7 Mayıs 2023 Pazar

Çelişki Siyaseti

Gösteri siyasetinden başka kazanmaya dair çelişki siyasetinden bahsetmiştin. Ne demek bu, burayı biraz açar mısın?

Elbette. Zira çelişki, U dönüşü benden bir parça. Ayakta kalmamı buna borçluyum.

Örnek verir misin?

Bugün ak dediğime yarın kara, kara dediğime de ak derim. Tükürdüğümü yalarım. Bir çelişki yumağı benim için siyaset. Hayat daha doğrusu siyaset benim için dün dündür, bugün de bugün. Vazgeçilmez prensibimdir bu. Bakma sen burnumun dikine gider gibi davrandığıma. Olmaz, mümkinatı yok, Siyasi hayatıma mal olsa da yapmam derim. Aslında bunu yapacağım demektir. Bu can bu tende durduğu müddetçe imkansız derim. Can da durur, ten de. Söz uçar, yazı kalır misali, dediklerimi yaparım. 

Ama efendim, halk çelişkiye prim verir mi, tepki göstermez mi?

Sen hangi ülkede yaşıyorsun? Çelişkilerle bugüne kadar ayakta kaldım. Tüm başarılarımda çelişkilerimin payı büyük. Çelişkilerimden dolayı tepki mi? Kimin haddine! Anasından doğduğuna pişman ederim ben adamı. Üstelik tepki gelmediği gibi milletin hoşuna da gidiyor çelişkilerim. Üzerine de övgü alıyorum, iyi mi. Adam siyaseti biliyor, siyasetin kurdu diyorlar. 

Utanmıyor musun bu durumda kendinden?

Niye utanayım. Sonuçta kazanıyorum ya sen ona bak. Aslında ilk başlarda biraz utanma vardı. Sonra baktım ki ben bu yolda devam ettikçe utanmamam lazım dedim ve utanmamayı öğrendim. Bu da başarılarımı taçlandırdı. Ayrıca utanması gereken birileri varsa, çelişki yapamayanlar utansın.

Ama efendim, insanda biraz omurga olması lazım değil mi? Zira insan prensipleriyle yaşar.

Senin prensip dediğin, omurga dediğin hep başarısızlık gibi bir sonuç getiriyorsa, ne edeyim ben o prensibi. Al varsın, senin olsun.

Bunu kişi ve devletlerle de yapıyorsun.

Tabii ki yapacağım. Çünkü en iyi alanım. Önce dost ediniyorum. Yediğim, içtiğim ayrı gitmiyor. Sonra sıkılıyorum. Düşman belliyorum onu. Bu böyle epey devam ediyor. Yıllar yılları kovalıyor. Ne zaman ki Basra’nın iyice harap olduğundan emin olduktan sonra hiçbir şey olmamış gibi gidip barışıyorum.

Hoş mu bu durum?

Hoş veya değil. Elimde değil. dostluk ve bozuşma, düşmanlık ve dostluk benim işim. Hoşuma gidiyor ayrıca.

Böyle durumlarda ülke zarar görmüyor mu?

Görürse görsün. Gerilim siyasetinden vaz mı geçeyim ülke zarar görecek diye. Her gerilimle yeniden doğuyorum ayrıca.

Başka izlediğin siyaset.

Bir de üslup siyaseti yapıyorum.

Nasıl? Onu da sonra anlatayım.

Gösterme Siyaseti

Gösterme siyaseti derken?

Yapıp ettiğim ne varsa, bu ister tüzel kişiliğe ait olsun ister özel sektöre ait olsun, tüm bunları cümle alemin beynine ve zihnine işleyecek şekilde göstereceğim.

Bunu nasıl yapacaksın?

Açılış bahanesiyle mitingler yapacağım. Tüm kanallar konuşmamı verecek. Miting alanını lebalep dolu olduğu zihinlere nakşedilecek. Miting alanına bedava otobüsler insanımızı çekecek. Miting alanı doluncaya kadar miting saatini geciktireceğim. Gerekirse miting alanını küçülttüreceğim. İmal edip üretilen ne varsa hepsinin miting meydanında açılışını yapacağım. Bunu yaparken görsellerle ekranları süsleyeceğim. Bir açılıştan diğerine durmadan kurdele kestireceğim. Kurdele kesenlere kestikleri makasları hediye edeceğim.

Başka?

Her açılışı yapılanı bir müddet bedava hizmete sunacağım. Bedava önemli. Zira baldan tatlıdır. Bizim insanımız bunu pek sever hatta bayılır. Hep seçim olsa, bunu baba oğluna vermez bu devirde der. 

Başka? 

Her mitingde bir müjde vereceğim.

Bu kadar müjde ne arar?

Bende müjde bitmez. 

Aslı var mı bunların?

Var veya yok. Ama müjde, müjdedir. Ayrıca her müjde insanımızı umutlandırır ve gururlandırır. Sonra sevindirmek sevaptır. Var deriz. Varsa işte deriz. Yoksa üzerine yatarız, bir daha sesimizi çıkarmayız. Sonunda ölüm yok ya.

Hepsi bu kadar mı?

Bu kadar olur mu? Zira bende gösterme ve müjde bitmez. Yapılan bir şeyi görsün o gözleriniz dercesine il il, ilçe ilçe görücüye çıkarırım. Vatandaş, böylesi görülmedi daha önce diyecek. Akın akın icadımı görecek. Hatta bu anı ölümsüzleştirmek için insanlar bu ürünün önünde hatıra fotoğrafı çektirecek. İnsanlar uçtuk, kaçtık, kim tutar bundan sonra bizi diyecek.

Bu görücüye çıkardığınızı siz mi yaptınız?

Ben veya başkası, ne fark eder? Hepsi benim pardon bu ülkenin değil mi?

Başka ne yapacaksınız? 

Bu kadar gösteri yeter. Biraz da çelişki siyaseti yaparım. 

O ne demek? 

Onu da sonra anlatırım. 

6 Mayıs 2023 Cumartesi

Verme Siyaseti

Bir önceki görüşmemizde korku siyasetinin ardından verme siyaseti yapacağım demiştiniz. Açar mısınız?

Açayım açmasına da şu korku siyasetinin üzerine birkaç şey daha ekleyeyim. Çünkü korkunun açamayacağı kapı yoktur.

Lütfen! 

Terör korkusunun yanında dış güçler diyeceğim. Bunlar bana darbe yapacaklar diyeceğim. Dışarıdan emir alıyorlar diyeceğim. 

Ama efendim, halihazırda bir darbe tehlikesi yok. Bu neyin darbesi? 

Buna siyasi darbe diyorum. 

Ama efendim, bu takvimi açıklayan, haydin yarışalım diyen sizsiniz. Kim inanır buna. 

Öyle deme. Kendimin bile şaşırdığı bir ikna kabiliyetim var.

Başka? 

Bunların derdi benim diyeceğim. Bunlar bu ülkenin gelişmesini istemiyor diyeceğim. Bunlar terör üyelerini affedecekler, liderlerini salacaklar diyeceğim. 

Ama böyle bir şey olmaz ki. Bunun bir gerçekliği yok. Sonra kim cesaret eder buna? 

Olur veya olmaz, cesaret ederler veya etmezler. Ayrıca ben işin gerçekliğinden değilim. Benim değişmez tek gerçekliğim var. O da algıdır. Zira algı olgudan ve gerçeklikten daha etkilidir. 

Neyse, verme siyasetine geçelim.

Kim, ne isterse onu vereceğim.

Seçim ekonomisi mi uygulayacaksınız?

Öyle olsa da ben bunu vatandaşım bunu hak ediyor diye lanse edeceğim.

Ama ülkenin durumu belli. Olmayan şeyleri nasıl vereceksiniz?

Bu bir yarıştır. Yarışta her şey mubahtır. Evet olmayanı da vereceğim. Hatta onlar ne verirse, ben üç fazlasını vereceğim.

Ülkenin yarınlarını yok etmek ve zora sokmak değil mi bu?

Hiç umurumda değil. Ben gittikten sonra ne işe yarar.

Başka?

Bir de gösterme siyaseti uygulayacağım.

Bu ne demek?

Onu da bir ara anlatayım.