2 Kasım 2025 Pazar

Emekliliğe Neşter

Bir önceki yazımda, sosyal güvencesi olan birinin vefatıyla, kişinin emekli maaşının kesilmediğini, miras gibi babadan kızına, kocadan hanımına, farklı statüde emekliliği hak ettiği için hem babasından hem de kocasından iki farklı emekli maaşı alındığına, hatta dededen torununa emekli maaşı almaya devam ettiğine dair örnekler vermiştim. Bu yazımda da bu tür emekliliğe bir neşter vurulması gerektiğine değineceğimi ifade etmiştim.

Önce SGK'nin durumuna kısaca değinerek hepinizin bildiği bir durum tespiti yapayım. Hem Çalışma Bakanı'nın hem de SGK Genel Müdürü'nün açıklamalarına göre sosyal güvenlik sistemi SOS veriyor. SGK bütçesinin yüzde 67'i maaş ödemelerine gidiyormuş. Eskiden 50-55 yaşında vefat eden insanımızın hayat standartları iyileştiğinden ve iyi sağlık hizmeti aldığından dolayı ölüm yaşının 78-79'a çıktığını, EYT ile birlikte 3 milyon kişinin daha emekli olmasıyla emekli yaşının arttığını söyledi Genel Müdür. Kısaca müdür ölmüyor bu emekliler demek istedi. Emeklilerimiz erken ölüverse, SOS veren sosyal güvenlik sistemi biraz rahat nefes alacak.

Anlayacağınız emekli geçim şartları dolayısıyla ha acaba bize bir iyileştirme yapılır mı beklentisi içerisinde iken Genel Müdür'ün bu açıklamaları, "Düşük ve yetmiyor dediğiniz maaşın kıymetini bilin. Ötesini de beklemeyin" anlamına gelir.

Genel Müdürün adeta fazla yaşamayın, ölün, anlamına gelen açıklaması, bir anne ve babanın yaşlanıp bakıma muhtaç hale gelince, evlatlarının ne zaman ölecekler diye gözüne bakmasından farklı bir şey değil.

Emekli fazlalığından dolayı maaş ödemede zorlandıklarını ifade etseler de sosyal güvenlik sistemiyle oynamanın şakasının olmadığı ortaya çıkmasına rağmen seçim vaadimizde var diye Bağkur’luların 9 bin olan prim gününü 7200 güne indirme çalışması da ayrı bir garabet.

Şu anlaşılıyor ki bizde emekli sayısı fazla. Bunda SGK sistemiyle sürekli oynayan siyasilerin payı büyük. Ayrıca emeklinin ölmesiyle birlikte hanımı ya da kızı çalışan biri değilse bu emeklinin maaşı kesilmeyerek ödemeye devam ediyor. Bu da SGK'nin yükünü artırıyor.

Şimdi gelelim emekliliğe neşter vurmaya.

Emekli maaşı kişiye özgü olmalı. Kişinin vefatıyla birlikte emekli maaşı ödemesi son bulmalı. Bu maaşı ayrıca kızının ya da hanımının almasının önüne geçilmeli. Çalışmayan eş ya da kızı nasıl geçinecek denebilir burada. Bunun için 18 ya da 25 yaşını dolduran kadın-erkek herkes sosyal güvenlik kapsamına alınmalı. Devlet her bir vatandaşına iş vermeli ya da bulmalı. İş veremediğine işsizlik parası vermeli. İş bulduğu kişi işi beğenmezse, ödenen işsizlik maaşı düşürülerek kişi çalışmaya teşvik edilmeli. İşsizliğin özellikle okumuş genç işsizlerin olduğu bir ortamda bu kararı uygulamaya almak zor olmaya zor. Ama bir emekli maaşının kendisinden sonra ikinci, üçüncü emekli eder gibi ödenmeye devam etmesinden daha iyidir.

Emekli yaşı seçimlerde siyasi malzeme olarak kullanılmamalı. Emekli yaşı 65-67 kaç ise hiçbir siyasi oynamamalı. Hatta emekli yaşı dolduğu halde sağlığı yerinde, işinde faydalı olanların çalışmaya devam etmesine izin verilmeli. Belediyeler emekliliği hak etti diye yerine başkasını almak için çalışanlarını emekli etmeye zorlamamalı.

Araştırmacı ya da uzman statüsüne alınıp geri plana çekilen kişiler bir şekilde iş hayatına kazandırılmalı. Bankamatik memuru diyebileceğimiz kimseye, çalışmadığı halde maaş verilmemeli.

Tüm kurumlarda ve Milli Eğitim Bakanlığında aile birliğini sağlamak ya da yerine birini atamak suretiyle istifası beklenen ne kadar kızağa çekilmiş norm fazlası kişi varsa bunlara bir şekilde iş verilmeli. Bunlar çalışma hayatında tutulmalı. Birini bir yere sürerek yerine biri alınmamalı. Aynı makam için iki kişiye maaş verilmemeli. Şehrin bir yerinde bir branşa ihtiyaç olduğu halde bir başka yerde norm fazlası öğretmen olmamalı. Norm fazlası karı kocaya ihtiyaç olan üçüncü bir yerleşim yerinde iş verilmeli. Şehirlerde norm fazlası öğretmen varken şu şehirde ihtiyaç diye yeni öğretmen alımı yapılmamalı. Öğretmenlik beklediği halde atanamayan öğretmenlere başka alternatif iş önerilmeli. Öğretmenlik gibi başka alanda çalışma imkanı olmayan branşlar için insan planlaması yapılmalı. İhtiyaç kadar ya da ihtiyacın yüzde yirmi fazlası kadar kişilerin fakültelerde okuyabilmesinin planlaması yapılmalıdır. Bu durum sadece öğretmenlik değil, her türlü insan kaynağı planlaması yapılmalıdır. Herkes bir yerde okurken gelecek endişesi taşımamalı.

İşi ve maaşı olduğu halde üst kurullarda ek görev alarak imza parası ya da huzur hakkı adı altında birden fazla maaş almaların önüne geçilmeli. Hangi maaşı daha yüksek ise onu almalı. Senede üç beş defa mesai saatleri içerisinde imza atmanın dışında fiili olarak çalışmayan üst düzey, müdür, genel müdür, daire başkanı, akademisyen, siyasi, belediyeci vb. ayrıca maaş almamalı. Eğer ilgili kişi mesai saatleri dışında ve hafta sonu bir işe fiili olarak emek sarf ediyorsa yani esas işini aksatmıyorsa bu durumda emeğinin karşılığını alabilmeli.

Devlet her türlü kazancı makul vergi kapsamına almalı. Kayıt dışı kazanca göz açtırmamalı.

Bir kişinin bakmasına bağlı iyileşmesi mümkün olmayan bakıma muhtaç yaşlı ve çocuk hastalar, devletin belediyeler aracılığıyla yaptıracağı rehabilitasyon merkezlerine alınarak evde hastaya bakan kişiler işine bakmalı. Devlet ayrıca her hastaya bakana maaş bağlamamalı. Belli bir ücret karşılığında devlet iyileşmesi mümkün olmayan tüm bakıma muhtaç hastalarını yaşam şartları düzgün yerlerde toplamalı. Bir hastaya bakana bir maaş vereceğine belli merkezlerde hastalara bakan profesyonel kişiler hastalara bakmalı. Burada kısaca rüşt çağına gelmiş herkes çalışmalı demek istiyorum.

Mevcut ev hanımlarının, yetiştirip büyüttükleri çocuk sayısına göre aylık belli bir oranda para yatırması şartıyla, belli yıldan sonra emekliliği hak etmesinin önü açılmalı.

Kısaca emekli kişinin vefatıyla kişinin maaşı kesilmeli. Herkes de çalışacağına göre kendi çalıştığının karşılığı olarak maaşını almalı. Emekli olduktan sonra da kendi maaşını almalı. Emekli ettiğimiz kişiye de geri kalan ömründe geçim gailesi yaşamayacak, insanca yaşayacak, kendi kendine yeten bir emekli maaşı vermeli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder