29 Haziran 2016 Çarşamba

İnsan denen ne menem varlık!**

Kur'an'da Allah 75 yerde aklın kullanılmasından bahseder. Hiç bir şeye önem vermediği kadar aklı kullanmayı öğütler ve emreder. Yine "İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak eder misin" diyoruz Musa'nın diliyle sürekli.

Kur'an'ın o kadar önemsediği aklın kullanılmadığı bir asrı yaşıyoruz.  Yine Yunus Süresinde: "Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır" buyurulmaktadır. Gerçekten aklını kullanmayan beyinsizler üzerlerine yağdırılan pisliklerin, pisliğini herkese bulaştırdığı bir dönemi yaşıyoruz. Eğer bu şekilde yaşamaya yaşama denirse. Kan içiyoruz, kan yazıyoruz, kan okuyoruz, kanla yatıp kanla kalkıyoruz milletçe. Kınıyoruz, lanetliyoruz. Ne ramazan, ne oruç, ne ibadet umurumuzda değil.

Devir aklını kullanmayanların aklını kullandırdıkları bir devir. Terör bu dünyanın baş belası artık. Terör anası ise, canlı bomba da babası. Kim kimi; ne zaman nerede; niçin öldürdüğünün bilinmediği bir dünya. Devletler bir tarafta pili bitmiş insanları yaşatmaya çalışırken diğer tarafta gepegenç insanları canlı bomba yaparak masum insanları yok etmeye yemin etmiş durumda. Nereye gideceği, nerede duracağı belli olmayan, rotasını şaşırmış bir canavar artık. Ölen, ölmeyi göze alan ve ölürken de yanında yüzleri götürmeyi hedeflemiş bu insanların hepsi okumuş insanlar. Hem de üniversiteli, mektepli yani. Yunus'un dediği nesil bu nesil olsa gerek:
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır.

Bu devrin nankör, kan emici, yok edici nesli okumuş insan. Öldükçe, öldürdükçe zevk alan, egosunu tatmin eden, uyar akıllı bir nesil. Ne hasta olduğunu bilir, ne de tedavi olmayı kabul eder. Üstelik kancık mı kancık, hannâs mı hannâs, korkak mı korkak, sinsi mi sinsi, kendisini gizleyebilen, saklayabilen, unutturan bukalemun bir tip. Aliye kızıyor, hıncını velilerden alıyor. Çünkü Ali’nin karşısına çıkacak cesareti yok. Derdi; işinde, gücünde, rızkının peşinde olan masum insanlar. Pisi pisine, bir hiç uğruna gitmeyi prensip edinmiş kan emiciler bunlar.

Mücadele de edilmez bunlarla. Geriye Musa ile birlikte yolculuk yapan bizde Hızır diye meşhur olmuş kişinin bize yardım etmesi. Biz sivrisineklerle uğraşmaktan ziyade bataklığı kökten kurutmamız lazım. Hızır’ın büyüyünce anne babasına asi olacak diyerek küçük yaşta öldürdüğü çocuk misali. Gelse aramıza böylelerini eliyle koymuş gibi çıkarıp öldürse ne güzel olur. Dünya; aklını kullanmayan, başkalarının emir eri olan nice pisliklerden kurtulmuş olur. Bir nebze de olsa rahat nefes alır. Zaman tüneli dediklerinin aslı olsa da bu pislikleri, çocukluklarına döndürüp safiyane bir şekilde yeniden eğitip yetiştirsek…Yola gelmeyeni elimizle yok edip mezarını kazsak ne güzel olur! Değil mi?


Yok böyle bir şey mümkün değilse ya Rabbi! Emanetini al, bu insan denen varlıktan. Bu işi layıkıyla yapabilecek olan “Semavata, yere, dağlara” ver. Dünyanın yönetim işlerinden sorumlu  iki ayaklı, aklını kullanmayan, pislik üzerine pisliğe bürünmüş bu insan denen cahil kesimden al bu emanetini. Kopmadan önce kıyamet, yeryüzünde yaşayanlar en azından bir nebze nefes alsınlar. Bu kadir kıymet bilmeyen, herkese hayatı zindan ve Cehennem yapan akılsız ukaladan al bu emaneti. Hikmetinden sual olunmaz. Kime verirsen ver. İnsanın dışında her varlık layık bu işe. Hatta hayvanlar bile olur…

Rabbim! "Eşrefi mahlukat" olarak gönderdiğin bu insan nesli maalesef bu yükü kaldıramadı. İnsan cinsi hiçbir şeyden çekmedi kendi hemcinsinden çektiği kadar. Meleklerin yeryüzünü fesada uğratırlar ve kan akıtırlar dediği nesil işte bu nesil. Tıpkı melekler gibi biz de bilmiyoruz bunun hikmetini. Acımızdan böyle konuşuyoruz. Çünkü Ramazanımızı bile kana buladı içimizdeki "Esfeli safilin" taifesi. Sen mutlaka bizim bilmediğimizin en iyisini bilirsin. Bizi affet, bize basiret ver. Bu karanlık gecelerin sabahı gelsin. Dünyaya iyi kulların hakim olsun. Analar ağlamasın artık.


İçerisinde bin aydan daha hayırlı olan geceni değerlendirdik. Yüzümüzün akıyla bayrama kavuşmak istiyoruz. Bayramımız kana bulanmasın... Bayramda ağzımızın tadı bozulmasın. Bu ülkeye dirlik ve birlik nasip et!.. 29/06/2016
** 03.07.2016 tarihinde Kahta Söz gazetesinde yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder