İslam
ülkeleri arasında acaba İslam birliğini sağlamak mümkün mü? Ya da tek devlet
olmaları sağlanabilir mi? İslam birliği sağlanamasa da tek devlet olamasalar da
acaba dünyada cereyan eden olaylara karşı birlikte hareket etme imkanı olabilir
mi? Zira Hristiyan birliği diyebileceğimiz AB var. Yahudilerin resmiyeti
tartışmalı olsa da kendilerine ait küçük bir devletleri var. Devletleri
küçük ama dünyanın her bir tarafına yayılan ve dünya ekonomisine ve devletlere
yön veren para babaları hep Yahudi olduğu için aynı bayrak altında yaşamasalar
da İsrail'in büyümesi, gelişmesi için çaba sarf etmektedir her bir Yahudi.
Budistlerin birlikteliği var, Konfüçyüs olanlar hakeza bir ve beraber olarak
hareket etmektedir. Görünen o ki dünyada bölük-pörçük olan sadece Müslüman
ülkeler var.
Birçok
Müslüman’ın hayalinde ve idealinde İslam birliği var. Rahmetli Erbakan ömrü
boyunca "İslam Birliği, İslam Ortak Pazarı..." diye dillendirdi
durdu. Şimdilerde artık bu fikri savunan neredeyse kalmadı gibi. Peki, İslam
birliği sağlanabilir mi? Görünen köye göre bu mümkün değil. Zira İslam
ülkelerinin başında o ülkeleri yönetenlerin öyle bir derdi yok.
İslam ülkelerinin özellikle Arapların elindeki imkanlar
başka devletlerde olsa dünyayı kilitlerler, adım attırmazlar, tüm dünyayı
kendilerine bende yaparlar. Çünkü petrol, doğalgaz gibi yer altı ve yer üstü
zenginliklerinin çoğu halkı Müslüman ülkelerde. Allah vermiş de vermiş bu
ülkelere. Belki de İbrahim’in (as) yaptığı dua sayesinde nimetlerin en güzelini
verdi bize Allah, “Hani İbrahim: “Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri
kıl ve halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır”
demişti de (Allah: “Sadece inananları değil) inkâr edeni de az bir süre
yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o” demişti. (Bakara Suresi, 126) Nedense İslam ülkelerinde olan bu rızıktan
bugün İslam ülkelerinin faydalanmasından ziyade Müslüman olmayanlar yararlanıyor.
Başta Orta Doğu olmak üzere Müslüman ülkelerde kan ve gözyaşının eksik
olmamasının temel nedeni oradaki yer altı kaynaklarından Batı ve ABD’nin elini
çekmemesi yatmaktadır. Görünürde bağımsızlığın sembolü , bayrakları ve
sınırları olan İslam ülkelerinin kaynakları sömürgecilere peşkeş çekilmiş
durumda. Hazine değerindeki kaynaklara sahip olan İslam ülkeleri ise bu peşkeş
ve soygunlara seyirci kaldığı gibi kazandıkları paraları sömürgecilerin
bankalarında tutmak suretiyle yine onlara para kazandırmaya devam ediyorlar. Çünkü
iktidarda kalmaları sömürgeci devletleri beslemekten geçiyor. Yoksa ülkelerinin
başında bir gün bile kalamazlar. Birinci Dünya Savaşı sonrasında kendilerine
cetvelle çizilerek ulufe gibi dağıtılmıştır buralar. Emek sarf ederek elde
etmemişlerdir. Hayırsız evladın babasının mirasını har vurup savurduğu gibi
bunlar da servet ve malın içerisinde şaşaalı bir hayat yaşıyorlar. Müslümanlık
gibi bir dertleri yok ki İslam birliği gibi bir tasaları olsun. Ne kendilerinde
bir irade var, ne de gayret. Batı, “Oturun oturduğunuz yerde dese” adamlar
yıllar yılı yerlerinden kalkamazlar. Yine ağa-babaları onlara, “İslam’ı terk
edin dese” güle oynaya inkar yolunu seçecekler.
Şimdi de birilerinin kurmasıyla birlikte Suudi
Arabistan’ın başını çektiği Körfez ülkeleri, yine bir körfez ülkesi olan Katar’a
had bildirmeye kalkıyor. Yesinler sizin iradenizi! İslam’ın ve Müslümanların
yüz karasısınız bilesiniz. Ortadoğu’nun başına gelenler Batı ve ABD’den ziyade sizin
irade ortaya koyamayışınızdır, bu kişiliksiz siyasi iradesizlik sizde olduğu
müddetçe daha birileri çok başınıza vurur. Sizden bırakın İslam birliğini
beklemek bir halt olmaz, hiçbir cacık bile olmaz. Yanı başınızda ırktaş ve
dindaş olduğunuz Suriye’deki kanı bile durduracak irade göstermeyen sizler yine
ırktaş ve dindaşınız olan Katar’a yok yere had bildirmeye kalkıyorsunuz. Siz ancak birbirinize efelenir, efendilerinizin karşısında el pençe durur, süt dökmüş kedi gibi olursunuz.
Yazıklar olsun size! Yeter ki gölge etmeyin,
sizin ihsanınızı da istemeyiz. Siz, İslam’ın ve Müslümanların olsa olsa yüz
karası, düşmanların maskarası olursunuz. “Siz istemeseniz de Allah mutlaka
nurunu tamamlayacaktır.” Er veya geç...Bu, böyle biline… 07/06/2017
* 10/06/2017 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 10/06/2017 günü Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.