İnternethaber sitesinde "Yedek Akçe nedir? Merkez
Bankası bu parayı hazineye aktarıyor" başlıklı yazıyı okuyunca ilk aklıma
gelen "Ak akçe kara gün içindir" atasözünü yazımın başlığı olarak
seçtim. Bu vesileyle devletin Merkez Bankasının yıllık karından yüzde yirmisini
kara günler için ayırdığını ve yedekte bekletildiğini öğrenmiş oldum.
Her birimizin imkanımızın olduğu günlerde dişimizden
tırnağımızdan artırarak ne olur ne olmaz deyip bir kenara kaldırıp koyduğumuz
üç beş kuruşumuz olur. Siz buna ister kefen parası deyin, ister sakla zamanı
gelir zamanı deyin, ister yatırım amaçlı deyin. Halktaki bu kenara atma
devlette de varmış. Devlet bu parayı yasada değişiklik yapmak suretiyle
hazineye aktarmayı düşünüyormuş habere göre. Hükümet bunu yapar mı yapmaz mı,
bu yasa değişikliğinin aslı astarı var mı, değişiklik teklifi gelirse Meclisten
geçer mi bilmiyorum. Bekleyip göreceğiz. Bildiğim, haberin aslı var ise bunun
anlamı kötü günlerin geldiği ve bundan dolayıdır ki kenara atılan paranın
kullanılması gerektiğidir. Yine bu haberden anladığım, yaşadığımız ekonomik
sıkıntının derin olduğunu gösteriyor.
Niyetim felaket tellallığı yapmak falan değil. Sanal
medyada herkesin okuduğu bu haberi yazı konusu edinmektir. Haberi olmayanlar
için söyleyeyim. Yedek paranın tamamı hazineye aktarılmıyor. Önceki paralar
hazineye aktarılırken Merkez Bankasının son yılının yüzde altılık kârı yine
yedek para olarak bekletilmeye devam edecek.
Devletin derdi hepimizin derdidir. Umarım hükümet bu parayı
hazineye aktarınca ekonomimizde bir rahatlama söz konusu olur. İnşallah bu kötü
günler geride kalır. Ekonomimizin yürütülebilir konusunda sunulacak acı
reçeteyi -kendi adıma söyleyeyim- içmeye hazırım. Çünkü devlet hepimizin
devleti.
Hükümet yapacağı bu tasarruftan sonra başka neler
yapabilir? Her şeyden önce ekonomide bir seferberlik ilan edilebilir.
Ekonomistlerin görüşü alınabilir. Alınan kararlar yürürlüğe konabilir. İktidar
ve muhalefetin ekonomistleri bir araya gelebilir. Belirlenen yol haritası
tavizsiz uygulamaya konabilir. İmkanı olan zenginlerimiz devlete uzun vadeli
borç verebilir. Çoğu kimsenin kötü günler için yastık altı yaptığı altın ve
mücevherat ekonomiye kazandırılabilir. Devlet, kamu kurum ve kuruluşların
harcamalarına sıkı bir denetim getirebilir. İsraf var ise önleyecek tedbirler
alabilir. Tasarruf ve kemer sıkma dönemi başlatılabilir. Belediyelerin
borçlanmasına azami gayret gösterilebilir. Nereye, niçin harcadın sorulabilir.
İktidar ve muhalefet bir araya gelerek bir etik kural hazırlayarak metnin
altını imzalayabilir. Bu metinde hiçbir parti oy alma uğruna seçmene vaatlerde
bulunamaz, seçimlerden önce asla seçim ekonomisi uygulanamaz, bütçeye
ağır yük getirecek yatırımlar yapılamaz vs karar alınabilir. Daha önce seçim
öncesi verilen haklar yeniden gözden geçirilebilir. Gerekirse oportünist bazı
uygulamalar kaldırılabilir.
Hülasa orta yerde bir hasta varsa hep birlikte el verip bu
haftayı iyileştirelim. Çünkü başka Türkiye yok. Hükümet bu ekonominin altında
kalırsa ceremesini hep beraber çekeriz. Allah bu günlerimizi aratmasın.
***06/07/2019 günü Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
***06/07/2019 günü Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.