Rengimin farklı olmasından mıdır, yaşadığım hayal kırıklığından mıdır, umut ve hayallerim gerçekleşmediğinden midir, umut ettiklerim beni hayal kırıklığına uğrattığından mıdır, inandığım değerler tüccarlar elinde boca edilmesinden midir, dert edindiklerimi çevremdekilerin dert edinmediğinden mıdır?
Nicedir bir başınayım.
Yapayalnızım.
Kalabalıklar içerisinde yalnızlara oynuyorum.
Bir başına oldukça, kalabalıklar içerisinde başkası konuşurken kendi kendimi sorguluyorum.
İnsanlar mı değişti, ben mi diyorum.
Hayat denen şey bu mudur diyorum. Niye bu hayat mutluluk dağıtmıyor ve huzur vermiyor diyorum.
Bu anlamsız hayat bana mı böyle herkese mi böyle diyorum.
Benim gördüğümü niye insanlar görmüyor diyorum.
Kalabalıklar mı yanlış yolda ben mi diyorum.
Doğrular niye bu kadar ayrıştı? Doğrular hiç olmadığı kadar zıt görünümlü oldu. Yanlışlar içerisinde doğru görülemiyor artık. Hatta yanlışlar savunuyor hem de inatla.
Anlayışlar, değerler, bakış açıları ya da insanlar mı değişti acaba?
Niye insanlar bir ve beraber yol yürürken bu yolları ben yalnız yürüyorum.
Düşünüp taşındım. Dönüp bir daha düşündüm. Ben bu yolda niçin yalnızım. Başka yalnızlara oynayan yok mu? Sesimi duyan yok mu diyorum.
Belki yanı başımda belki de uzak belki de aynı masada çay içtiğim niceleri var. Ama onlar da benim gibi yalnız. Ama bu yalnızlığı belli etmemek için içlerine atmışlar. Biliyorlar ki yalnızlara oynayan dışlanır. Neye uğradığını şaşırır. En iyisi susmak. Çünkü gidişatı değiştirmek, büyük kalabalık ordusuna yanlış yoldasın demek, onları düzeltmeye kalkmak yel değirmenlerine savaş açmak gibidir diyorlar. Öyle ya bir kişi, sürü ile nasıl başa çıkabilir. Üstelik sürü yanlış yolda olduğunu bilmekten aciz.
Bu şekil yalnızlara oynayanlarla teşehhüt miktarı muhabbet ettiğimde, iyi ki böyleleri var, şükür ki tanımışım, bu uğurda yalnız değilmişim diyorsun. Ama bu şekil yalnızlar bir başına yalnızlara oynadığı ve bir araya gelip bir ve beraber olmadıktan ve büyük kalabalık ordusu gibi organize olmadıktan sonra ne işe yarar bu yalnızlık.
Bir başına olsam da pes etmek yok. Yine yürümeye devam ediyorum. Uzun, ince bir yol. Hem de dönüşü olmayan bir yol yürüdüğüm yol. Yol da otoban ya da bölünmüş yol. Kimseye zararım yok. Kimsenin tavuğuna da kış demiyorum. Yürüyorum. Arabayla gitsem de yürüyerek gitsem de istikamet aynı yol. Birilerinin inadına inat hem de.
Tek fark arkamdan gelen yok.
Ama o da ne? Karşı yoldan benim yoluma ters milyonlar geliyor. Niye bölünmüş yolun karşısından gelmiyorlar da benim önümden bana doğru geliyorlar? Anlamış değilim bunları. Önlerinden çekilmezsem, çiğneyip geçecekler beni. Yol verip önümü açarlar mı diyorum. Ne mümkün. Burunlarının dikine geliyor kalabalık. En iyisi erkeklik bende kalsın. Ben bari çekilip yol vereyim diyorum.
Yol vermeme teşekkür edileceği yerde yanımdan geçerken bir bakış bakıyorlar ki ne suç işledim, ne yaptım bunlara ben diyorum. Halbuki bana göre ters yoldan gelen onlar. Ben onlara kızacağıma onlar bana kızıyor.
Bu durumu gördükçe bu tersinden gelen insanlar mı ters yolda yoksa ben mi sorusunu sormadan edemiyorum. Ama milyonlar yanlış ve ters yoldan gelmez. Ters giden varsa ancak ben olmalıyım diye de düşünüyorum. Ama aklım almıyor. Ben doğru yoldayım diyorum. Çünkü onların geldiği ya da gittiği yol içime sinmiyor. Hasılı ya karşıdan gelenler ters yolda ama bunun farkında değiller ya da ben ters yoldayım. Ben bunu fark edemiyorum. Ama olsun. Bir başına kaldığım bu yolda yoluma devam. Yolculuk nereye derseniz? Sonu Rebeze'ye çıksa da ölmek var ama dönmek yok. Bu yolda başa gelen de çekilir.
Gönül ister ki karşımdan sürüyle gelen kalabalık doğru yolda, ben ise yanlış yolda olayım. Varsın ben yanılayım. Çünkü kaybeden bir ben ve benim gibi yalnızlara oynayanlar olur. Ama büyük kalabalık ters ve yanlış yolda ise bu yanlışın önü alınamaz. Zararın büyüklüğü de telafi edilemez.
Yazımı bir fıkra ile noktalayayım da bu, işin içinden çıkılmaz, sıkıcı yazı ve konunun ardından bir nebze gülümseyelim:
Temel Avrupa'da otobana girmiş. Bir başına ilerliyor. Az sonra bir anons duyuyor: Dikkat dikkat! Sayın yolcular karşımızda otobana ters girmiş bir sürücü var. Dikkatli olmanızı öneririz.
Bu anonsu duyan Temel, "Ne biri? Kaç biri. Hepsi ters yoldan geliyor hepsi" diyerek, garibim Temel ters yoldan gittiğinin farkına varmadan bir başına yoluna devam ediyor.
Ne diyelim? Hayırlı yolculuklar Temel.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder