15 Mayıs 2022 Pazar

Atacak Kurşun ve Alım Gücü

"Rusya’da bir vatandaş, evinin ihtiyaçlarını almak için hazırlamış olduğu listeyle bir alışveriş merkezinin önündeki kuyruğa girer. Tam sıra kendisine geldiğinde, alacaklarını bir bir sıralar. Hepsine yok, cevabı alır. İyice sinirlenen vatandaş, yanındaki askerlerin de duyacağı şekilde küfürler etmeye başlar. Askerden de hiçbir tepki gelmeyince koşarak evine gider. Hanımına,

-Hanım, toparlan. Bu ülkeyi terk ediyoruz. Bu ülkenin maalesef atacak bir kurşunu bile kalmamış".

Bu Rus hangi ülkeye gitti, gittiği ülkede neyle karşılaştı bilinmez. Tahminde bulunursak bu Rus çift Türkiye'ye gelme ihtimali yüksek. Çünkü bu cennet vatan son yıllarda yabancı cenneti oldu. Her türden yabancı var.

Neyse, farz edelim ki bu çift Türkiye'ye yerleşti. Evini buldu, döşedi ve ailecek acıktılar. Yiyecek bir şey almaları gerek. Ne alacaklarını da biliyorlar. Çünkü Rusya'da iken hazırladıkları liste ceplerinde. Birlikte beşli marketlerden birine girdiler. Önlerine kattıkları market arabasıyla birlikte terekleri bir bir geziyorlar. Dolaşmadıkları terek kalmadı ama daha market arabasına şunu alalım diye bir şey koymadılar.

 Dediler ki bu ülkede aradığımız her şey var hatta atacak kurşunları bile ama...

Benden bu kadar. Her şeyi benden beklemeyin. Ama'dan sonrasını siz doldurun. Rus çift ne demiş olabilir? Söz sizde. Buyurun.

13 Mayıs 2022 Cuma

Sanat Harikası Eseriniz

Pek muhterem, aziz kardeşim.  Aracımın son halinden yani sanat harikası eserinden sabah haberim oldu. Vurunca kaçıp gittiğinden, eserini dün görememişsindir ve haliyle merak ediyorsundur diye düşünüyorum. Öyle ya. Kim merak etmez eserini. O yüzden fazla meraklanma diye buradan paylaşıyorum. Kendinle ne kadar gurur duysan azdır. 

Aracıma vurup gittikten sonra ne kadar hasar verdiğini görememenden dolayı seni ayıplamıyorum. Çünkü tabana kuvvet kaçarken sanat güneşi eserini doğal olarak tam inceleyemezsin. Beni üzen inşallah kaçıp giderken bir başka yere veya başka bir araca daha vurmamışsındır. Şayet aracına boya ve kaporta masrafı açmışsan, bil ki üzülürüm. Çünkü bu hayat pahalılığında bir de böyle masraf açmana yürek dayanmaz. 

Benim aracıma imzanı attığından dolayı sakın kendini sorumlu tutma. Üzülürüm yoksa. Çünkü suç sende değil, senin gibi kazmanın geçeceği yola arabayı park eden bendedir suç. Kaporta ve boyacıya yapacağım masraf da seni üzmesin. Bir defa bu senin meselen değil. Bırak da bunu oraya arabayı park eden ve senin gibi sürücülerin olduğunu bildiği halde trafiğe çıkanlar düşünsün. Bırak ne halleri varsa görsünler ne kadar masraf ederlerse etsinler, sanayide vakit geçireceklermiş geçirsinler. Sen kendinden bir şey çıkmadığına bak ve gerisini merak etme. Bu adam ve niceleri sizin gibiler yüzünden az mı kaporta yaptırdı bugüne kadar. Para dersen gani zaten. Saçacak yer arıyoruz.

Sana tavsiyem, vurup kaçma işini meslek haline getirmen. Sakın ola ki durup tutanak tutmaya ve aracın sahibini aramaya kalkma. Ki böyle yapanlar az da olsa var aramızda. Hele bir kağıda arabana ben vurdum. Lütfen ara diye not bırakanlar var. Bunlara tek kelimeyle salak diyorum. Güya vicdanları ve insanlıkları müsaade etmezmiş. Temennim, bu az sayıdaki kelaynak kuşlarının da sizin familyanıza katılmaları.

Size bir başka tavsiyem, bu işi yani arabaya vurup kaçma işini paraya tahvil etmeniz. Tek yapacağınız, kaporta ve boyacılarla anlaşma yapmanız. Diyeceksiniz ki biz vurup kaçacağız. Onlar size gelecekler. Onlardan aldığınız paranız bir kısmını bize vermeniz. Bundan iki taraf kazançlı çıkar. Hazır müşteriyi hangi kaportacı istemez. Haydi göreyim sizi. 

12 Mayıs 2022 Perşembe

Tek Mahareti Hakaret Olanlara Gelsin! *

Bu yazımı, “Siyeri Farklı Okumak” kitap serisi ile adından söz ettiren; kitapları ve verdiği konferanslar üzerinden olumlu tepkilerin yanında olumsuz tepkiler de alan, tepkinin boyutunu ayarlayamayıp belden aşağıya vurmaya ve linç etmeye çalışan, konuyu hakaret boyutuna taşıyanlarla ilgili kendisinin sosyal medyada paylaştığı bir paylaşımını buraya alıntılamak istiyorum:

“Son paylaşımlarıma yapılan hakaretlere gelsin.

Hiç umursamıyorum, bilesiniz.

*

SOKRATES:

"Atina, uyuşuk bir at.

Ben de onu uyandırmaya, canlandırmaya çalışan bir at sineğiyim".

*

Sokrates'in hakaretleri reddetme sırrı neymiş bir bakalım:

Bir gün Atina pazar yerinde birileri Sokrates'e hakaretler ediyor: Sen bir alçaksın, cahilsin ve içki içicisin” diye.

Sokrates, başını sallayarak cevap vermez sadece gülümser.

Zengin bir aristokrat, bu sahneyi izlerken ona, “Böyle hakaretlere nasıl tahammül ediyorsunuz? Kendinizi kötü hissetmiyor musunuz?” diye sorar.

Sokrates yine gülümser ve ′′Benimle gel" der. 

Tanıdığı bu aristokrat, onu eski bir tozlu depoya kadar takip eder. 

Sokrates bir meşale yakar. İşe yaramaz, delik deşik olmuş bir paçavra pelerin bulana kadar etrafı aramaya başlar. Bulduğu bu pelerini adama verir ve: "Bunu giyer misin? Sana uyar" der.

Adam paçavra pelerine bakar ve Sokrates’e kızar. Ona,

"İyi misin Sokrates? Bu paçavrayı giyecek miyim, diyerek yere atar".

“Gördün mü, der Sokrat”. “Elbette kirli ve eski pelerini giymeyi reddettin”.

“Aynı şekilde adamın söylediği saçma ve edepsiz sözler de bana dokunmadı”. 

“Birisi sana istemediğin bir şeyi verdiğinde ve sen onu kabul etmediğinde, reddedilen hediyenin sahibi kimdir?”

“Başkalarının hakaretlerine üzülmek ve öfkelenmek, onların attıkları paçavraları giymeyi kabul etmek gibidir”.

“Sorgulanmamış hayat, yaşanmaya değmez”.

“En akıllı kişi, neyi bilmediğini bilendir”.

“Kimseye bir şey öğretemem sadece onların düşünmesini sağlarım”.

“Sadece bir iyi vardır: bilgi”.

“Sadece bir kötü vardır: o da cehalet”.

*13/06/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros Ulu adıyla yayımlanmıştır.