Ana içeriğe atla

İpsiz


Ortaokulda okurken nereden aklıma geldiyse ağzımdan ipsiz çıktı. Önüme çıkan arkadaşlara ipsiz demeye başladım. Tanıdıklarımı isimleriyle çağırmak yerine ipsiz gel, ipsiz git deyip durdum. Ben başkasına ipsiz dedikçe hep yanımda olan bir arkadaş bu durumdan pek memnun oldu. Güldü durdu sürekli.

Devran hep aynı şekilde olacak değildi ya. Bir gün okları başkasına ipsiz dememe gülen arkadaşa döndürdüm. Ona ipsiz dedim. Pek hoşlanmadı bundan. Hemen yüz hattı değişti, ciddileşti. Bana ipsiz diyemezsin, hakaret ediyorsun dedi. Böyle bir tepkiyi beklemiyordum kendisinden. Çünkü kime desem katıla katıla gülerdi hep. Ben hakaret etmiyorum sana. Üstelik iltifat ediyorum dedim. Nasıl dedi. Bak kardeşim! Ben sana ipsiz diyorum, ipli demiyorum. İp kime bağlanır? Hayvana dedim. Sen hayvan mısın ki ipli diyeyim. İnsana ip bağlanmaz. Zira özgür bir varlıktır. Sen de öylesin. İşte bu yüzden sana ipsiz dedim. Ben böyle bir açıklama yapınca arkadaşım yine gülmeye başladı. Güzel bir açıklama ama sen yine de bana ipsiz deme dedi. Eyvallah dedim bir daha ne arkadaşıma ne de diğer tanıdıklarıma ipsiz dedim.

İpsiz dediğim arkadaştan başkasına ipsiz dediğim zaman tepki göstermesini beklerdim. Belki de ipsiz demeyi bu arkadaş güldükçe iyi bir iş yapıyorum diye devam ettirdim. Zamanında tepkisini dile getirseydi belki çoğu kimseye ipsiz demeyecektim.

Siz siz olun başkasına ipsiz demeye kalkmayın. Kişiyi ismiyle çağırın.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde