8 Nisan 2023 Cumartesi

Tarih Yazacak

Tarih; 

Dinin, milli ve manevi değerlerin siyasete nasıl dolgu malzemesi yapıldığını, dince kutsal sayılan değerlerin üç beş oy ve ikbal uğruna nasıl satışa çıkarıldığını, değerlerin İçlerini boşaltıldığını ve dillere pelesenk edilip ayaklar altına alındığını, insanların Allah'a aldatıldığını, 

Referansı din olanların söz ve eylem çelişkisini, 

Başarı için her şeyi mubah gördüğünü, 

Bir zaman enflasyonla mücadele edildiğini, başka bir zaman enflasyonla nasıl mücadele edilmediğini, 

Daha mürekkebi kurumadan nasıl zikzaklar çizilip U dönüşü yapıldığını, dün dündür siyasetinin en güzel (!) örneklerinin verildiğini,

Torpil ve hak yemenin ne olduğunu, nasıl kadrolaşıldığını, adam kayırmanın Türkçesi olan sözlü mülakatları, belli bir zihniyet ve okul mezunlarının tercihli olarak makamlara getirildiğini, çoğunun o makamlara yapışıp kaldığını, makamların altında ezildiğini,

Faizle mücadele edilir görünerek faize nasıl destek olunduğunu, 

Algıların olgu, olguların algı gösterilip insanların beyninin nasıl yıkandığını, başarısızlıklara nasıl gerekçe ve bahane bulunduğunu, suçun nasıl başkasının üzerine yıkıldığını,

Dostların nasıl düşman edildiğini, düşmanların nasıl dost edinildiğini, 

Bazılarının nasıl güç zehirlenmesi yaşadığını, 

En ufak bir eleştiriye gelmeyip ağzını nasıl bozduğunu, nasıl hakaretler savurduğunu, en son söylenecek sözün en başka nasıl söylendiğini, sonra hiçbir şey yokmuş gibi davranıldığını,

İnsanların onurunu zedelemek için nasıl küçümsenildiğini ve ayıplanıldığını,

Emellerimiz için insanların nasıl kutuplaştırıldığını,

İsraf ve savurganlığın itibar sayıldığını, yağma Hasan’ın böreğine rahmet okutulduğunu,

Bazı insanların kendisini sütten çıkmış ak kaşık ve bulunmaz Hint kumaşı gösterdiğini, dünyanın merkezine nasıl kendisini koyduğunu, övgüler karşısında nasıl yüzünün kızarmadığını,

Kendisini sorgulayan sevenlerini nasıl hayal kırıklığına uğrattığını, umut bağlayanların umutlarının nasıl  yok edildiğini...

Yazacak...

6 Nisan 2023 Perşembe

Et, Soğan, Seccade

Dana eti yerine ucuz diye koyun eti aldım.

Gel de çocuğa yedir. Efendim, kokuyormuş. Ağzına sürmedi.

Ne olacak zamane çocuğu. Damak zevki değişince değme eti yemiyor.

Halbuki kokusu olsa da çocuğumun bünyesine uygun bu et. Ne de olsa koyun gibi çocuk.

Ama el mi yaman bey mi yaman. Görecek gününü. Bu ete alıştıracağım onu. Ona bundan sonra tercih hakkı vermeyeceğim. Gerekirse sofraya oturmasın, gerekirse ağzına bir lokma koymayı sofradan aç kalksın.

Belli ki bunun sebebi daha önce ona yedirdiğim dana eti. Azması da bundan. Son pişmanlık fayda etmez ama keşke daha önce ona tercih hakkı vermeyip hep koyun eti yedirseydim, tüm bunlar başıma gelmeyecekti. Bizim çocuk da koyun gibi olacaktı.

*

Düne gelinceye kadar yemeğin içindeki soğanı, ben yemem deyip ayıran çocuk, bugünlerde tutturdu soğanlı yemek isterim diye. Şimdi bulabilirse yemeğin içerisinden çıkarsın tabi. İmtihan dedikleri bu olsa gerek.

*

Nedense bugünlerde bir seccade merakı sardı. Sağıma soluma bakındım. Her zaman kenarda köşede katlanmış bir şekilde birden fazla gözüme ilişen bir seccade göremedim. Kaldırılmıştı hepsi.

Hanımdan seccade istedim. Nerede bu seccadeler dedim. Garipsedi.

Garipsemesini yadırgamadım. Çünkü bugüne kadar namaz kılacağımda hiç seccade arayışına girmedim. Kimseyi rahatsız etmeden, boş bulduğum bir yerde kıbleye yöneldim, vazifemi ifa ettim.

Vermem. Senin seccadeyle işin mi vardı sanki. Bu seccade merakın da nereden çıktı. Kaldırdım hepsini dedi.

Niye dedim.

Seccade dediğin ulu orta her yerde olmaz, maazallah başına bir şey gelir dedi.

Yahu seccade değil mi, başına ne gelebilir, düşüp başı mı yarışacak dedim.

Yarılsa daha iyi. Hiç olmazsa bu uğurda gazi olur. Ben seccadeden değil, senden korkuyorum.

Ne yapabilirim ki ona ben?

Ne bileyim, hep korkuttun beni. Çünkü hep bir macera peşinde oldun. Bakarsın böyle güzel çıkıyor, ilgi çekiyor, gündem oluyorsun diyerekten üzerinde fotoğraf çektirmeye kalkarsın.

İnan sadece namaz kılacağım.

Tamam kılabilirsin. Yine her zamanki gibi seccadesiz kıl.

 

5 Nisan 2023 Çarşamba

Gelişmiş ve Gelişmemiş Ülkeler

Dünyada gelişmiş, gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler vardır. 

Bir ülkenin gelişmiş olmasının en önemli kriteri ekonomidir. Kendi kendine yeten, geliri giderinden fazla olan, kişi başına düşen milli geliri yüksek olan, insanı ekonomik darboğazda olmayan ülke refah seviyesi yüksek bir ülkedir.

Gelişmiş ülkelerde demokrasi de ileri seviyededir. Oturmuş ve işleyen sistemleri vardır. Bu sistem siyasi iktidara göre değişiklik göstermez. Demokrasi kültürü yerleşmiştir. Kurumlar birbirini denetler, sorumluluklarını yerine getirir, birbirlerine karşı görevlerini ifa eder. Hiçbir kurum diğer kurumun görev ve sorumluluğuna tecavüz etmez. Tüm kurumlar devletin ve milletindir. Hiçbir kurum kimsenin kalesi ve kurtarılmış bölgesi değildir. Hak arama mücadelesinde yargı devlet erkine karşı vatandaşını korur. 

Seçimler sönük geçer. Seçimlere katılım yüksek değildir. Ülkede seçimin olduğu bile belli olmaz. Gerilim siyaseti izlenmez. Vatandaş her gün her saat her saniye seçim ve siyaset konuşmaz. Vatandaş bilir ki hükümetin yapacağı görevleri vardır. İktidara gelen sistemi bozmaz. Birilerini ihya, ötekini mağdur etmez. Kadrolaşma olmaz. Çünkü devlete alım kriterleri bellidir. Kriterler hükümetten hükümete değişmez. Seçim sonuçlarında koalisyon çıksa da aylarca hükümet kurulamasa da devlet krizi çıkmaz. İşleyiş devam eder. Birden fazla parti bir araya gelerek asgari müştereklerde anlaşarak hükümeti kurar, uyum içerisinde ülkeyi yönetirler. Hiçbir parti ve parti lideri bulunmaz Hint kumaşı ve vazgeçilmez değildir. Ne kadar başarılı olursa olsun, hiçbir parti lideri ilanihaye siyasette ve partinin başında kalmaz. Lider kendini ön plana çıkarmaz. Sandık demokrasinin bir gereğidir. Demokrasi için vazgeçilmezdir ama sandık her şey değildir. Vekil seçimi liderin iki dudağı arasında değildir. Her seçilen halkın teveccühünü kazanarak siyasette yerini alır. Parmakçı değildir. Gece gündüz parti liderini överek siyaset yapmaz. Seçmenine verdiği sözü yerine getirmeye çalışır. Parti liderleri veya vekillerle ilgili bir iddia ortaya çıkarsa, istifa mekanizması işletilir. Kimse koltuğuna ve statüsüne yapışıp kalmaz. Partiler parti lideriyle doğup lideriyle ölmez. Liderden önce de vardır, liderden sonra da var olmaya devam eder. Ülkeyi yöneten her yönüyle devlet adamı ciddiyetini taşır. Bu tip ülkeler de muhalefet de iktidar kadar önemli ve değerlidir.

Gelişmekte olan ve geri kalmış ülkelerin ekonomisi kendi kendine yetmez. Geliri giderini karşılamaz. Cari açığı olur. Hep borçla yaşar ve faiz öder. Vergiler adaletsizdir. Sosyal adalet dengesi bozuktur. Zengini zengin, fakiri de fakirdir. İsraf diz boyudur. Sadaka kültürü yaygındır. Vatandaş devletten, devlet de vatandaştan dilenir. Enflasyon ve hayat pahalılığı en önemli sorunudur. Genelde çift haneli enflasyonla yaşanır.

Bu tip ülkelerde oturmuş, tıkırında işleyen bir devlet sistemi yoktur. Yönetim tarzı kişiden kişiye değişir. Bir devlet kültürü ve teamül yoktur. Seçimler önemlidir. Seçimi kazanan parti devlet olur. Sandık o ülke için her şeydir. Siyasetçiler ve ülkeyi yönetenler hesap vermez. Partiler genellikle liderle doğar, liderle ölür. Parti demek lider demektir, lider demek parti demektir. Kimin vekil adayı olacağını lider belirler. Lider karizma olmak zorundadır ve vazgeçilmezdir. Demokrasi liderin iki dudağı arasından ibarettir. Her seçim gerilimli geçer. Vatandaş bir seçimden diğer seçime Allah’ın günü seçim ve siyaset konuşur. İktidara gelen kadrolaşır. Mevzuat engelini yeni mevzuatla aşarak kitabına uydurur. Her iktidarda birileri ihya olurken birileri mağdur edilir. Bu yüzden seçimlere katılım yüksek olur. İstifa mekanizması işlemez. Kimse istifa etmez. İstifa kaçmak olarak değerlendirilir. Koalisyonlar yürümez. Çünkü kimse iktidar erkini başkasıyla paylaşmak istemez...