24 Ekim 2016 Pazartesi

Bu iki ayak ne için var?

Ekseriyetimizin bedenini ve uzuvlarını kullanmadığı bir devri yaşıyoruz. İşimizi ya teknoloji yapıyor, ya da teknolojinin nimetlerinden yararlanarak yapıyoruz. Sonucunda da tembel, üşengeç, rahatına düşkün, rahatından ödün vermeyen bir vücut yapımız ve onun akıl hocası beynimiz var. Konuşma ve laklak yapmaya daha fazla vakit buluyoruz artık.

Teknoloji,  külfet ve sıkıntıyı da beraberinde getirdi. Cadde, sokaklar, yollar, evlerin önü  araba yığınıyla dolu. Gidip-geldiğimiz her yere vasıtayla gidip geliyoruz. Ayaklar vasıta olmaktan çıktı. Yürümüyoruz. Kısa mesafeler uzak gelmeye başladı. Direksiyondan aşağıya inmiyoruz. Ekmek almaya bile arabayı kullanıyoruz. Wc ihtiyacımızı gidermek için bile eğer insanlık yol yaparsa oraya da araçla gireceğiz bu gidişle.

Çarşıya çıktığın zaman adım attığın yer araba dolu. Park yasağı olan yerlerde ve yayaların yürüyeceği yerlerde bile araç dolu. Çoğu zaman yollar kilitleniyor araç yoğunluğundan dolayı.

Eskiden zaruri ihtiyaçlarımızda kullanırız diye bir tane alınıp evin önünde dururdu. Şimdilerde neredeyse 18 yaşını doldurmuş kişi sayısında bir evde araç olmaya başlandı. Herkes işine gücüne tek başına aracıyla gitmeye başladı. Toprak yüzü görmeyen vücudumuz neredeyse dokunanı çarpacak, içimizdeki elektrikten dolayı.

Yürüyüş yapmayı tavsiye ederdi doktorlar sağlığımız için. Şimdi  belediyelerin yaptığı parkların kenarındaki yürüyüş parkurlarında az sayıda yürüyüş yapanlar var. Çoğu da kilo sorunundan dolayı.

İşimize de gecikiyoruz. Çünkü arabamıza güvenerek son ana kadar bekliyoruz. Zamanında çıkamıyoruz evlerimizden. Aracıyla işine gelmeyenler garipsenir oldu.

Rahatımıza düşkünlüğümüzden dolayı hem sağlıklı yaşayamıyoruz, hem yolları kalabalıklaştırıyoruz. Park edilen araçlardan dolayı görüntüyü çirkinleştiriyoruz, yolları daraltıyoruz. Tek başına yaptığımız yolculuktan dolayı giden milli serveti hesaba katmıyoruz.

Bu kadar araçla içli dışlı olan bizler bir gün herhangi bir nedenle arabasız kalsak ne yaparız ki!...Bari bu ayakları kullanmıyoruz, ihtiyacı olan birine vermeye ne dersiniz?  24/10/2016



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder