Sinema oyuncularından erkek olanına artist, kadın olanına aktris dendiğini biliyoruz.
Kadın olsun, erkek olsun hepsi olmasa da sanatçıların içinde rolünü iyi oynayanlar var. Sanki günlük hayatta olduğu gibi rolleri sahicidir.
İster iyi rolde oynasın ister kötü rolde. Bu tip sanatçıların izleyicisi de çoktur. Ne de olsa sahicilik ve doğallığa susamış bir toplumuz. Yalnız büyük çoğunluğunun sanat adına yaptığı ise sahicilikten uzak. Rolleri adeta sırıtmakta.
Sahicilik ve doğallık sadece sinemada değil, gündelik hayatta da insanlar nezdinde aranan bir davranıştır. "Neyse o. İçi, dışı bir" denir.
Şu var ki rolü sırıtsa da sahici olsa da sinema ve filmde rol alan sanatçılar, senaristin verdiği rolü oynar. Ayrıca kendinden bir şey katmaz.
Sinema dışında gazeteci, siyasetçi vs. alanlarda da kitleleri etkilemeye yönelik proje insanlar istihdam edilir. Yeter ki kitleleri etkileme ve onların desteğini alma murat edilsin. Kimi yabancı istihbaratlar adına çalışır kimi başka devlet adına çalışır kimi derin devlet adına çalışır kimi üst akıl adına kimi de dünyaya yön veren üç beş para babası adına. Bunların yabancıdan farkı, senin dilini konuşması, senin örf adet ve kültürünü yaşaması, senin dinine inanması gibi hususlardır. Bunlar konuşunca tam seni temsil ettiğine inanırsın. "Düşündüklerimi ifade etti, duygularıma tercüman oldu" dersin. O kadar sahici olurlar ki "bizden biri" diyorsun. Güveniyorsun da güveniyorsun. Hem de babandan daha fazla. Sevgide de öyle.
Bir misyon ya da proje olan kimselerin yaptığı da sinema sanatçılarının oynadığı rolden farksızdır. Çünkü adı üzerinde proje bunlar. Yani ihale bunlara verilmiştir.
Bu tip proje insanlar özel yetiştirilir. Tam kıvamına geldikten sonra piyasaya sürülür.
Proje kişiler de verilen rolü yerine getirmek için rolünü sahici oynar. Çünkü kitleleri ikna etmesi gerekir. Bu tip proje insanlar görevini yaptığı, başarılı olduğu ve senaristin verdiği görevi bihakkın yerine getirdiği müddetçe görevine devam eder. Bu görev başkasına ihale edilmez. Şayet böyle değilse, kitleleri etkilemekten uzak bir profil çizdiği için proje, bu işi daha iyi yapacak bir başkasına verilir.
Proje insanlar hep sureti haktan görünür. Hizmet anlayışını ön plana çıkarır. "Kendi adıma bir şey istiyorsam namerdim. Size hizmet için varım" mesajını verir kitlelere.
Proje tipler insanlara bu güveni verdikten, kendisini sevdirdikten ve bulunmaz Hint kumaşı olarak kendisini pazarladıktan sonra kim tutar onları? Başarıdan başarıya koşarlar. Bu başarıda da yalnız değillerdir. Çünkü basın, medya ve TV aracılığıyla desteklenirler. Daha doğrusu pazarlanırlar. Çoğu zaman da algılar oluşturulur. Çünkü kitleleri etkilemede olgudan ziyade algılar etkilidir. Algılar olgu gibi gösterilir. Çünkü algılar daima olgulara galip gelir.
Proje tipler bu senaryo gereği rolünü oynarken zikzak çizebilir, bugün ak dediğine yarın kara diyebilir, sık sık 'U' dönüşü yapabilir. Hiç problem değil. Çünkü zinde güçlerin verdiği rolü oynuyor. Tıpkı sanatçının sinemada iyi ya da kötü rolünü oynadığı gibi. Zaman zaman olumsuzluk da yaşayabilir. Her olumsuzluğu fırsata çevirmede mahirdirler.
Kısaca, başkası adına rol üstlenenlerin, kitlelerin bilmediği gizli bir ajandası vardır. Ajandasında ne varsa onu oynar. Aktör gibi gözükür ama aslında birer figürandırlar. Sinema ve filmdeki roller bir oyun gereği ise gerçek hayatta kitleleri etkilemede rol alanlar da oyunlarını oynuyorlar. Bu oyunlara alet olan, bu aktör görünen figüranlara ikna olmuş ve inanmış kitleler de bu oyunun devamını sağlayan, onların değirmenine su taşıyan birer figürandır dense herhalde abartmış olmam. Çünkü bize biçilen rol budur.
Hepimize iyi oyunlar, iyi seyirler, iyi roller. Zira ötesine aklımız ermez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder