3 Aralık 2015 Perşembe

Takviye Dersler/Kurslar ve Başarı/Başarısızlık

Takviye Dersler/Kurslar ve Başarı/Başarısızlık

-Üstat, takviye, yetiştirme adı altında açılan kursların öğrencilere faydası var mı?
-Faydası yok. Olsa da devede kulak misali.
-O zaman niye açılıyor?
-Dostlar alışverişte görsün diye.
-Gerçekten böyle mi? Faydası yok mu?
-Anne-baba ve öğrencileri "Takviye alıyor/um" diye psikolojik olarak rahatlatır.
-Eee o zaman?
-Çocuğun akşam ve hafta sonları o kadar ders görüp kafasını şişirmesi ve bedenen yorulması da işin cabası. Kurs ücreti, yardımcı kaynak vb masrafları da velinin boynunu büken ayrı bir dert.
-İyi de bu kursları Milli Eğitim istiyor, okullar istiyor. Veli ve öğrenciler de istiyor. Bu kadar kişinin istediği bir şey yanlış olur mu?
-Hepsi iyi niyetli. Fakat çocukları çatlatmak/çıldırtmak için uğraşıyor. Daha çocuklar çocukluğunu yaşamadan omuzlarına büyük bir yük yükleniyor. Bu vücut bu sıkleti çekmez. Toplum olarak yanlış yoldayız. Sadece kendimizi avuturuz.
-Yahu sen ciddi mi söylüyorsun?
-Maalesef ciddi söylüyorum. Çocukluğunu doya doya yaşayamayan çocuklar hayatı boyunca mutlu olamazlar.
-Sahi, bu kursların faydası yok mu?
-" Hedefi olan, azim ve gayretli, plan ve program dahilinde ne yaptığını bilen, bilinçli çalışan öğrenciler için faydalı olabilir. (Bu şekil çalışanlar için okul derslerine devam da yeterlidir.) Fakat bu şekil çalışanların sayısı azdır. (Hedefi olmayan, plan program dahilinde  bilinçli çalışmayanlar için ise dünyanın en iyi hocalarını getirseniz, en iyi okullara gönderseniz hiç mesafe katedemezsiniz. Çünkü hedefi olmayana yol gösteremezsiniz.) Başaranların sayısına göre başaramayanların sayısı daha fazladır.

Bugün TEOG sınavına ve YGS-LYS sınavına hazırlanıp da kurs ve etüt  merkezlerine genelde gitmeyen  yoktur. Özel ders alanlar, özel okula gidenler, Temel Liseye geçişi tercih edenler de az değildir. Hele lise bitince 2-3 yıl dershaneye gidip hazırlananlar bile var. Şu ya da bu şekilde takviye alanlar başarılı olsaydı bugün başarısız çocuklarımız olmazdı.
-Kursa devam edip de başarılı olmayana örneğin var mıdır?
-Hem de çok. Bildiğim bir öğrenci TEOG sınavı için sorumlu olduğu 6 dersten 4 tanesinden kursa yazıldı. Din Kültürü ve İngilizce'ye gitmedi. Geçen hafta Teog sınavına girdi. Toplamda 12 yanlışı var.    
Takviye aldığı derslerden;
Türkçe'den 3,
Matematik'ten 2,
Fen ve Teknoloji'den 1,
İnkılap Tarihi'nden  2  yanlışı var.

Takviye almadığı derslerden;
Din Kültürü'nden 2,
İngilice'den 2 yanlışı var.

Görüldüğü gibi öğrencinin takviye aldığı ve almadığı derslerden ortalama her dersten 2 yanlışı var.

Yine bir öğrenci OKS isimli bir sınava hazırlanmak için babası tarafından geçmişte ünlü bir dershaneye yazdırıldı. Sene başında dershanenin yaptığı seviye sınavında 31 net yaptı. Yıl sonunda yapılan OKS'de ise yine 31 net ile mezun oldu. Yani sıfır elde var sıfır.

Geçmişte ünlü bir dershanenin müdür yardımcısı ziyaretime geldi. Laf lafı açtı. Dershaneci, "Hocam 800 öğrencimiz var. Dershaneler açılmadan bir seviye belirleme sınavı yaparız. İlk 200 tanesinin üzerinde yoğunlaşırız. 600'ünün parasını alırız.
-Lafı nereye getireceksin?
-Demem şu ki, başarıda büyük pay sahibi öğrencinin kendisidir. Öğretmen, okul, dershane yol gösterir; rehberlik yapar. Gösterilen yoldan giden başarılı olur. Yoldan sapanlar dökülür.

Lisede çalışırken kayıt yaptırmaya gelen veliler ahiret soruları sorardı: " Okulunuzun başarısı nasıl, 4 yıllık fakülteyi kazanan kaç öğrenciniz var. Okulunuz şu âna kadar kaç tıp/hukuk çıkardı. Öğretmenlerinizin yaş ortalaması kaçtır, öğretmenleriniz başarılı mı..vb sorular sorulurdu. Ben kendilerine, "Siz Konya'da o kadar Anadolu Lisesi varken niçin bizim ilçe okulunu tercih ettiniz" diye sorardım. "Konya'daki Anadolu'ları kazanamadı. Kazansaydı burada ne işim vardı zaten." cevabını alırdım. Yine kendilerine "Okulu okul yapan öğrencidir. Kumaşınız iyiyse öğretmenlerimiz iyi bir terzidir.
-Başarılı olamayanların kapasitesi mi yok?
-Bir çoğunun kapasitesi var. Hatta başaranlardan daha fazla bir zekaya da sahip olanları çoktur. Ergenlikle beraber derslere ilgisizlik, düzenli, tertipli çalışmama onları bir müddet daha başarılı kılar. Hazırdan yerler...Sonra  ipin ucunu kaçırırlar, bir çoğu  bir daha kendisini toparlayamaz. Toparlamadıkça da başta ailesinden başlamak üzere dışlanma ile karşı karşıya kalır.
-Peki ne yapmak lazım?
-Yapılacak olan basittir. Bir çocuğun başarısında ilkokul 1-4/5 okutan sınıf öğretmeninin payı büyüktür. Çocuk eğitimini, ders çalışma yöntemini, kişiliğini, temelini ilkokuldan alır. Daha sonra üzerine bina eder. Başarıda öğretmenin değişmemesi esastır. Çocuğun seviyesine inme önemlidir. İlk okul öğretmenlerini seçerek almak gerekir. Eğitimde en yüksek maaşı onlar almalıdır. Çocuğu birinci sınıftan alan öğretmen onu mezun etmelidir.
-Teşekkür ederim.
-Eyvallah...
Ramazan YÜCE  03/12/2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder