Perşembe ve pazar
günlerinden ibaret ilk yarım dönemim, okula alışma dönemimdi. Kendi halimde
gidip geldim okula. Pek kimseyle muhatap olmadım. Öğretmenler odasına da nöbet defterini imzalamanın ve ders kitabı alıp koymamın dışında pek girmedim. Girmek
istesem de nöbetçiyim. Nöbet yerinde olmam gerekti.
Bir diğer husus da
ilk gittiğim yere çabuk intibak sağlayamam. Çünkü asosyal bir yapım var.
Girerken utana sıkıla girdim hep.
Öğle arası
soluklanmak üzere girdiğim zaman okulun kadın öğretmenlerinin ziyafetleriyle
karşılaştım. Her perşembe bu ikramı alışkanlık haline getirmişler. Almam için
ısrar ettiler. Teşekkür ederim dedim ise de ucundan, kıyısından tadarak
başladım yemeye. Öğretmenler odasına gitmediğim zaman bazı öğretmenler,
öğretmenler odasına davet ettiler ikram için.
Okula başladığım
ikinci yarım dönemim çok fazla teşriki mesaide bulunmadan bu şekil geçti.
İki aylık bir yaz
tatilinden sonra 2023-2024 öğretim yılına başladık. Bu sene ders yüküm de fazla
idi. Rehberlik dahil 29 saat derse girdim. Bu derslerin 19 saati yüz yüze, geri
kalanı ise uzaktan idi. Salı, cuma ve pazar günleri gittim okula. Gün bazında
dersimin yoğun olduğu gün salı günleri idi. Sabah 9'da başlayan dersin 9 saati
örgün, geriye kalan 4 saati uzaktan olmak üzere dersim akşam 20.30'a kadar
sürdü. Salı bitti mi benim için o hafta bitmiş sayıldı.
Haftanın dört günü
saat 17.00'de uzaktan bağlandım yine.
Okul 2022-2023
ikinci döneminde olduğu gibi yine sessiz, sakin idi. Yine huzur ortamı vardı.
Ama bu sene benim için daha bir farklı idi. Bunda asosyalliğimin 'a' sını
atmamın, daha fazla derse girdiğim için okulda daha fazla bulunmamın;
idarecisiyle, öğretmeniyle, öğrencisiyle, yardımcı personeliyle okulu evim gibi
hissetmemin payı var. Özellikle kadın öğretmenlerin doğallığının, hasbiliğinin,
ikramının, hal hatır sormalarının, ilgi ve alakalarının, idarecilerin bir
idarecilik kompleksine sahip olmamalarının payı büyük. Açıldıkça açıldım.
Espriler gırla gitti. Güzel bir muhabbet ortamı oluştu. Şakalaşma eksik olmadı.
Öğretmenler odasında tek eksiklik dedikodu idi. Bunu yapan öğretmen görmedim.
Bu konuda ders vermek istedim. Benim branşım el vermiyor, siz bari yapın, ben
çok severim dedim ama bizim o taraklarda bezimiz olmaz modunda oldular
hepsi.
İdarecisinde de
öğretmenden ve başkasından dert yananı görmedim. Her biri kendi işinde idi. Bu
okulun idarecilerinin en büyük eksiği de kaprisli yönetici profilinden yoksun olmalarıydı.
Beceriksizler vesselam. Niye geç kaldın, dersine niye girmedin, şu evrakı niçin
gününde getirmedin, niye nöbet yerinde değilsin, senin nöbetinde şurada şu
oldu, bir daha olmasın diyeni görmedim. Öğretmenlerinde olduğu gibi yüzlerinde
hiç güler yüzleri eksik olmadı. Zaten görevini aksatan öğretmen de
görmedim.
Erkek öğretmenlerin
çoğu meslek öğretmeni idi. Onlar da genelde kendilerine ait bölüm odasında teneffüslerini
geçirdikleri için onlarla çok diyalog ortamım oluşmadı. Çay alırlarken, nöbet
tutarlarken selam, kelam ve hal hatırdan öteye geçmedi diyaloğumuz. Ama hepsi
iyi insanlardı vesselam.
Diyaloğumuz kültür
dersi öğretmeni olan iki, üç erkekle oldu. Geriye kalanı kadın öğretmenlerle
oldu. Sağ olsunlar ilgi, alakalarını, güler yüzlerini ve de ikramlarını hiç
esirgemediler. Bir sene boyunca salı ve cuma günleri, evinden cep telefonu
dışında bir şeyle gelmeyen biz erkek öğretmenlere babalarına baktıkları gibi
baktılar. Boşuna söylememişler, bakarsa kız evladı bakar diye. Allah onlardan
razı olsun.
Zaman zaman teneffüslerde
öğretmenler odasında tek erkek kalmak
suretiyle kendimi Temel'e benzettiğim oldu. Allah o meslekçi erkekleri bildiği
gibi yapsın, alacakları olsun dediğim oldu.
Temel olmam şu yönüyle: Hani Temel hacca gitmiş. Namazları hep kadınlar arasında kılarmış. Polis kaç defa Temel'i kadınlar arasından derdest ederek çıkarmış. Ama Temel bu. Karadeniz inadı da var kendisinde. Yine her defasında kadınlar içinde namazlarını kılmaya devam etmiş. En sonunda Suud polisi, tercüman vasıtasıyla bu adam niye kadınların içinde namaz kılmakta ısrar ediyor sorusunu sormuş. Temel'in cevabı, "Tabi kadınlar içinde kılacağım. Çünkü ben hacca anamın yerine geldim" demiş. Benimki de o hesap oldu. (Devam edecek)