12 Ekim 2025 Pazar

Coca Cola ve Pepsi'ye Dair (3)

Buradan yavaş yavaş sadede geleyim. Coca Cola simge olmuş bir boykot ürünü. Tüm boykotlar bu ürünle başlar. Çünkü Yahudi menşeli ya da İsrail'e destek sağlıyor diye. Hatta Sumud filosuna katıldıktan sonra kendi İnstagram sayfasında canlı yayın yaparak İsrailli askerlerin nasıl davrandıklarını anlatan İkbal Gürpınar Hanım, bir konuşmasında, "İsrail askerleri bizi ellerinde Coca Cola içecekleriyle karşıladı. Gözümüzün önünde Kola içtiler. Zehir zıkkım olsun" dedi.

Aslı var ise bu hengamede İsrailli askerlerin Kola içmesi ve Kola ile karşılamalarının bir anlamı olsa gerek. Niyetlerini bilmem ama herhalde İsrail askerleri şunu demek istedi: Yahu, ambargoyu delmek için bu kadar yolu niye tepip geldiniz. Halbuki sizin yaptığınız tek şey şu içtiğimiz Coca Cola'yı boykot etmekti. Siz gidin, yine bu ürünü boykot etmeye devam edin" ya da "Siz Kola'yı içmezsiniz hatta görmeye bile dayanamazsınız. Sizi çileden çıkarmak için bakın sizi Kola ile karşılıyoruz". Artık niyetleri ne idiyse.

İsrailli askerlerin aktivistler karşısında Kola içmesi aklıma İhsan Doğramacı'yı getirdi. Doğramacı YÖK başkanı iken biliyorsunuz, başörtüsü yasaklarına paralel olarak protestolar da eksik değildi. İşte böyle bir zamanda ellerinde Zaman gazetesi olduğu halde Doğramacı'yı protestoya gelen öğrencilere, Doğramacı'nın, "O elinizdeki gazete ismini tersinden okuyun. Namaz demektir. Siz bu eylemi bırakın, gidin evinizde namazınızı kılın" dediği söylenir.

Yazıyı dağıttığımın, daldan dala atladığımın farkındayım. Ülkemizde hız kesmeyen Kola boykotuna geleyim. Evet, ne zaman İsrail, Filistin ve Gazze'de katliam yapsa bizde hemen Coca Cola boykotu başta gelir. Ardından boy boy İsrail ürünleri yayımlanır. “Alma, aldırma, satma” türünden şeyler söylenir.

Bizim boykotumuz sadece İsrail ürünleriyle sınırlı değil. Bazen ABD'ye kızarız. ABD ürünlerini boykot ederiz. Bazen Fransa'ya kızarız. Fransız ürünlerini boykot ederiz. Şu firmanın otobüsü namaz molası vermiyor. Boykot edelim deriz. Şu halı, çalışanlarını cumaya göndermiyor. Bu halıyı boykot edelim deriz. Hatta hızımızı alamayarak üç harfli marketleri bile boykot listesine dahil ediyoruz.

Bugüne kadar ömrümüz boykot ile geçti, hala da öyle geçiyor diyebiliriz. Kimi boykotlar konjonktür gereği bir kızgınlıkla başlar. Bir bakmışsın bitmiş. Kimi de Pepsi ve Coca Cola'da olduğu gibi aşağı yukarı her daim devam ediyor. İşin garibi, bugüne kadar boykot edip de batırdığımız, sinek avlayan, ürün ve tezgahını satıp ülkeyi terk eden ürün ve firma görmedim. Her biri tereklerde ve sofralarda yerini almaya devam ediyor. Hatta sabah akşam boykot ettiğimiz Coca Cola A Milli Takımının sponsoru olur çoğu zaman. (Devam edeceğim) 

Coca Cola ve Pepsi'ye Dair (2)

Geçen hafta bir sınıfa girdim. Yoklamayı alıp derse geçeceğim. 

Bir öğrenci söz aldı: "Hocam, geçen hafta arkadaşlar benden Cola ikram etmemi istediler. Getirdim. İzin verirsen herkese birer bardak verebilir miyim" dedi. Gencin önünde iki adet 2,5’luk pet şişe vardı. Cola mıydı, Pepsi miydi, dikkat etmedim. Haydi, dökmeden, hızlıca ikram et dedim. Genç, "Sizde içmek şartıyla" dedi. İyi, tamam olsun dedim. İki elden pet bardaklara doldurularak 30 kişilik sınıfa ikram edildi. Benim masaya da koymuşlar. 

Herkes içip bitirdikten sonra delikanlı, kesene bereket. Cömertliğin daim olsun. Yalnız bu içecek yerine alternatif içeceklerimizden ikram etseydin daha iyi olurdu. Bir de bu iki içeceğin içinde ne varsa bağımlılık yapıyor. Kendinizi bu içecekten uzak tutmanızda fayda var. Üstelik anlık içimin dışında vücudunuza olumlu bir katkısı da yok dedim. "Tamam, hocam, teşekkür ederiz" dedi. Ardından derse geçtik.

Konuyu dağıtma niyetim yok. Üstelik daha sadede gelmedim. Konu anılara geçince bir anım daha aklıma geldi. Bunu da paylaşmak isterim. 2002 yılında Adana'ya tayinim çıktığında il emrine verilmiştim. Çünkü o zamanlar nokta tayin yapılmıyordu. Şurası mı olur, burası mı derken Allah vere de Pozantı olsa da Konya'ya yakın olsam diyordum. Bir arkadaş, “Pozantı'yı boş ver. Adana merkez olsun. Ben birini ayarlayayım” dedi.

Ağustos ayı idi sanırım. Bindim otobüse, Adana'ya vardım. Beni gençten biri karşıladı. Pepsi'de üst düzey bir yönetici imiş. Beni arabasına aldı. Daha önce randevuyu ayarlamış. Seyhan İlçe Milli Eğitim Müdürü ile görüştürdü. Durumumu anlattı. Müdür de tayinleri biz yapmıyoruz. İldeki falan müdür yardımcısı yapıyor. Onunla görüşeyim dedi. Yanımızda iken il müdür yardımcısını aradı. İsmimi ve branşımı verdi. "Bu arkadaşı il merkezinde değerlendirebilir miyiz" dedi. Müdür yardımcısı, "mümkün değil. O branşa il merkezi dolu" dedi.

Müdürden müsaade alıp çıktık. Çıkarken "Atamalar ağustosun ikinci haftasından sonra yapılır. O zaman bir daha uğrayın. Tekrar rica edeyim sizin için" dedi. Teşekkür edip ayrıldık. Benim için randevu, görüşme, sağa sola getirip götürme işiyle uğraşan Pepsi yöneticisine teşekkür edip ayrıldım.

Yeri değil ama antrparantez söyleyeyim. Benim tayin Adana merkez oldu. Tabii araya birilerini koyarsan, olur, niye olmasın dediğinizi duyar gibiyim. Öyle olmadı. Zira torpil falan işlemedi. Çünkü ben Ağustos ayında torpil ararken meğerse ildeki güzel bir okula benim tayinim 4 Temmuzda yapılmış. Nasıl olduysa artık. Yani ben haybeye Adana'ya gidip görüştüm. Yerim belli iken Adana merkez olsun diye uğraşmışım. Benim torpil böyle. Torpil isterseniz, ben buradayım.

Araya anılarımı da katmamın sebebi ister Coca Cola ister Pepsi ister Cola Türka olsun söylediğim içeceklerin menşei ABD ve Japonya da olsa bu içecekler ve türevleri bu ülkede üretiliyor. İnsanımıza az veya çok istihdam sağlıyor. Çünkü işçisinden yöneticisine varıncaya kadar bu fabrikalarda bu ülkenin insanı çalışıyor. Her biri de bu fabrikalardan aldığı maaşla geçimlerini sağlıyor.

İş bulmak, bulduğu işte çalışmak bu ülkede zor. Özellikle genç nüfusta işsizlik had safhada. Özellikle Pepsi ve Coca Cola şirketlerinde çalışanların çoğunun elinde imkan olsa bu fabrikalarda çalışmaz. Çünkü bu iki ürün bizde boykot listesinin en başında yer alır. Belki bu şirketlerde çalışan insanlar içerisinde bu içecekleri boykot ettiği için içmeyenler de var. Ama eli mahkum burada çalışmaya. Sadece buralarda değil, bankada, bar, meyhane ve içki fabrikasında bile çalışan insanımız var. İçki içmediği halde Hollanda'da bir içki fabrikasında çalışan asker arkadaşım bir gurbetçimiz var. (Devam edeceğim) 

Coca Cola ve Pepsi'ye Dair (1)

Coca Cola 1886, Pepsi ise 1893 yılında kurulmuş. Her ikisi de ABD menşeli.

Coca Cola, 1964’te Türkiye'ye de adım atıyor. Türkiye'de ulaştığı fabrika sayısı 11'dir. 16 markasıyla ülkede üretim ve satış yapıyor. Ankara, Bursa, Çorlu, Elazığ, Hazar, İzmir, Köyceğiz, Mersin, Sapanca, Isparta'da fabrikaları var. "Ortalama yıllık 47 bin kişiye sanayi ve hizmet sektöründe doğrudan ve dolaylı olarak istihdam sağladıklarını" söylüyor firma.

Pepsi ise 1962 yılında ülkemizde faaliyetine başlamış. Araştırmalarıma göre Türkiye'deki fabrika ve depo sayısı, yanlış saymadıysam 10 tane. Bunlar da İstanbul, Manisa, Ankara, Kocaeli, İzmir, Mersin, Konya, Tekirdağ, Antalya ve Adana'da. Yetkililerinin açıkladıklarına göre 3 bini doğrudan, 40 bini de dolaylı olarak toplam 43 bin kişiye iş imkanı sağlıyor.

Kola'nın ortakları, % 40'ı Anadolu Efes Biracılık, % 20'si The Coca Cola, % 10'u Efes Pazarlama, % 30'u halka açık ve diğer.

Pepsi'nin ortakları, hep yabancı gözüküyor. Küçük küçük oranlarla değişik firmaların elinde.

Her ikisi de aşağı yukarı dünyanın her bir ülkesinde üretim ve satış yapan, girdiği ülkede en büyük pay sahibi diyebileceğimiz çok uluslu şirket. Coca Cola dünyada en fazla tüketilen ürün.

Bu iki içecek de 130 yılı geçen köklü bir geçmişe sahip. Kuruluşundan bugüne, kendisini geliştirerek hâlâ faaliyetlerine devam ediyor. Bunlara alternatif olarak çıkan çoğu içeceğin ömrü ülkemizde pek uzun olmamış. Ya kaliteyi tutturamamış ya küresel ölçekli marka oluşturamamış ya rekabete dayanamamış ya da cezaya maruz kalmış.

Bu iki içeceğe alternatif olarak üretilen Kola Türka ise vatandaş nezdinde "Kola ve Pepsi'nin yerini tutmasa da yerli üretim" deyip her eve girdi. Galiba bu marka tutacak. Yakında Pepsi ve Coca Cola'nın ülkemizdeki tahtını sallayacak derken bir duyduk ki bu yerli üretim içecek markası Japonlara satılmış. Bugün tereklerde yerini almaya devam etse de Cola Türka da tıpkı Cola ve Pepsi gibi yabancı üretim. İsterdim ki Cola Türka yerli üretim ve Türkiye menşe olarak raflarda yerini almaya devam etsin.

Cola Türka, Ülker grubunun 2003 yılında ürettiği ve markasını verdiği bir içecek idi. Bir ara Murat Ülker açıklamıştı: "Bir bakan aradı. ABD büyükelçisinin baskısıyla size küçük bir ceza vereceğiz" demiş. Küçük denilen ceza da 35 milyon lira. Değeri 10 milyon olan bir içeceğe 2006 yılında 35 milyon ceza hiç de azımsanamaz. Ceza gerekçesi de "kota fazlası nişasta bazlı şeker kullanmak". Ülker devleti mahkemeye verir. Mahkeme 7 sene sonunda Ülker'i haklı bulur ama "7 sene bu ceza tepemizde sallanınca, bu işe nasıl yatırım yaparsın" diyor Murat Ülker.

Kısa sürede Coca Cola'dan sonra en fazla tüketilen ikinci içecek türü olan bu yerli ürüne ABD baskısıyla ceza kesmek garip. Nasıl ülkeyiz anlamış değilim.

Niyetim ABD menşeli Cola ve Pepsi'nin ve Türk menşeli iken Japonlara geçen Cola Türka'nın geçmişini anlatarak reklamlarını yapmak değil. Bunları övme gibi bir düşüncem de yok. Bunları içen biri de değilim, evime de özellikle Pepsi ve Coca Cola'yı bastırmam. İlla almak zorunda kalırsam, satılmış olsa da tercihim Cola Türka olur. Cola ve Pepsi ikramlarını da başka seçenek varsa tercihimi diğer içeceklerden yana kullanırım. Cola ve Pepsi içen tanıdığım gençleri görürsem, bağımlılık yapar. Başka alternatif içeceklere yönelin demek suretiyle telkinlerde bulunurum. (Devam edeceğim)