13 Ocak 2023 Cuma

Çiçek Takdimi (2)

İlçede yeni göreve başlayan iki öğretmen vardır. Bunlar adına çiçek siparişi verilir. Yapılacak törende bir tanesine belediye başkanı, diğerine de ilçe mülki amirinin vermesi kararlaştırılır. Hangi öğretmene çiçeği kimin vereceği bilgisi de program sunucusuna iletilmek üzere okul yönetimine bildirilir. 

Akşam mesai bitimine doğru mülki amir, kendi vereceği çiçeği eski bir başka öğretmene vereceğini söyler. Bu durumda verilecek çiçeğin üçe çıkarılması, üçüncü kişiye de yani yeni göreve aynı gün başlayan diğer öğretmene de ilçe müdürünün çiçek vermesi yolu bulunur, iş tatlıya bağlanır. Bu durum sunucuya da okul aracılığıyla duyurulur. 

Belediye yetkilisi siparişi verdiği çiçekçiyi arayarak hediye çiçek sayısını üçe çıkarır. Çünkü çiçek ilçe dışından gelecektir.

Mesainin bittiği, herkesin evinin yolunu tuttuğu akşamında, mülki amirin, çiçeğin iki kişiye verileceğini, üçüncü kişiye verilmeyeceğini, bu işin devlet krizi haline getirilmemesi gerektiğini söylediği haberi gelir ve son nokta konur. Çünkü kim devlet krizi çıkarmak ister. Ama bilinsin ki aynı durumdaki öğretmenin birine verip birine vermemek uygun düşmez. En azından alınganlığa sebebiyet verir. Bu hassasiyet hatırlatılmasına rağmen emir demiri keser misali denilen yapılır ve okul tekrar aranarak üçüncü kişiye çiçek verilmeyeceği bilgisi verilir ve sunumda gerekli değişikliğin yapılması istenir.

Tamam, bu şekilde olsun olmaya. Çiçek değil mi, ha üç kişiye verileceğine, iki kişiye verilir ama bu işin bir de aması var. Çünkü çiçeğin kimlere verileceği bilgisi ilgili öğretmenlere duyurulmuş, salonda olmaları gerektiği bildirilmiş. Yeni göreve başlayan öğretmenler kendilerine belediye başkanı ve mülki amir tarafından çiçek takdim edileceği heyecanını yaşamaya bir gün öncesinden başlamış. Şimdi ikisinden birine sana çiçek yok nasıl denecekti. Hele bu öğretmenler bir de kadın öğretmense, bu durumda nasıl bir haletiruhiye yaşanacaktı? Bunu anlamamak zor değil. Ayrım yaptılar, bana çiçek vermeyi uygun görmediler demeyecek miydi? Ne olurdu, üç kişiye verilseydi. Bir öğretmenler gününde gönül almak gibi güzel iz bırakmak varken kendi gününde önce vereceğim deyip sonra vermeyeceğim demenin ne gibi bir izahı olabilir? Değer mi gönül kırmaya? Ha para kişinin cebinden çıkacaktır. Parası iki kişiye yeter. Bu başka. Sponsor kendisi değil, çiçek kendisinin değil. Sonra yoktan çıkarılan bu krizi devlet krizi haline getiren kim?

Mesele bununla kalsa iyi. Bir de verilecek hediyede belediyenin isim ve logosu olmayacak. Çiçekte de böyle. Hatta hediye paketinde de belediyeyi çağrıştıran logo ve isim yer almayacak hassasiyeti gösterilir. Bununla da yetinilmeyip hediyenin mülki amire gösterilmesi istenir. Hassasiyet güzeldir ama bu kadar kılı kırk yararcasına gösterilen hassasiyet biraz fazla değil mi? Madem böyle bir hassasiyet gösterilecek, bir başkası özellikle belediye bu hassasiyeti göstermiyor. O zaman tüm bu hediyeleri almak mülki amire düşmez mi? Çiçeği istediği şekil yaptırır, ambalajını ona göre seçer, kaç kişiye ve kimlere çiçek vereceğini belirler. Buna kim, ne diyebilir? Ama hediye başkasından, para başkasından, düşünce başkasından... hassasiyet tasası da mülki amire düşüyor. Nasıl bir duygu ki masraf, maliyet, planlama ve düşünme başkasından, hassasiyet kendisinden. Hasılı izahı zor bir durum var karşımızda. Bu neyin kafası ve nasıl bir kafa? Anlayabilen varsa beri gelsin.

Ertesi günü, öğretmenler günü programı için herkes salonda yerini almaya başlarken milli eğitimden yetkili biri, sunucunun yanına giderek sunum metnindeki hediye takdim kısmına göz gezdirir. Çünkü o kadar değişti. Bir yanlışlık olmasın. Geçmişte bu tür nice programlarda hediye faslı krizlere sebebiyet vermişti. Çiçek verilecek ve çiçeği verecek kişiler doğru imiş. Yine de sunumda gözden kaçan küçük bir ekleme yaptırmış. Yeni göreve başlayan öğretmenler adına falana çiçeğini belediye başkanı, eski öğretmenler adına da falana çiçeği mülki amir verecektir şeklinde. Kısaca “adına” ekletmiş. Yani birilerinin göstermediği hassasiyeti birileri alınmasın diye bir hassasiyeti gözetmiş.

Adına denmesine rağmen kendisine çiçek verilmeyen yeni göreve başlayan diğer öğretmen alınganlık göstermemiş mi? Göstermez olur mu? Kim olsa alınır ve kendisini dışlanmış hisseder.

Bana aktarılan anekdot bu şekil. İlave, çıkarım, abartı ve yalan varsa, vebali anlatanın boynuna.

Şimdi siz olsanız, bu çiçeği kaç kişiye verirdiniz? İki kişiye mi, üç kişiye mi? Şık olan hangisi olurdu? Bir de her şeye maydanoz olmak, her şeye inceden inceye ve olur olmaz burnunuzu sokar mıydınız? Takdir sizin. Yalnız üç kişiye verseniz, bir müddet sonra çiçek değil mi, unutulur giderdiniz. Bu şekil iki kişiye çiçek verince o kişi unutsa da kendisini çiçekten mahrum ettiğiniz üçüncü kişi sizi hayatı boyunca unutmaz. Önemli olan unutulmamak değil mi? Tercihinizi bu çerçevede bir kez daha düşünün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder