4 Nisan 2023 Salı

Siyasette Paylaşılamayanlar

Türk siyasetinden kimler geldi kimler geçti. Kimi iz bıraktı, ölümünün ardından hala unutulmayanlar arasında. Kubbede hoş bir seda bırakmış olmalılar ki ardından gelenler ismi üzerinden siyaset yapmaya devam ediyor. Kimi de pek anılmayanlar arasında.

Bunlar; Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit, Alparslan Türkeş, Turgut Özal, Muhsin Yazıcıoğlu, Hasan Celal Güzel, Recep Tayyip Erdoğan vs.

Bunlardan kimisi cumhurbaşkanı ve başbakan olarak uzun yıllar ülkeyi yönetmişlerdir. Kimisi başbakan yardımcısı olarak görev yapmış kimisi de kurduğu partinin genel başkanlığını yapmıştır.

Laik, seküler, Kemalist, CHP, kısmen de sekülerliğe yakın merkez sağ, Mustafa Kemal Atatürk'ü hiç ağzından düşürmez. Hayat felsefesinde ve siyasal çizgisinde Atatürk’ü referans alır.

Merkez sağın dindar, mütedeyyin ve sekülerleri, Süleyman Demirel, Turgut Özal ve Adnan Menderes'in partisinin devamı olduğunu ve onun izinden gittiğini söyler.

Dindar-mütedeyyin ve İslamcılar, Necmettin Erbakan'ın görüşlerini benimser ve onun izinden gider. Milli Görüş şeklinde ifade edebileceğimiz felsefesini “Esas Milli Görüşçü biziz” demek suretiyle kaç parti birden siyaset arenasında devam ettiriyor.

Milliyetçiler için  Alparslan Türkeş vazgeçilmezdir. Tüm milliyetçilerin üzerinde birleştiği ve başbuğ kabul ettikleri kişidir.

Milliyetçilik yanında milli ve manevi değerleri de önceleyenler Muhsin Yazıcıoğlu’nu referans alır. Yazıcıoğlu, siyaseten iktidar olup bir varlık gösteremese de hem milliyetçiler hem de dindar mütedeyyin kişiler nezdinde sevilip sayılan biridir. Siyasette özgül ağırlığı tartışılmazdır.

Milliyetçi ve mukaddesatçılar nezdinde Hasan Celal Güzel’in de ayrı bir yeri vardır.

Bugün bıraktığı partisi pek varlık gösteremese de Bülent Ecevit de bu ülkede başbakanlık yapmış, kitleleri arkasından sürüklemiş bir siyaset ve devlet adamıdır.

Dindar, mütedeyyin ve İslamcılar, Recep Tayyip Erdoğan'ın etrafında kenetlenmiş durumda. Erdoğan, Türk siyasetinde Milli Görüş ve merkez sağı arkasından sürüklemiş, emsallerine göre birbiri ardına en fazla iktidarda kalmış, en fazla başarı elde etmiş, halen iktidarda olan ve kitleleri ardından sürükleyen bir siyasetçidir. Erdoğan; Menderesi, Demirel’i,  Özal’ı unutturmuş kişidir.

Öyle zannediyorum, Erdoğan sonrası Erdoğan’ı referans alan birden fazla partiler siyaset sahnesinde olmaya devam edecektir.

Seccade Siyaseti

Kuruluşunun yüzyılını kutlayacağımız ülkemiz önemli bir seçime hazırlanıyor. Adaylar ekranlarda, meydanlarda ve iftar sofralarında mesajlarını vermeye başladı. Televizyonlarda siyasi reklamlar da verilir oldu.

Kimin kazanacağının, kazananın ilk turda ipi göğüsleyip göğüslemeyeceği belli değil. Belli olan bir şey varsa, o da her seçim olduğu gibi bu seçim de çekişmeli geçecek. 

Temennimiz, adayların ne yapacaklarını, vaatlerini, çözüm bekleyen sorunları nasıl çözeceğine dair önerilerini değişik platformlarda anlatarak seçmeni ikna etmeye çalışmasıdır. Yine bu seçim atmosferinin kırıcı olmaması, rekabetin bir fazilet yarışı olması, seçmenden geçer notu alanın sandıktan çıkmasıdır.

Kazanan adayı seçimden sonra bekleyen en büyük sorunlar; enflasyon, hayat pahalılığı, cari açık, işsizlik, paramızı pul olmasının önüne geçilmesi gibi sorunlardır. İsterim ki adaylar bu konulara dair çözüm önerilerini bu atmosferde dile getirsinler. Ki bu sorunlar Türkiye'nin geçmişten günümüze tevarüs eden sorunlardır. Yani siyasilerimiz tüm seçim çalışmalarını ekonomi üzerine yoğunlaştırmaları gerekiyor.

Seçime ramak kala görüyorum ki Türkiye’nin en önemli sorunu olan ekonomi üzerinde pek durulmuyor. Acaba seçim çalışmasında neye ağırlık verecekler derken seccade imdada yetişti. Anlaşılan o ki bu seçim seccade üzerinden yürütülecek. Seccadeye saygı gösterenler ve saygı göstermeyenler birbirlerini seccade üzerinden vuracaklar. Bunun fitili de ateşlendi. Bir taraf “Seccadeye bastın” dedi. Öbür taraf, “Görmeden bastım. Saygısızlık kastım yok. Üzgünüm” demesine rağmen görünen o ki bu iş burada bitmeyecek ve seçim boyunca gel seccade, git seccade üzerinden rakibe vurmaya devam edilecek.

Nedense siyasilerimiz ne zaman daralsa ne zaman başı sıkışsa bu tür siyasete soyunurlar. Buna ucuz siyaset hatta din siyaseti diyebiliriz ve bu tür siyasetin bu ülke sorunlarını giderme konusunda zerre katkısı olmaz.

Niçin böyle bir siyasete başvurulur? Çünkü din üzerinden yapılan siyaset bu ülkede her daim sonuç alıcı tek sermayedir. Maalesef bu yöntem, elinde başka sermayesi kalmamış müflis tüccar yöntemidir. Din istismarcılığıdır. Seni ancak böyle alt ederim demektir.

Maalesef onca birikmiş ve çözüm bekleyen sorunlar arasında seccade üzerinden götürülecek bu tür siyaset, İstanbul’un Fethi esnasında papazların meleklerin cinsiyetini tartışmasına benziyor. Her ramazan sakız orucu bozar mı sorusunun gündeme gelmesi gibidir.

Siyasilerimiz bu ülkeyi seviyorlarsa üç beş oy uğruna din, dini değerler ve kutsallar üzerinden kısır çekişmeyi bırakıp ülkenin çözüm bekleyen sorunlarına dair çözüm önerileri ile halkın karşısına çıkmalarında fayda var. Unutmayalım ki herkesin dini hassasiyeti kendisinedir.

3 Nisan 2023 Pazartesi

Ramazan

Kimi beklemeye koyulur beni

Kiminin de ağzını bıçak açmaz

On bir ayda bir ortaya çıkarım

Soyadı gibi bilir beni herkes


Kimi yemeden içmeden kesilir

Nefsinin isteklerine ket vurur

Kimi arzularından ödün vermez

Bana mısın demeden hep yer içer. 


Eskiden gizli yenip içilirdi

Aman kimseler görmesin denirdi

Şimdi açıkça yenip içiliyor

Yiyorsam kime ne deniyor artık


Bilinsin ki tutan kendine tutar

Tutmayan da nefsine esir olur

Tutana Reyyan kapısı açılır

Tutmayan kapıya yaklaştırılmaz