Ana içeriğe atla

Öğrenci ve Öğretmen Karnemiz *



ÖSYM, 2017 KPSS ÖABT (Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi) sınavının ortalamasını yani öğretmen olmak için öğretmen adaylarının her birinin kendi branşından yaptığı net sayısını yayımladı. Her adaya ÖABT ile ilgili 50 soru sorulmuş ve dersler bazında (yuvarlama yapılmıştır) ortalama şu şekildedir:
Rehber öğretmenler 35,
Türkçe 30,
Din Kültürü ve Okul Öncesi 29,
Coğrafya, Sosyal Bilgiler ve İngilizce 24,
Sınıf Öğretmenliği 23, Biyoloji ve Tarih 21,
Türk Dili 18,
İlköğretim Matematik 17,
Fizik 16,
Kimya 14,
Lise Matematik ve Fen Bilimleri 12,
-Bu istatistiklere göre üniversitelerimiz sınıfta kalmıştır.

ÖSYM, 2018 TYT(Temel Yetenek Testi) sonuçlarını açıkladı:
Türkçe 40 soruda 16,179 ortalama, 
Sosyal bilimler 20 soruda 6,003 ortalama, 
Temel matematik 40 soruda 5,642 ortalama, 
Fen bilimleri 20 soruda 2,828 ortalama.
ÖSYM, 2018 AYT(Alan Yeterlilik Testi) sonuçlarını açıkladı:
Türk dili ve edebiyatı 24 soruda 4,743 ortalama, 
Tarih-1 10 soruda 1,617 ortalama, 
Coğrafya-1 6 soruda 2,271 ortalama, 
Tarih-2 11 soruda 1,465 ortalama, 
Coğrafya-2 11 soruda 2,856 ortalama, 
Felsefe grubu testinde 12 soruda 2,017 ortalama, D
Din kültürü ve ahlak bilgisi veya ek felsefe grubu testinde 6 soruda ortalama 2,098,
Matematik 40 soruda ortalama 3,923, 
Fizik 14 soruda 0,467 ortalama, 
Kimya 13 soruda 1,109 ortalama, 
Biyoloji 13 soruda 1,669 ortalama.
-Bu istatistiklere göre liselerimiz de sınıf tekrarıdır.

İstatistikler bize sınav odaklı ders çalışan, eğitim ve öğretim yapan üniversite adaylarımızın ve üniversiteden öğretmen olmak için mezun olan öğretmen adaylarımızın karnesini gösteriyor. 2018 yılında yapılan LGS (Liselere Geçiş Sınav” istatistiklerini MEB yayımlamadığı için ortaokulların ortalamasını veremiyorum. Bu kademede de durumun çok farklı olduğunu düşünmüyorum. Öğretmen adaylarına kendi branşlarından yapılan sınavdan bir tane de mevcut öğretmenlere yapılsa ortalamanın ne olacağını sizin takdirlerinize bırakıyorum. Gördüğümüz gibi öğrenci ve öğretmeniyle karnemiz zayıf. Bir yerde hata yapıyoruz ama nerede?

* 06/08/2018 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Sami Hoca

Sami YÜCE İçi nasıldı bilmem ama dışa karşı şen şakrak biri idi.  Bulunduğu ortamlarda insanları güldürmeyi becerirdi. Şaka yapar, şakadan da anlardı. Çağın yaşatan Nasrettin hocasıydı.  Girdiği ortama çabuk intibak sağlar, insanlarla hemen iletişim kurardı.  Uzaktakileri belirli periyotlarla telefonla arayarak hal hatır sorardı.  İnsan canlısı biri idi. Herkesin derdi ile dertlenirdi.  Büyükle büyük, küçükle küçüktü.  Eli açık biriydi. Yedirmekten, izzet ve ikramdan kaçınmazdı. Dinlendik, Avcıtepe, Habiller, Güneysınır İlçe Müftülüğünde, Güneybağ ve Mevlana Mahallesindeki camilerde görev yaptı.  Görevine sadık biri idi. Mesaisi namaz vaktinden namaz vaktine değildi. Namaz harici bile camideydi. Görev yaptığı camileri tertemiz tutar, camlarına varıncaya kadar caminin temizliğini yapardı.  Paraya önem vermediğinden midir para yönünden yüzü pek gülmedi. Paraya ihtiyacı olduğunda kredisi vardı. Kimden borç istese eli boş dönmezdi. Şu gün vereceğim derdi. Borcun günü geldiğinde gerekirse b

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder