Bir önceki
yazımı zaman sorgulama zamanı diye bitirmiş ve gözlemlerime dayanarak bir
sorgulama yapacağım. Bu iş sadece yıpranma ile açıklanamaz demiştim. Bana göre
zirvede kalmada zorlanmanın ve seçimleri güç bela kazanmanın nedenlerinden
bazıları şu şekildedir:
1. Parti,
birlikte yola çıktığı ekip arkadaşlarını kaybetmiştir. Partide neredeyse eski
ağır toplardan kimse kalmadı. Aşılamayan ve giderilemeyen ağır bir kırgınlık ve
küskünlük söz konusu…
2.Ayrılan
küskünlerin yerine ekip olarak monte edilenler eskilerin yerini tutamamış,
onların işlevini yerine getirememiştir.
3.FETÖ ve PKK
dışında hükümetin mücadele edeceği ve çekineceği hiçbir kurum, kuruluş, STK
kalmamıştır. Parti devletin kendisi olmuştur. Bu durum bir şey zıddıyla kaimdir
sözü ile çelişmektedir. Rakibin kalmadığı zaman rehavet durumu ortaya çıkar.
Çünkü bu partiyi dinç tutan ve ekibi birbirine bağlayan mücadele ruhu idi.
Partinin bugün iki terör örgütü dışında mücadele edeceği bir kesim kalmamıştır.
4.Partide
istişareye önem verilmediği kanaati hakim. Hem ülke hem de parti, tek kişi
tarafından yönetiliyor görüntüsü veriyor.
5.Parti eskisi
gibi halkın nabzını tutamıyor. Eski yaptığı hizmetleri anlatıp durmaya başladı.
6.FETÖ ile
yapılan mücadelenin toplumun her bir kesimine sıçraması ve çoğu kimsenin
canının yanması.
7.Atamalarda
sözlü mülakatların belirleyici olması.
8.Eleştiriye
gelinmemesi, bunu yapanların kapı dışarı edilmesi veya dışlanması.
9.Eleştirilere
eleştiri gözüyle bakıp cevap verme yerine had bildirme yolunun seçilmesi.
10.Sert üslubun
kullanılması.
11.Tepeden
bakılması.
12.Ekonomideki
daralmanın gözlerden kaçırılmak istenmesi. Ekonomik bir krizin olduğunun kabul
edilmemesi…
13.Bazı aday ve
partilerin küçümsenmesi.
14.Aday belirlemede
halkın nabzını tutabilecek aday sayısının azlığı.
15.Yıllardır
savunulan ilkelerin göz ardı edilmesi, çelişkilerin ortaya çıkması,
(birilerinden medet beklenmesi)
16.Tüm yükün tek
kişinin üzerine binmesi.
17.Yorgunluk.
18.Cumhurbaşkanlığı
sisteminin tam oturmaması ve ittifakın partiye yaramaması.
19.Enflasyonun
çift hanelerde gezmesi, vatandaşın alım gücünün azalması.
20.Genç nüfusta
işsizlerin artması.
21.İzlenmekte
olan siyasetin halkın derdiyle örtüşmemeye başlanması.
22.Halkın eskisi
gibi okunamaması.
23.Devlet kurum
ve kuruluşlarının ciddi bir şekilde tasarruf politikası izlememesi, israf
ediliyor görüntüsü vermesi.
24.Husumette rakiplerini birleştirme becerisini
göstermesi.
Adaşım söylediklerinin hepsine yakın büyük çoğunluğuna katılmamamak mümkün değil. Sadece şunu eklemek isterim; Cübbeli Ahmet sevdiğim bir isim olmasada da doğru kimden gelirse gelsin kabul edilir. Ne diyordu Cübbeli, İmamoğlu sadece bir figürdür. Türkiye üzerinde oynanan çok daha büyük bir oyunun figüranıdır. Bu görülmelidir. Bütün mesuliyeti alarak ve fıkıh alimlerine de sorarak söylüyorum ki Binali nin kazanmasını istememek karşı tarafın kazanmasını istemek olur ki bunun da vebali büyüktür, diyordu Cübbeli. Bu konu da ben de Cübbeli ye katılıyorum. Tabiki senin anlattıklarının çok büyük önemi var ama bu oyun görülmedi veya farkedilmedi. Sonuç itibari ile sayın İmamoğlu kazandı. İnşallah bizler yanılmış oluruz. Eğer böyle bir oyun varsa bu kazanımda oyun kurucularının rolünü unutmamak gerekir. Çok ama çok çalışmışlar. Temenni edelim ki bu seçim İstanbul ve Türkiye nin hayrına olsun. Hayır gördüklerimizde şer, şer gördüklerimizde hayır olsun.
YanıtlaSilSayın Adaşım! İmamoğlu, Türkiye üzerinde oynanan büyük bir oyunun bir figürü olabilir. Çünkü Türkiye bize bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir. Ne dün ne bugün ne de yarın bizim üzerimizde oynanan oyunlardan vazgeçilmeyecektir. Üzerimize şu ya da bu şekilde, değişik isimlerle geleceklerdir. Bunda şüphe yok. Çünkü gevemeyecekleri adamlarla çalışmak istemez oyun kurucuları. ben bunlara bakmaktan ziyade kendimize baktım hep. Kendimize gelmemiz gerektiğini defalarca dile getirdim. yanlış yoldayız dedim. Gidişat iyi değil, eriyoruz dedim. Fakat "mesaj aldık" denilen hiçbir mesajın somut adımı atılmadı. İşin garibi "Zaman Yüzleşme Zamanı (1) ve (2) başlıklı yazılarımı bugün gündüz yani 23 Haziran 2019 İstanbul seçimleri yapılırken daha sonuçlar açıklanmadan öğle vakti yazdım. İmamoğlu'nun kazanmasını hiç istemedim. Ama sonuç benim için hiç sürpriz olmadı. Bugün bu yenilgiyi net bir şekilde tatmanın fitili de seçimin yeniletilmesi. Bu halk daima mağdura destek verir. Aradaki farkın açılması da bunu gösteriyor. Keşke bu durum bu şekilde sonuçlanmasaydı.
YanıtlaSilBurada bir başka hususa daha değinmek istiyorum. Diyelim ki İmamoğlu bir oyunun figürü. Mesele sadece İstanbul'dan ibaret değil ki. Nerede bir büyük şehir varsa neredeyse kaybedildi. kazanılan yerlerde zorlanıldı. Bu durum bir değişimin ayak sesleri. Tedbir alınmazsa ülke yönetimini de alabilirler.
YanıtlaSil