6 Haziran 2017 Salı

Bugünün anne ve babaları huzurevinden yer ayırtmayı ihmal etmeyin!

Günümüzde geleceğimizin teminatı olarak yetiştirdiğimiz nesle yaşına göre sorumluluk vermediğimiz ve onu sürekli koruyup kolladığımız müddetçe çocuklarımız adına da daha fazla çalışacağız demektir. Çünkü yaşına uygun olarak vermediğimiz sorumluluk onu sırtımızdan indirmeyecektir. Bu demektir ki hem kendimiz hem de çocuklarımızı mutlu etmek için iki kat çalışacağız demektir.

Bu çağın anne ve babalarının çocuk yetiştirmedeki en büyük sorunu kendi anne ve babalarının kendisine verdiği sorumluluğu kendi çocuklarından esirgemeleridir. Yani aşırı korumacılık hastalığıdır, onlara kıyamamaktır. Öncelikle biz anne ve babaların, "Geçmişte ben çok çektim, çocuğum çekmeyecek; ben çok özlem duydum, onlar özlem duymayacak; ben neyi göremediysem çocuğum onu görecek. Asla ezilmeyecek..." hastalığından kurtulması gerekiyor.

Çocuklarımıza vermediğimiz sorumluluktan dolayı onları mutlu edebilecek miyiz? Sanmıyorum. Hiç mutlu olmazlar/olamazlar. Çünkü  onları mutlu etmek amacıyla her istediklerini yapmak, her istediklerini almak onları doyumsuz isteklere gark edecektir. Emek sarf edilmeden elde edilen şeyler onları hazıra konmuş mirasyedi evlat yapar. Yapacakları basit işleri bile kendimize havale etmek onları hazır yiyici yetiştirecektir bir defa. 

Okumanın dışında hiç sorumluluk vermeden üniversite mezunu yaptığımız çocuğumuz hayatın yükünü çekmeye hazır olur mu acaba? Olamaz. Çünkü 24-25 yaşında ilk defa sorumluluk alacak olan çocuk yüzme bilmeden denize açılan kimseye benzer. Ya girer boğulur, ya da boğulma endişesiyle denize girmez. Halbuki hayat bir deryadır. Onun şartlarına göre insan manevra yapamazsa hayatın içinde kaybolur gider. Burada yok olup gidecek nesilden bahsetmiyorum. Onlar yine yaşamaya devam edecekler. Ama hiç kendileri olmadan. Yine anne ve babasından bekleyecek her şeyi. Anne ve baba ona hep verecek, o ise hiç onlara bir şey vermeyecek. 

Hayatın yükünü tam üstlenemeden ya sizin başınıza bir şey gelirse ne olacak? Çocuğunuz nasıl yaşayacak? Bu durumda hayata alışması zor olacak. Haydi sizin başınıza bir şey gelmedi. Pekiyi, çocuğunuzun size bir faydası olur mu? Hastalansanız, yatalak durumuna düşseniz, bakıma muhtaç olsanız size bakabilecek mi? Bakmaz, bakamaz. Bu durumda sizin gidebileceğiniz en iyi yer huzurevi olacaktır. Başkası da paklamaz. Siz de çocuğunuza yük olmak istemezsiniz zaten. Kendiniz tıpış tıpış huzurevinin kapısını çalarsınız. Çünkü uçan kuştan korudunuz onu. Kem gözlerden sakındınız onu. Hayatın içinde hiç yoğurulmayan size nasıl bakacak? Bu, tabiatın ruhuna aykırıdır. Eğer evlenir, çoluk-çocuğa karışır, evliliğini devam ettirebilirse kendine ve çocuklarına bakıp onları büyütebilirse büyük başarıdır.

Bu durumda siz en iyisi şimdiden huzurevinden kendiniz için bir yer ayırtsanız iyi olur. Çünkü bu gidişle huzurevine gidecek, orada kalacak kişilerin sayısı her geçen yıl artacaktır. Huzurevinde son günlerinizi yaşarken evladınız dışında sizi ziyaret edecek birkaç kişiyle vakit geçirirsiniz artık. Bu kadar huzur  size yeter de artar bile. Orada günlerinizi geçirirken size sorumluluk veren anne ve babanızı da hayırla yad etmeyi unutmayın olmaz mı? 06/06/2017


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder