İlk, orta ve liselerimiz açıldı. Öğrenci ve öğretmenin ders
materyali olan ders kitapları öğrencilere dağıtıldı. Dersler başladı. Ama telaş
bitmedi. Şimdi sırada hangi dersten, hangi yardımcı kaynak alalım/alınsın derdi
var. Çünkü bize sadece ders kitabı yetmez, takviye için mutlaka yardımcı kaynak
olmalı anlayışı beynimize yerleştirileli çok oldu.
Yardımcı kaynak ihtiyaç mı değil mi? Alalım mı almayalım
mı? Kimine göre ihtiyaç, kimine göre fuzuli masraf. Öğretmen "Sayın
veliler/öğrenciler! Yardımcı kaynağa gerek yok, MEB'in gönderdiği ders kitabı
yeterli" dese bazı veliler, "Olur mu hocam! Birçok okul aldırıyor,
burada çocuklarımızın geleceği önemli. Yardımcı kaynak olmaz ise çocuklarımız
diğer çocuklarla nasıl yarışacak" şeklinde bir eleştiri getiriyor.
Öğretmen "O zaman yardımcı kaynak almak isteyen alabilir" dese
veliler "Hangisini alalım" der. "Yayınevi adı
vermiyorum/veremiyorum. İsteyen istediği kitabı alabilir" dese
"Hocam, siz bir yayınevi adı verin. Sınıfta birlik olsun, oradan ödev
verirsiniz. Farklı yayınevi olmasın" der hemen veli. Bu durumda öğretmen
ne yapsın? Aldırsa olmaz, aldırmasa olmaz, yayınevi adı verse hiç olmaz. Veli
istiyor, öğrenci istiyor, bazı öğretmenler istiyor. Kitabı pazarlayan yayınevi
elemanı ders hocasını bir görsem de kendisine bir numune versem diye okulun
etrafında dolaşıp duruyor. Bakanlık, her sene başında "Sakın ha! Öğrenciye
yardımcı kaynak aldırmayın, bunun için veli ve öğrenciyi zorlamayın. Eğer bir
öğretmen yardımcı kaynak aldırırsa onun hakkında gerekli incelemeyi yapması
konusunda valilikleri uyaran" bir yazı gönderir. Bir veli "Devletin
verdiği kitaplar yetmiyor mu? Falan öğretmen çocuğuma yardımcı kaynak
aldırıyor" şeklinde bir şikayette bulunsa -ki eksik olmaz- yetkili merci
hemen öğretmen hakkında bir inceleme ve soruşturma başlatır.
Her okulda sene başında rutin hale gelmiş yardımcı kaynak
muhabbeti üç aşağı, beş yukarı bu şekilde cereyan eder. Gördüğünüz gibi
öğretmen iki arada bir derede kalıyor. Öğretmen yardımcı kaynak aldırsa da
suç, aldırmasa da. Çünkü her halükarda öğretmenin başı belada.
Bakanlık istediği kadar ilave kitaba yasak getirsin, okul ve öğretmenleri kıskaca alsın, gerekli denetimleri yapsın; ilk, orta ve lise öğrencilerinin çantasında, sıraların alt gözünde yardımcı kaynak eksik olmuyor. Kırtasiyecilerin rafları tıka basa yardımcı kaynak dolu. Fazlasını da yerlere koyuyorlar. Öğrenci ve veli, istenen kitapları aldıkça tükenen kitaplar yok satmaya başlıyor.
Eğitim sistemimiz sınav odaklı olduğu müddetçe, herkes emsallerine fark atmayı düşündüğü yarış mantığı devam müddetçe etüt, kurs merkezleri açılmaya devam edeceği gibi yardımcı kaynaklar da alınmaya, aldırılmaya devam edecektir. Yine öğrenci, öğretmen ve velide Bakanlığın gönderdiği kitapların yeterli olmadığı kanaati oldukça bu kitaplar yine alınmaya devam edecektir.
Bakanlık yardımcı kitaba yönelmeyi azaltmak ve yok etmek
istiyorsa ders kitapları ile sınav sorularını bir noktada örtüştürmesi gerekiyor.
Başka türlü bu sorun ortadan kalkmaz. Hele yasakla bu iş hiç çözülmez. Hatta yardımcı
kaynağa yönelimi daha da artırır. Çünkü yasaklar cezbeder. 28/09/2018
* 03/10/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 03/10/2018 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder