23 Haziran 2025 Pazartesi

Hayal Kırıklığı

İçimizde, istediği veya umduğu gerçekleşmediği için üzülen, bu üzüntüyü bir türlü üzerinden atamayan insanların sayısı çoktur. Buna hayal kırıklığı deniyor. Eski tabirlerle ifade edersek, inkisarıhayal ve sukutuhayale uğramak demektir.

Hayal kırıklığı tek taraflı olmaz. Eğer bir kişi hayal kırıklığına uğruyorsa o kişiyi hayal kırıklığına uğratan vardır. TDK bunu hayal kırıklığı yaratmak şeklinde ifade etmiştir.

İçimizde ne kadar sukutuhayale uğrayan vardır? Bunu bilmek mümkün değil ama bu durumu yaşayan insanımızın sayısının az olduğunu düşünmüyorum.

İnsan niçin inkisarıhayal yaşar ya da bunu ne oranda yaşar? Tüm mesele beklentilerden ibaret. Bu beklenti ne kadar yüksek tutulursa, beklenti gerçekleşmediği oranda hayal kırıklığı da yüksek olur.

Mesela, çocuklarından büyük beklenti içerisinde olan aile, umduğunu bulamayınca,

Destek verdiği, adına dava dediği siyasi partisi kırıp döktüğünde, zararı faydasından daha çok olmaya başlayınca,

Gittiği cemaati beklentilerini karşılamaktan uzak kalınca,

İnandığı ideolojinin mensupları yaptıkları ve yapmadıklarıyla tel tel dökülünce,

Dürüst bildiği ve kendine güvendiği, "kendime güvenmem buna güvenirim" dediği birinin ihanetiyle karşılaşınca,

Zor duruma düşüp "bu işimi şu halleder" diye kapısını çaldığı evden eli boş dönünce,

Yaşı ilerlemiş, bakıma muhtaç duruma düşünce ve hayatın kocaman bir hiç ve boş olduğunu anlayınca vs.

Kişiyi hayal kırıklığına uğratan örnekleri çoğaltabilir isem de bu kadarla yetiniyorum.

Hayal kırıklığına uğrayanlar tek düze değil. Kimisi içine kapanır Kimisi hep eleştirmeye ve dert yanmaya yönelir. İster sussun ister konuşsun. Her iki tip de farklılaşır, fikri ve zikri değişmeye başlar, ayrışır. Hele birden fazla hayal kırıklığına uğrarsa, insanlara yabancılaşır, hayattan ve kimseden bir beklentisi kalmaz. Çünkü tuttuğu hep elinde kalmıştır. Bu tipler insanlar tarafından fark edilir ve "Çok değişti" denir.

Hayal kırıklığının çözümü ya da tedavisi var mı? Belki bazıları üzerinden atabilir ama çoğunun atlatabileceğini sanmıyorum. Bildiğim kadarıyla tedavisi olmayan bir hal. Adı üzerinde sukutuhayal durumu söz konusu.

Çoğu hayal kırıklıkları neyse de özellikle beraber yol yürüdüğü zihniyetinin, yaptığı yanlışlardan dolayı her geçen gün, gözü önünde gözden düştüğünü gördüğü için hayal kırıklığına uğradığından eleştiri yolunu seçen kişilere, fikirlerine katılmasa bile çevresindekilerin, eski günlerin hatırına saygı duymasında yarar görüyorum. En azından eski dostlarına ve yol arkadaşlarına içini boşaltmış ve rahatlamış olur. Der ki "Eleştirmeme rağmen mahallem beni dinledi, dışlamadı" der. Mahallesinde kendini yabancı hissetmez ve aidiyet duygusunu koparma. Bu durum o kişiyi anlamak demektir. Böyle yapılmayıp hain, nankör, muhalif muamelesi yapmak o kişiyi tamamen kendilerinden uzaklaştırmak demektir. Genelde de bu yapılıyor maalesef.

Bu arada hayal kırıklığına uğramayan yok mu? Uğrasa da dert edinmeyen yok mu? Var ve bunların sayısı da çoktur. Bu tiplerin çoğu düne göre bugünkü hallerine şükredenlerdir. Olup bitenlere vardır bir hikmeti, vardır bir bildiği diyenlerdir. Bir de korkudan dolayı sığındıkları limandır. Bu liman gidip başka bir liman gelirse halleri nice olur değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder