15 Ocak 2023 Pazar

Temsil Görevinde Olan Yöneticiler

Her mesleğin her işin ve her görevin kendine göre bir zorluğu vardır. Zira hiçbir iş kolay değildir. En kolayı yemek yemektir. Onu da çiğnemek gerek. Her görevin ilk başlangıçta acemiliği de olur, öğrenme azminde olanlar belli bir müddet sonra işinde tecrübe kazanır. Burada iş kollarını, meslekleri ve görevleri bir tarafa bırakıp yöneticilik ve amirliği ele almak istiyorum. 

Bana dünyanın en zor işi hangisi dense küçük de olsa yöneticilik ve amirlik derim. Zira hakkını verenler için gerçekten zordur. Bakmayın siz koltuk sahiplerinin oturdukları yerden emir ve talimatlar verdiğine. Dışı sizi, içi de onları yakar.

Yöneticiliği zorlaştıran en büyük etmen ise sorumluluktur. Diğer memur ve işçiler  kendi iş ve birimlerinden sorumlu iken yönetici ve amirler, kurum-kuruluş ve işletmenin tamamından sorumludur. Diğerlerinin sorumluluğu sadece kurum içini kapsarken yönetici ve amirin sorumluluğu kurum dışını da kapsar. Çünkü yönetici ve amirlerin oturduğu koltuk temsil makamıdır. Devleti temsil eder. Kurumu en iyi şekilde dışarıya karşı temsil etmesi gerekir. Çalışkanlığı, muhakeme gücü, istişareye önem vermesi, çalışanlarına ve çevresine değer vermesi, saygı ve sevgi göstermesi, iş bitiriciliği, anlayışlı olması, harcamalarda devlet malını yetim malı bilmesi, konuşması vs. önemlidir. En önemlisi ise üsluptur. Üsluba önem vermeyen bir temsil sahibi istediği kadar iyi niyetli, çalışkan ve iş bitirici olsun, üslubu her şeyin önüne geçer. Zira güzel üslup barış ortamına katkıda bulunduğu gibi kötü, sert ve yakışık almayan üslup kurumlardaki barış ortamını bozar. Hiçbir çalışan çalıştığından zevk almaz. Herkes diken üstünde oturur ve moraller bozulur. Moralin olmadığı yerde iş verimi de olmaz.

Üslup değil mi deyip geçip gitmeyelim. Üslup demek yol, yordam bilmektir. Bir işi, kime, ne zaman ne şekilde yaptıracağının ve davranacağının formülüdür. Üslubu incitici olan istersen allameicihan olsun, ağzıyla kış tutsun, çalışanlar nazarında sıfırdır.

Üslubu sıfır olanlar devleti temsil  edemezler. Devlet böylelerine tahammül ederse, burada devletin itibarı zedelenir. O yüzden devleti birinci derece temsil edecekler, bu görevlere atanmadan önce iyi bir eğitimden geçirilmelidir. Onlara görgü, edep dersi verilmelidir. Ne oldum delisi, koltuk sevdalısı, kendisiyle barışık olmayanlara, etrafına pozitif enerji vermeyenlere, kırıp geçirenlere baştan yol vermelidir.

Kısaca devleti temsil makamında olan yöneticiler problem çözücü olmalı, problem değil. Kendisi problem olanın devlete ve çevreye zarardan başka katkısı olamaz. 27.12.2022

Tarım Kredi Kooperatifleri

—Diyelim ki millet sizi cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdi. Seçmen şaşıp yanıldı. Sizi cumhurbaşkanı seçti. Cumhurbaşkanlığında önceliğiniz ne olacaktır?

—Ekonomidir.

—İyi bildiniz. Bu meseleyi nasıl çözeceksiniz.

—Tarım Kredi Kooperatiflerine ağırlık vereceğim.

—Bu yapılıyor zaten ama yine çözümsüzlük hakim. Hayat pahalılığı aynen devam ediyor, enflasyon düşmüyor. Hasılı vatandaş muzdarip.

—Muzdarip de olsa buna ağırlık vereceğim. Zira elimde başka sihirli değnek yok.

—Böyle yapmakla piyasaya söz geçireceğinize inanıyor musunuz?

—Elbette. Zira at sahibine göre kişner.

—Nasıl yapacaksınız bunu?

—Önce Türkiye'nin tüm il, ilçe, belde ve mahallelerinde vatandaşın rahatça ulaşabileceği şekilde üç harfli marketler misali bir ağ oluşturacağım. Vatandaş mahalle bakkalına gider gibi bu marketlere gidecek.

—Tamam, yaptınız diyelim.

—Piyasanın oturması ve fırsatçılara meydan vermemek için fiyatlarda indirime gideceğim.

—Bunu da yaptınız. Yığılmayı nasıl önleyeceksiniz?

—Vatandaşın yoğunluğunu önlemek ve markete giren vatandaş aradığı ürünü bulabilsin diye marketler önce iki vardiya, gerektiğinde üç vardiya çalışacak şekilde açık tutulacaktır.

—Sonra?

—Marketleri ve ürünleri vatandaşın ayağına getirdik. Millet sudan ucuz diye kapış kapış alıyor. Vatandaş gününde gün gördük diyecek ve hizmete doyacak.

—Tamam, bunu da yaptınız.

—Burada bir ayrıntı da satışlarda kasiyerin görev yapması. Cumhurbaşkanlığı makamına en yakın marketin kasasına ben oturacağım.

—Şaka yapıyorsun.

—Hiç bile değil. Para saymak benim işim ve musluğun başında oturmalıyım. 23.08.2022

Hayat Pahalılığına Kesin Çözüm

Bir gün milletimiz herkesi denedik, hepsini iktidara taşıdık. Her biri bize yeterince huzur vermedi. Verdiyse de geçici baharmış. Bu tür baharın da sonu hep hüsran oldu. Hep kaybeden olduk. Oldu olacak bir de denenmemişi deneyelim. Bir partisi bile olmayan ama sorumluluk verildiği takdirde görevden kaçmayacak olan, içi vatan aşkıyla dolu olan şu garibe ülke yönetimini teslim edelim. Nasılsa bir kaybımız olmaz. Battı balık yan gider, atın ölümü arpadan olsun dedi ve kutsal görevi bendenize tevdi etti.

Olmaz, ben yapamam dersem de baktım millet ısrarcı, hiç olmadığı kadar ciddi ve bir o kadar da samimi. Alacağım mecburen. Bunun vebali vardır. Zira sorumluluktan kaçamam.  

Bu durumda halkıma öncelikli olarak neyin çözülmesini bekliyorsunuz derim. Öyle ya, beni bu millet getirdi. Dertlerini de onlara sormalıydım ve onların derdine merhem olabilirsen ne mutlu bana. Onlar da benden şu gece gündüz üzerimize dolu şeklinde sicim gibi yağan, yağarken kafa-göz yaran, yarmakla da kalmayıp sel baskınlarına neden olan, ocağımıza incir diken zamları durdur dedi. Baş üstüne deyip sarılırım ekonomiye.

Bu durumda yapacağım ilk iş, bir devleti devlet yapan unsurlardan bir tanesi olan milli paramız TL'yi kaldırmak olur. Yerine ne koyacaksın derseniz? Doları elbette. Kızacaksınız doğal olarak. Köpüreceksiniz. Beni boğmaya kalkacaksınız. "Olmaya komaya irme. Suç sende değil, seni bu göreve getiren biz akılsız kafada" diyeceksiniz. Demekle kalmayıp sinirinizden kafanızı duvara vuracaksınız. Sonra hışımla yerinizden kalkıp beni linç etmeye kalkacak iken içinizden macera seven birkaç kişi "Durun ey ahali! İdam mahkumuna bile idam edilmeden önce son isteği sorulur. Tamam öldürelim, başkasına da ibret olsun. Demokrasiye saygımız olsun, önce niçin diyelim. Sonra bunu biz getirdik. Bir beş yıl sabredeceğiz. Biz nice beş yıllar sabrettik başkasına. Buna mı sabredemeyeceğiz. Bakın adam öncekilerden farklı bir şey söylüyor dedi. Siz de nasılsa elimizde ha şimdi ha az sonra öldürürüz dediniz. Bilirim samimisiniz bunda. Çünkü geçmiş tecrübeleriniz arasında başbakan asma geleneğiniz var. Bu işi bir defa yaptınız mı arkası gelir.

Nihayet elinizden şimdilik kurtuldum. Ama sonunda ölüm de olsa lirayı kaldırmaktan vazgeçmeyeceğim ve diyeceğim ki "Ne horozlanıp duruyorsunuz. Paranızı yediğim falan yok. Siz benden zammı durdur demediniz mi? Ben de onu yapıyorum" derim. Siz de "Söyle lan, çıldırtma! Bu zammı nasıl durduracaksın" dediniz.

Efendim! Zamlara, enflasyon ve hayat pahalılığına, girdi fiyatlarına etki eden hep bu dolar değil mi? TL ne zaman dolar karşısında değer kaybettiyse, bu bize zam olarak dönmedi mi? Ben sürekli değer kaybeden, bundan dolayı da fiyat ayarlama durumu ortaya çıkan TL’yi kaldırarak yerinde duran ve sabit olan dolara endeksleyeceğim ürünleri. Diyelim ki bir ürünün fiyatı 1 dolar. Vatandaş aylar sonra bile gelse o ürünü bir dolardan alacak. Kaldı mı ortada hayat pahalılığı? Gördünüz mü fiyatlar nasıl sabitleniyor. Hamaseti bir tarafa bırakalım. Lütfen sadede gelelim. Bizim merhemimiz TL’den kurtulmak. İsteyen yine TL kullanmaya devam edecek. Alışveriş yaparken aldıkları kaç dolar tutuyorsa, karşılığında o an o saniye kur kaç lira ise o kadar TL verecek. 31.08.2019