2 Aralık 2015 Çarşamba

Satranç Öğrenmeye ve Oynamaya Ne Dersiniz?

Her çocuğa daha küçük yaşta iken eğer bir oyun öğretilecekse bu satranç olsun isterim. İnsanlığın bulduğu oyunların içerisinde en iyisi satrançtır derim eğer bana böyle bir soru yöneltilirse.
Amacım satrancın faydasından bahsetmek değilse de burada birkaç tanesinden bahsetmek isterim:
1.Kişiyi düşünmeye ve birkaç hamle sonrasının hamlesini yapmaya sevk eder.
2. Sessiz oynanır.
3.Kavga çıkmaz.
4.Rakip, hamle için düşündükçe insana beklemeyi ve sabrı öğretir.
5.Yerinde ve zamanında hamle yapmayı ve savunma yapmayı öğretir.
6.Şahın etrafında kenetlenmiş elemanlarını yerinde ve zamanında kullanmayı öğretir. Taşlar yerli yerindedir. Hepsinin ayrı bir ağırlığı vardır. Rakibin hamlesine göre değişen bir öneme sahiptirler.
7.Soğukkanlı oynanır.
8.Bir karşılık için oynanmaz.
9.Taşlar arasında iş bölümü vardır. İyi bir ekip ruhu vardır. Tek hedef rakibi yenmektir. En kötü ihtimal ile oyunu pat yani berabere bitirmektir. Rakibi yenmek için gerekirse elemanlar feda edilir.
10.Tüm yetkiyi şah adına vezir kullanır.
11.Centilmenlerin oyunudur. Yenilen, ustasını tebrik eder. Kolay kolay kavga, tartışma çıkmaz. Başka bir zaman rövanş yaparlar. Asla kırgınlık olmaz. Mazeret beyan edilmez. Yenilgiye gerekçe bulunulmaz. Belki sadece "bugün günümde değilim" der. Rakibe saldırılmaz. Oynayıp kaybeden kaybettiğinin kritiğini yapar. Asla rakibe saldırılmaz. Yenilgi zor olsa da hazmedilir. Yenilen her rakip rakibinin gücünü takdir eder. Yenilginin faturasını kendisine çıkarır. Yenile yenile yenmeyi öğrenir. Asla kinci değildir. Hatta rakibi de taltif eder: Nerede öğrendin, güzel oynuyorsun" diye.
Satrancın her yönü güzel hele en sonuncusu "centilmenlik" maddesi ayrı bir öneme sahip.
Her çocuk başbakan adayı olarak büyütüldüğüne göre küçükken her çocuğa mutlaka satranç öğretilmeli ki; yensin, yenilsin, oyunun başında rakibine başarılar dileyebilsin. Oyunun sonunda da rakibini tebrik edebilsin.
Ha ne dersiniz? O zaman haydi satranç öğrenmeye. İlk öğrenenler de siyasete atılıp siyaset yapanlar/yapacaklar olsun. 03/11/2015

Anlamıyorlar mı?


-Azizim bu millet beni anlamıyor.
-Anlatamadım de.
-Niçin?
-Çünkü anlamıyor dediğin zaman suçluyorsun. Koca bir milleti karşına alırsın. Anlatamadım dersen rikkat ve incelik göstermiş olursun. Nezaketin ve tevazuun ortaya çıkar. Milletin gönlünde taht kurarsın.
-Ama gerçekten anlamıyorlar.
-Hâlâ suçluyorsun. Farzet ki anlamadılar, anlatamadım desen kıyamet mi kopar?
-...?
-Sen çok bilgili olabilirsin, kapasiteli olabilirsin. Değerin anlaşıldığın kadardır. Ya da anlatabildiğin kadardır. Çünkü insanların anlama kapasiteleri farklıdır. Onların seviyesine inerek konuşacaksın. Onları ikna edeceksin. Suçlama ve töhmetle haklılığını ispatlayamazsın.
-....?
-Emek vermediğin tarladan en iyi ürün bekliyorsun. Tarlaya göre tohum atacaksın. Bunun için önce toprağı analiz ettireceksin. Toprağına göre ilaç kullanacaksın. Yeri geldiği zaman sulayacaksın. Tarlanda emek sarfederken yorulacaksın. Terlerin akacak sırtından. Yani özünü vereceksin, samimiyet testinden geçeceksin. Hasılı, yapılması gereken her şeyi yapacaksın. Sonra O'nu vekil kılacaksın... Bundan sonra iş, ürün toplamadadır. Sen bütün bunları yaptın mı?
-Hayır
-O zaman ne diye ürün vermedi diye tarlaya kızıyorsun. Araziye çıkıp terlemeden, sırça köşklerde oturarak hiç bir araziden verim alamazsın.
-Yanına dertleşmek için gelmiştim. Ama sen de anlamadın beni.
-Bak hâlâ suçluyorsun. Sen bu kafayla gidersen bırak ürün almayı ancak nal toplarsın. Dost acı söyler ama. Durum bu maalesef. 04/11/2015

Freud ölmedi, içimizde yaşıyor(?)


Eskiden görüşünü yakın hissettiğim bir gazeteye abone olur, gazetem evime gelirdi. Haberden ziyade köşe yazılarını okurdum.
İnternet yaygınlaşınca okuyacağım köşe yazılarını sanal alemden zaman zaman takip ederim. Bazan da gündemde ne var, ne yok diye sanal bir sayfaya göz atarım. Ayrıca Türkiye gündemine dair yazılan makaleleri farklı kalemlerin elinden de okurum. Fakat bu sayfaların çoğu yerlerine serpiştirilmiş müstehcen resimlerin ve paparazzilerin olduğuna şahit olmaktayım.
Gazetelere,sanal aleme şöyle bir göz atınca içimizdeki Freud'un dışa vurduğunu hep beraber görebiliriz:
" ABD'li yıldız Nikki Mudarris cesuru kıyafetiyle patlayan flaşların azizliğine uğradı ve ‘Kardashian ...’ meraklı bakışları üzerinde topladı."
"Mudarris, sosyal medyadan da paylaştığı fotoğrafıyla binlerce beğeni aldı."
"Giydiği kıyafet olay oldu."
" Güzel oyuncu Jessica Alba makyajsız yakalandı. "
"Kendall Jenner’dan 20. yaşına özel derin ... dekoltesi!"
" Seksi Instagram fenomeninden ilginç itiraflar!761 bin takipçisi..."
" Marilyn Monroe’yu taklit eden şov yıldızı soyundu! "
"21 yaşındaki reality şov yıldızı Courtney Stodden, ayağında sadece topuklu ayakkabılarla çırılçıplak poz verdi. Paylaştığı fotoğraflarla vücudunu sergileyen Stodden, 17 yaşındayken 55 yaşındaki Doug Hutchison ile evlenmişti.
Stodden’ın Instagram’dan paylaştığı cesur pozları…"
" Çılgın iklinin "duş pozu" Instagramı salladı! "

Bu yazıların alt taraflarında yerleştirilmiş yatak odasında bile giyilmeyecek pozları varın siz düşünün...
Bu yazıyı yazarken bile utanmamak elde değil. Fakat bir dert olarak görüp konu edinmek istedim.
Bu pozları verenler,
Bu pozları medyasında,tv'sinde gösterenler,
Bu pozları internet sayfasına yerleştirenler,
Bu pozların basılmasına onay veren patronlar,
Bu pozların müşterileri,
hepimiz maalesef sorumluyuz; Kimimiz içinde, kimimiz dışında.
Meryem süresi 59. ayette Allah: "
Onların ardından, namazı
bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. İşte bunlar azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir." buyurmaktadır.
Kadın ve kızların vücudunun teşhirinin kadın hakları ve özgürlükleriyle bir alakası yoktur. Olsa olsa kadınlarımızın vücudunun istismarıdır. Soyunanlar belki bu işi para ve şöhret için yapıyorlar, belki mecbur kalmışlardır denebilir. Ama diğer paydaşların hiç bir masum yanı yoktur. Bilinçaltındakilerin dışa vurumudur. Bunlar olsa olsa Freud'un talebeleridir.. Öbür dünyada izinden gidenlere kıs kıs gülüyordur. Gurur duyuyordur onlarla.
Bir insanın kalitesi ve çapını öğrenmek istiyorsak neyle ilgilendiğini görmek yeterlidir.
Şehvetlerinin esiri olmuş bu tipler maalesef bozulmanın iki nedeninden biri olan şehvet silahını öne çıkarmaktadır. Bu tiplerin ar damarı çatlamıştır.Amaçları olsa olsa nesli bozmaktır.
Bunlarda Allah korkusu yok gayri belli. Kuldansa zaten çekinmiyorlar. Rabbim bildiği gibi yapsın bunları... 05/11/2015