28 Eylül 2025 Pazar

Trump Görüşmesinin Düşündürdükleri

Konuşması, imzası, açıklamaları, icraatlarıyla dünyaya yön veren ve dünyayı etkileyen ABD başkanı Trump ile her ülke lideri görüşmek, derdini anlatmak, fikir alışverişinde bulunmak ister. Ne de olsa dünyanın kabadayısı.

Trump ne zaman bir liderle görüşmek isterse, bu görüşmenin nasıl cereyan edeceği de tüm basının gündeminde olur. Çünkü karşılarında, diplomatik teamülleri çiğneyen ve hiçe sayan, ne zaman ne yapacağı, kime nasıl davranacağı muamma bir Trump var. Nice ülke başkanını basının önünde hal tavır ve eylemleriyle rencide etmiştir. Dünyanın kabadayısı olunca kimse de yerini ve haddini bil diyemiyor. Derse başına ne geleceğini biliyor. O yüzden her lider görüşmenin olumlu geçmesi için yoğurdu üfleyerek yiyor. Haliyle verilen görüntü, şerrinden emin olmak için Trump'ı memnun etme üzerine oluyor.

Bir liderle görüşme öncesi Trump'a ne yediriyorlar ne içiriyorlar bilmem. Görünen o ki içip içip ya da içirilip içirilip görüşmeye oturuyor. Ama bilinen bir gerçek var, Trump kendisine verilen rolü iyi oynuyor.

Gelelim bizim ülkenin kendisiyle görüşmesine. Satır aralarında pot üzerine pot kırsa da ülkemiz bol bol övgü aldı kendisinden. İlgi, alaka ve önem o biçimdi. Bizimkilerin yüzü gülüyordu durmadan. Hele Trump gibi birinden "Çok zekiler" övgüsünü almak çok mutlu etmiş olsa gerek. Erdoğan'ın oturacağı sandalyeyi çekmesi görülmeye değer. Dört dörtlük bir ağırlama diyelim buna.

Geri planda ne görüşüldü, hangi konularda anlaşma sağlandı? Bazı şeyler yazılıp çizilse de ne aldık ne verdik bilmiyoruz. Bilinen bir şey varsa yolcu uçağı, 20 yıllık doğal gaz anlaşması yapıldı. Heybeliada Papaz Okulunun açılması sözünü verdik. Daha gitmeden ABD ürünlerine konan vergileri kaldırarak zaten jest yapmıştık. ABD'nin bize uyguladığı vergilerin kaldırılacağına, F 35 ve F 16 taleplerinin ne derece yerine getirileceğini zaman gösterecek. Çünkü bunlar ABD kongresinin alacağı kararlara bağlı.

Bir ülke diğer ülkeden bir şeyler alır, verir. Her ülke kendi ülkesinin menfaatini korumak için masaya oturur ve görüşmeler yapar. Kazan kazan politikası uygulanır. Temenni ederim ki ülkemiz ABD'den çok şey alarak ABD ekonomisine katkı sunarken ABD'nin de vereceği kararla ülkemize katkı sunsun. Ümit ediyorum ki "meşruiyet verelim" ile kalınmaz. Şu var ki başkanlık sisteminin uygulandığı ABD'de başkanın çoğu alacağı kararın kongre kararına bağlı olması, kendi içinde pazarlık gücünü artırıyor. Aynı denetim mekanizmasının ülkemizde de olmasını ümit ediyorum.

Yazımın bundan sonraki kısmında, bu görüşmede Trump'ın ve ekibinin kırdığı pot ve yediği herzelere dair örnekler vermek istiyorum:

Zirvenin bir gün öncesinde ABD Büyükelçisi Barrack'ın açıklaması: "Başkanımız 'Bundan bıktım, ilişkiler düzeyinde cüretkar bir adım atalım ve ihtiyacı olanı verelim' dedi." ABD'li yetkili, sözlerine şöyle devam etti: 'Tamam sayın başkan, neye ihtiyacı var?' diye sorduğumda 'meşruiyet' dedi. Çok akıllı biri. Mesele sınırlar, S-400 ya da F-16'lar değil. Mesele meşruiyet".

ABD Dış İşleri Bakanı: "Bizimle görüşmek için yalvarıyorlar".

Trump: "Fikirli adamları sevmem. Bu adam da fikirli. Ama bunu seviyorum".

Trump: Seçim hilelerini o daha iyi bilir".

Trump: "Yapabileceği en iyi şey Rusya'dan petrol ve doğal gaz almayı bırakmak olur".

Kırılan bu potlar yenilir içilir cinsten potlar değil. Bunlar beni üzdü. Kişi ABD başkanı da olsa bir başka ülke ve devlet başkanına saygıda azami gayret göstermeli. Ülkenin itibarını sarsmamalı. Çünkü devlet başkanı o ülkeyi temsil eder.

Bir defa demokrasimiz ağır aksak olsa da bir ülkenin seçilmiş başkanına kimse meşruiyet veremez. Ne hakkı ne haddi. Bu durum böyle olmalı. Gel gör ki gelmiş geçmiş ne kadar parti kurucusu varsa partiyi kurar kurmaz ABD’ye giderek belli mahfillerle görüşmesi düşündürücü.

ABD başkanı ile görüşmek için yalvarıyorlar sözü de incitici. Böyle bir şey varsa da söylenmemeli. Belli ki ağızlarının fermuarı yok. Yine de bu söze kızmaktan ziyade böyle bir imaj verilmişse bu imaj yok edilmeli.

Beyefendi fikirli insanları sevmiyormuş. Belli ki fikirsiz insanları seviyor. Ne diyelim, Allah fikir versin.

Seçim hilelerini o daha iyi bilir cümlesi her bir tarafa çekilir. Kendi seçimini hile ile kaybettiğini kastediyor olabilir ya da Türkiye seçimlerinde hile yapılıyor anlamı da çıkar. Temenni ederim ki ABD seçimlerini kastetmiş olsun. Yapılıp edilen çoğu şeyi eleştirmekle beraber "Açık oy, gizli tasnifin" yapıldığı seçim dışında bu ülkede seçimlerde hile olduğunu düşünmüyorum. Çünkü her sandık ve kurulda her partinin en azından çoğu partinin temsilcisi olur. Tutanaklar ıslak imzalı olur, her parti temsilcisine verilir bu ülkede. Başka dolaplar çevriliyorsa bilemem.

Rusya'dan petrol alımını bırakmalı gibi bir istek haddi aşmaktır. Çünkü bir ülke neyi, nereden alacağına ülkesinin menfaati neyi gerektiriyorsa o yönde kendisi karar verir.

Kısaca ABD başkanlarıyla görüşmek bir problem, görüşememek başka bir problem. En iyisi ne ihsanı ne de gölgesi. İnşallah o günler de gelir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder