10 Ocak 2023 Salı

Dini ve Resmi Nikah (1)

Adına hoca, imam ya da dini denen nikah ile resmi nikah türü ile ilgili Prof. Dr. Abdurrahman Küçük'ün geçmişten günümüze nikahı anlatan makalesinden madde madde özet yapmak istiyorum:

1. Hz Muhammed'den beri uygulanan nikâh hukuki bir akit olmuştur. 

2. Osmanlı Devleti de evlenme akdini medeni bir muamele saymış, nikahın resmiyet kazanmasını sağlamıştır. İmamlara da kıydıkları nikâhı bir belge ile 8 gün içinde nüfus idaresine bildirilmesi sorumluluğu yüklenmiştir. (1881 yılında çıkarılan kanun.) 

3. 1889 tarihli Şûrayı devlet kararıyla, nikâh kıyma, hâkimin iznine bağlanmıştır. 

4. 1914’te yürürlüğe giren kanun, hâkim iznini devam ettirmiş ve evlenme evrakının düzenlenmesini kocaya bırakmıştır. Koca da düzenlediği evrakı, nikâhı kıyan imama tasdik ettirip mühürlettikten sonra, nüfus idaresine vermekle yükümlü tutulmuştur.

5. 1917 tarihli Hukuk Aile Kararnamesi (HAK), nikâhın önceden ilanı ve hâkimin veya onun görevlendirdiği bir görevli tarafından yapılması şartını getirmiştir.

6. 1926 yılında kabul edilen Medeni Kanun, evliliği, reşit iki şahit huzurunda, belediye dairesinde veya köy muhtarlığına bırakmıştır. Bu Kanun; tarafların hazır bulunmasını, reşit olmalarını, aleniyeti, memurun beyanını ve evlenme belgesi düzenlemeyi kural olarak koymuştur.

7. Nikâhın aslı; şahitler huzurunda icap ve kabulden, tarafların rızasından ibaret bir akittir.

8. Nikâhın sağlamlığı ve devamlılığı esastır. Bunun da bir belgeye veya günün şartlarına göre kurallara bağlanması gerekmektedir. Aksi takdirde nikâhın sıhhatine şüphe girmektedir. Bu bakımdan, yürürlükteki kurallara uygun ve bağlayıcı olmayan nikâh; nikâh değildir. Bu ölçüler içerisinde bir “dinî nikâh”, “dinî olmayan nikâh” yoktur. Önemli olan nikâhın, evlenmeyi belgelemesi ve tarafları garanti altına almasıdır. Bu bakımdan günümüz Türkiye’sinde kıyılan nikâhın yeterli olduğu görüşü hâkim kanaattir.

9. Bütün bunlara rağmen, Türk toplumunda,  “imam nikâhı” denilen bir nikâhın yapıldığı da bir gerçektir.

10. Kanun, medeni nikâh yapılmadan kıyılan dinî nikâhı yasaklamıştır. 

11. Bu durumda, iki nikâh ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan bazıları, medeni nikâh dışında, “imam nikâhı” ile evlendikleri görülmekte ve günümüzde de yaygınlaştırılmak istenmektedir.

12. İmam nikâhının ortaya çıkması, Medeni Kanun ile nikâhın belediyelere ve muhtarlara bırakılmasından sonra halk arasında, bu nikâhın sıhhati, “dinî nokta”dan tartışılmaya açılmış, bu şüpheyi gidermek için imam nikâhı kıydırılma esası benimsenmiştir. Bu nikâh, nikâhın tamam olmasının şartı sayılmıştır. Bu anlayış büyük çoğunluk tarafından kabul görmektedir. Çok fazla dinle ilgisi olmayan ailelerin bile “dinî nikâh” kıydırmak için görevli aradığı şahit olduğumuz konulardandır. Çünkü bu bir inanç konusu gibi insanların zihninde yer etmiş ve örfümüzün bir parçası hâline gelmiştir. Hâlbuki “imam nikâhı” diye bir nikâh yoktur.

13. Ben, “medeni nikâhın” günümüzde en geçerli ve bağlayıcı olması bakımından da İslam’a uygun olduğu kanaatini taşıyanlara katılıyorum. 

Sayın Küçük’ün verdiği bu bilgilerden benim anladığım, Hz Muhammed’den bu yana Osmanlı dahil, nikâhı kim koyarsa koysun, kıyılan nikahlar resmi nikah hüviyetindedir. Osmanlı döneminde imamların kıydıkları nikah da böyledir. İmam, hoca ve dini nikah adı altında resmi nikâhın yanında kıyılan nikah ise 1926 tarihinde nikah kıyma yetkisinin belediye ve muhtarlara bırakan Medeni Kanunla birlikte ortaya çıkmış ikinci bir nikâh türüdür.

Diğer yazımda hoca, imam ve dini nikah üzerinde durmaya devam edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder