8’e giden çocuğumun
kontörü bitmiş. Yüklemek için telefonu elime aldım. Telefon ve kredi kartı
bilgilerini girdim. Yüklemek için gönder
butonuna bastım. Hemen mesaj geldi: “15 lira kart harcamanıza ait şifreniz” diye.
Çocuğa: “Git oğlum
telefonu al gel de, gelen şifreyi gireyim” dedim. Çocuk bir türlü gitmedi, bana
bakıyor. “Telefonu al gel diye tekrarladım, biraz da sesimi yükselterek.
Çocuktan yine tık yok. Sadece bakıyor bana. 3.defa söyledim. Nihayet çocuk
gözüyle elimdekini işaret etti. Baktı hala ben bekliyorum. Sonunda: “Baba! Telefon
elinde ya” demez mi? Evet baktım. Telefon elimde. Ne diyeceğimi şaşırdım.
Halbuki ne de hazırlamıştım hemen gidip telefonu getirmeyen oğluma kızmaya. Sonunda
ne mi yaptım. Kızamadığıma kızdım. Düşündüm: “Oğlum Ramazan, şayet yaşarsan
ihtiyarlığın çok kötü olacak” diye. Kendisine: “Gel oğlum bu sır olarak kalsın
aramızda. Bak sana kontör de yükledim
şimdi” dedim. Çocuk: “Baba, denk geldi bir defa. Ben böyle bir anı bir daha
yakalayamam. Kusura bakma anlatırım” demez mi? Ne olacak zamane çocuğu işte. Bir de daha yeni iyilik yaptım güya.
Şartlanmışlık böyle bir
şey işte. Genelde kontör yüklemeyi masaüstü bilgisayardan ya da laptoptan
yaparken başka bir odada şarja takılı olan telefonu almaya giderdim; gönderilen
mesajı girmek için. Bazen insan elindeki bir şeyi arar ya. İşte ben de elimdeki
cep telefonunu aradım.
Gülme kardeş gülme! Gülünecek bir
şey değil. Bak sıra sana da gelir. Sonra bu yazdığım, bir sır haberin olsun.
Buraya yazılan sır olur mu dersen. Olur niye olmasın. Zaten kimse okumuyor ki.
İnsana sır vermekten daha iyi. Ya kazara, yolunu şaşıran biri okursa... Evet ben
de ondan korktum zaten. Olur ya biriniz benim oğlanla karşılaşır. Bunu benim oğlandan duymaktansa
ilk önce benden duysun. Şayet yolunu şaşıran varsa.…Alo, var mı yolunu şaşıran... Kim kabul eder yolunu şaşırdığını. Düşmez kalkmaz bir Allah! Ne diyelim... 01/03/2016
Yorumlar
Yorum Gönder