce kaldırılacak denmesine rağmen adayları 45’er dakikalık mülakata almanın hiç mantıklı bir izahı yok.

Mülakat yapılmasın mı? Yapılsın. Ama herkese yapılmasın. Kime yapılsın? Devleti bir il veya ilçede ya da yurt dışında   birinci derece temsil edecekler mülakata alınsın. Öyle ya devleti temsil makamında olacak. Diksiyonuna, tipine, boyuna postuna, giyim ve kuşamına, vizyon ve misyonuna bakılsın. Diğerleri için mülakata gerek yok. Yazılı sınavına göre ataması yapılsın. İstenen görevleri yerine getirirse ne ala. Yerine getirmemekte direniyorsa, işini savsaklıyorsa veya yetersiz kalıyorsa, gereği yapılsın.

Tek kelimeyle Bakanın bu sözü büyük bir gaftır. Önceki mülakat kurbanlarıyla dalga geçmektir.

*15/09/2023 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.