Ana içeriğe atla

Övünülecek ve Övünülemeyecek Derecelerimiz

1.Fındık, kiraz, incir ve kayısı üretimi ve ihracatında dünya liderliği.

2.Antibiyotik kullanımında Avrupa birinciliği. (NTV, 11.11.2017)

3.Kişi başına düşen ortalama günlük sigara adedi sayısında dünya birinciliği (17.1 adetle). Türkiye’yi 17 sigara ile Yunanistan, 15.7 ile İsrail takip ediyor.

4.2016 istatistikleri göre çay tüketiminde 3,16 kg ile dünya birinciliği. Türkiye’ye 2,19 kg ile İrlanda, 2,94 ile Birleşik Krallık takip ediyor.

5.Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında mobil telefonla aylık en fazla (477 dakika) görüşme yapan ülke konumunda.

6.Enflasyonda Avrupa’da 1.sırada, dünyada 10.sırada.

7.2022 yılında dünyanın en çok turist ağırlayan 4. ülkesi,

8.Sosyal medyada en fazla vakit harcayan ülke sıralamasında dünyada 13. Avrupa’da 1.sırada.

9.İnstagram’da 21.4 saat ile dünya birinciliği. Türkiye’ye 17.6 saat ile Arjantin, 15.4 saat ile Brezilya takip ediyor.

10.Türkiye Avrupa’da hapishanelerdeki mahpus sayısının ve oranının en yüksek olduğu ülke. Türkiye’de 100 bin kişiden 356’sı hapishanelerde bulunuyor. Bu oran Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ise 106. Buna göre Türkiye’de hapishanelerdeki mahpus oranı AB’nin 3,4 katı. Türkiye aynı zamanda Avrupa'da cezaevlerinin en kalabalık olduğu ülke. (euronews.)

11.İşsizlik oranında Türkiye % 12.1 ile Avrupa üçüncülüğü. 13.2 ile Yunanistan, 14 ile İspanya, Türkiye’nin önünde bulunuyor.

12.Dünyada en fazla camisi olan ülkeler arasında Türkiye 89.259 cami ile beşinci sırada. En fazla camisi olan ülke ise 818.634 ile Endonezya birinci. Bu ülkeyi Hindistan (304.334), Suudi Arabistan (281.494) ve Mısır (111.508) takip ediyor.

13.Seçimlere katılım oranıyla Türkiye, OECD ülkeleri arasında 3. sırada.

14.Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü’nün 2018 verilerine göre dünyada en fazla mülteci barındıran ülke sıralamasında Türkiye dünya birincisi. Türkiye’yi Pakistan ve Uganda takip ediyor.

Tespit edebildiğim Türkiye’nin dereceleri bunlar. Başka da vardır mutlaka. İstatistik yapıldığı takdirde şu alan ve sektörlerde de derecenin olacağını düşünüyorum. Mesela,

Kahvehane ve çay ocağı yönünden dünyada hiçbir ülkenin yanımıza yaklaşabileceğine ihtimal vermiyorum.

Aynı şekilde bir seçimden diğer seçime siyaset konuşan, yediden yetmişe gündemi siyaset olan ülke yönünden de birinciliği kimseye kaptıracağımızı sanmıyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde