Evliya Çelebi Parkı yürüyüş yolunda yürüyüşümü yaptıktan sonra 00.00 sularında evimin yolunu tuttum.
Mahallem ıssız ve tenha. Normal saatlerde de pek insan yoğunluğu olmaz. Hele gece insi cin top oynar.
00.30 olmuştu ki evimin köşesine döndüm. Köşenin sol tarafında bir dikilen gördüm. Hayır ola bu saatte bu kişi niye dikilir ki dedim. Kimin nesidir diye alıcı gözle baktım. Meğerse iki kişilermiş dikilen. Aynı boyda biri erkek biri kız. Sarmaş dolaş olmuşlar. Kumrular gibiydi diyeyim ki anlayın. Bildiğiniz çifte kumrular. Sarmaş dolaş olmuşlar. Bir sarılmışlar ki ayırabilene aşk olsun.
Kedinin damdan dama atlarken donduğu eski kışlardan bir kış olsa bunlar soğuktan donmuş kalmış diyeceğim. Ama mevsim yaz. Sıcaklar ise gece bile bana mısın demiyor. Adeta yakıyor.
Onlar hareketsiz sarılmaya devam ededursun. Ben yoluma devam ettim.
Belli ki bu çift birbirine aşık. Kız bu mahallenin çocuğu. Oğlan ise başka mahalleden. Akşam akşam gezip tozmuşlar. Gezme bitince, oğlan evine kadar bırakmak için eşlik etmiş. Yürüyerek mi yoksa arabasıyla mı bilmem.
Artık ne kadar dolaştılarsa, nereleri gezip tozdularsa, şura senin, bura benim dolaşırlarken kaç defa sarıldılar bilmiyorum. Aşklarına bir virgül koyup gecenin son sarılmasını yapıyorlar. Ama bilin ki bu buluşma ve sarılma ne ilk olacak ne de son. Birliktelikleri devam ettiği müddetçe devam edecek.
Görünen o ki ciddiler. Bu iş evliliğe gider. Evlilikleri ne zaman olur, ana babaları bu görüşmelerden haberdar mı, bu görüşmeye rızaları var mıdır, bilmiyorum. Bildiğim kadarıyla siz de bilmiyorsunuz.
Tüm bunları ve daha fazlasını soramıyorsun tabi.
Evlenmeye kalkarlar da bu devirde düğün masrafının altından kalkabilirler mi? Yakında köşebaşında bir yoğunluk ve ardından konvoyu görürsem, tamam bu iş diyeceğim. Bekleyip göreceğiz.
Bu durumda yaptığım tek şey gördüğümü okumak, senaryo yazmak. Gördünüz gibi. İster beğenin ister beğenmeyin ister başka işin yok mu deyin. Ben senaryoyu yazdım bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder