Oğlan geldi eve bugün. Bir sevindim bir sevindim. Pazar yasağını delerek babalar günümü kutlamaya gelmiş, evlat dediğin böyle olmalı, helal olsun dedim.
Bekledim günümü kutlasın diye. Ben ona baktım, o bana baktı. Bu bakış ara ara devam etti. Bir bakıştır gitti.
Bekledim ki bankaların erkenden kutladığı günümü oğlan dilden de olsa kutlasın.
İşkillenmeye başladım bu bakıştan. Neyin nesi bu bakış dedim. Haliyle bir anlam veremedim bu bakışa. Madem kutlamayacak da bu oğlan niye geldi pazar pazar demeye başladım. Baktım gün falan gündeminde yok. Sanırım öldükten sonra "Unutamıyorum babacığım. Günün kutlu olsun." şeklinde sosyal medya aracılığıyla kutlayacak günümü.
Derken efendim, az sonra önümüze zeytin, peynir, kızartma, domates ve salatalıktan ibaret mükellef bir kahvaltı sofrası geldi. Dedim oğlanın niye geldiği şimdi belli oldu.
Sonra abandık hep beraber sofraya. Bir yedik bir yedik.
Karnı biraz doymaya başlayınca "Senin de babalar günün kutlu olsun" dedi oğlan. Kafam dank etti o zaman. Meğersem oğlanın bakışı açlıktanmış.
Bu arada hazırlanan mükellef kahvaltı sofrası da benim için değil, oğlan içinmiş. Aman kim içinse. Karnımı doyurdum ya siz ona bakın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder