6 Temmuz 2025 Pazar

Alfabetik Sıra Operasyonları

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonları önceleri aralardan başlatıldı. Bir o şehir, bir bu şehir yapıldı.

Adana, Adıyaman ve Antalya şehirlerinde de yolsuzluk ve rüşvet operasyonları başlayınca, dedim şimdi yandı tüm belediye başkanları. Çünkü denmiş olmalı ki böyle aradan olmaz. Biz şu işe baştan başlayalım deyip belediyeler alfabetik sıra ile operasyona dahil edildi.

Eğer bu hızla gidilirse öyle görünüyor ki alfabetik sırası gelen belediye başkanı hakkında harekete geçilecek.

Hepsine sıra gelecek olsa da burada en şanslı şehirler alfabenin sonlarında yer alan şehirler. Çünkü operasyona en son dahil olacak şehirler buralar.

Yalova, Yozgat ve Zonguldak belediyeleri sonlarda olmanın avantajını kullanacak. Gel keyfim gel, bize sıra gelinceye kadar diyecekler ve derin bir nefes alacaklar:

Eşleriyle, dostlarıyla ve seçmenleriyle doya doya günler geçirecekler.

Belki de şimdiden ziyaretlere başlayıp veda çayı içecekler.

Helalleşecekler. Doyamadık şu belediye başkanlığına. Varsa hakkınız, helal edin. Bizden yana helal olsun. Belki bugünden sonra görüşemeyebiliriz. Şehrim size emanet diyecekler.

Borçları varsa ödeyecekler.

Her zamankinden daha nazik ve kibar olacaklar.

Vatandaşın işini jet hızıyla yapacaklar.

Şayet yolsuzluk yapıyorlar ve rüşvet alıyorlarsa, almayacağım bundan sonra deyip belediyeler daha operasyon başlamadan temizlenmeye başlayacak. Hepsi daha içeriye girmeden tövbekar olacak.

Böylece tüm şehirlerimiz irinlerinden temizlenecek.

Tüm bu olup bitenleri izleyen İçişleri Bakanlığı da yolsuzluk ve rüşvet operasyonu yerine "Temiz Eller, Temiz Şehirler Operasyonu adını verecek yaptığı operasyonlara.

Ülkenin yaptığı bu Temiz Şehirler Operasyonu, devletin diğer tüm kurumlarına da yapılacak. Tüm kurumlarımız temize çıkacak.

Tüm belediye ve kurumlar bakacaklar ki bu iş tamamen yasal ve doğal. Her biri hakkında operasyon başladığında hiçbiri cayırtı koparmayacak. Sadece bize değil, herkese yapılan mutat bir operasyon diyecek. Halk da polis nezaretinde götürülen başkanlarını alkışlarla cezaevine gönderecek. Ayrıca miting ve protestoya ihtiyaç kalmayacak. Rutin bir operasyon. Bugün bize, yarın size diyecek.

Ülkenin bu yaptığı Temiz Şehirler ve Temiz Kurumlar operasyonu tüm dünyaya örnek olacak. Türkiye en iyisini yaptı. Bunu niye biz ülkemizde yapmayalım diyecek. Böylece her ülke temizlenecek, dünya temize çıkmış olacak.

Burada beni düşündüren, bu operasyonlar alfabetik sıraya göre mi yapılıyor yoksa trafik plaka koduna göre mi? Öyle zannediyorum beni düşündüren sonradan vilayet olan şehirleri de düşündürüyordur. Şayet alfabetik sıraya göre yapılıyorsa, mesela sonradan il olan Ardahan'a operasyon yakındır. Yok, trafik plaka koduna göre ise Ardahan daha çok bekleyecek. Çünkü kendisine, bir zamanların son şehri Zonguldak'tan sonra sıra gelecek. Yetkililerin bu konuya bir açıklama getirmelerinde fayda var.

Bu önemli mevzuyu işlerken şu ayrıntıya da dikkat çekmezsem olmaz. Bir ara Hakkari'den il hakkı alınıp Yüksekova'ya il statüsü konuşulmuş, sonra rafa kalkmıştı. Şimdi bu konuyu yeniden gündeme getirme zamanı. Bunu da Hakkari düşünecek. Belki de alfabede önlerdeyiz. Bir an evvel bu Temiz Eller Operasyonuna dahil olalım, sonra işimize bakalım diyecek, Yüksekova'ya hakkını devretmeyecek. Belki de biraz zaman kazanalım. Bunun için il olmaktan feragat edip bu hakkı Yüksekova'ya devredelim diyecek. Bekleyip göreceğiz bu samimiyet sınavını Hakkari nasıl verecek?

Pazar pazar sabah kahvaltısını yaparken bu önemli konuya değindim. Sakın olan pazar pazar su koyverdin demeyin. Hele izahı olmayan şeyin mizahı olur hiç demeyin. Yazımı okuma zahmetinde bulunursanız, hiç olmadığı kadar ciddiyetime hayran kalacağınızdan eminim.

5 Temmuz 2025 Cumartesi

Vahim Bir Tablo ile Karşı Karşıyayız

Gözaltına alınan ve tutuklanan belediyeci ve belediye başkan sayısını takip etmez olduk. Çünkü kaç aydır belediyeler ve belediye başkanları ile ilgili yolsuzluk operasyonları yapılıyor.

İçeriye alınan bu belediyecilerin ne zaman yargılanacak, haklarında iddianame ne zaman hazırlanacak, yargılama ne kadar sürecek belli değil.

Yolsuzluk iddiasıyla gözaltına alınan ve tutuklama kararı verilen belediyeciler suçlu veya suçlu değil demeyeceğim. Siyasi bir yazı yazma niyetim de yok. Toplumun ikiye bölündüğü gibi bunlara siyasi operasyon çekiliyor ya da bunlar yolsuzluk pisliğinin içine belenmişler demeyeceğim. Bu konuda istediğim, yargılama sonuçlanıncaya kadar kişiler hakkında beraatı zimmet asıldır denip masumiyet karinesine riayet edilmesi, adil yargılama yapılması, suçlu iseler cezalandırılmaları, yargılamanın uzun sürmemesi, yargılama konusunda yargının rahat bırakılması...

Bu kısa açıklamanın ardından, yolsuzluk yargılamaları ile ilgili bir başka hususu işlemek istiyorum.

Sayısını bilemediğim bu kadar belediyede yolsuzluk varsa, bu kadar belediye yolsuzluk ve rüşvet çarkını içine düşmüşse:
Bu ülke bitmiş demektir.
Ülke kokmuş, kokuşmuşluk diz boyu demektir.
Bu ülke ölmüş de ağlayanı yok demektir.
Vahim bir durumla karşı karşıyayız demektir.
Çünkü hiçbir ülke bu kadar yolsuzluğun içinde temiz kalamaz.

Bu kadar belediyeye yolsuzluk iddiasıyla siyasi operasyon çekiliyorsa, bu:
Çamur at izi kalsın demektir.
Yargı eliyle ayar vermek, had bildirmek demektir.
Siyaseti yeniden dizayn etmek demektir.
Yargıyı siyasete alet etmek demektir.
Şayet böyle ise vahim bir durumdur.

Yani her iki durumda da vahim bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu da ülkenin hayrına değildir. Çünkü ülkenin karizması çizilir. Dışarıdan bu ülke yolsuzluk ve rüşvetle anılır olur ya da belediye başkanlarına yargı eliyle operasyon çekiliyor şeklinde anlaşılır. Ülkenin bu duruma düşmesini herhalde hiçbirimiz istemeyiz.

Ne yapıp ne edip bu durumdan bir an evvel kurtulmamız lazım. Bu kadar belediye yolsuzluk ve rüşvet çarkının içinde ise demek ki belediyelerde bu çarkın içine düşmek kolay. Bu demektir ki sistemde ve mevzuatta açıklar var. Bu açığı kapatarak işe başlayabiliriz.

Yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla siyasi operasyon yapıyorsak, yargıyı buna alet etmemek lazım. Açıkları kapatacak bir sistem kurarak ve yargıyı kendi haline bırakarak hem belediyelere hem de yargıya güveni öncelemek lazım.

Size Kim Dedi Belediye Başkanı Olun Diye?

Kim dedi size işi gücü bırakın, belediye başkanlığına aday olun, belediye başkanı seçilin ve belediye başkanlığı yapın diye.

İşsiz miydiniz de belediye başkanı oldunuz?

Düşünemediniz mi ağrımaz başınızın ağrıyacağını?

Bir gün kodese girebileceğinizi hiç aklınıza getirmediniz mi?

Ne işe yaradı şimdi?

Sırayla, bazen toplu halde gidiyorsunuz güneş görmez yerlere. Hem de sabahın erken saatinde.
Bir makam uğruna değer miydi bu sıkıntıya girmeye?

Sıra bizden sonra kimse deyip duracaksınız hem de.

Şimdi ne zaman çıkacağız diye bekleyip duracaksınız orada.

Üstelik tam da işe yarayacağınız zaman yoksunuz. Çünkü memleket yangın yeri. Ormanlarımız cayır cayır yanıyor. Böyle bir zor zamanda sizler yoksunuz.

Böyle zamanda şehrinizde olmayacaksınız da ne zaman olacaksınız?

Neyse olan oldu. Bugünkü aklınız olsaydı, kim başkan olursa olsun deyip belediye başkanlığına aday bile olmazdınız. Ama şu var ki son pişmanlık fayda vermez.

Biraz da geride kalan başkanlara değinelim.

Biliyorum bize sıra ne zaman gelecek diye bekleyip durursunuz. Bilirim kolay değil böyle beklemek.

Siz siz olun, bana bir şey olmaz demeyin. Şu anda dışarıda iseniz elbet şükredin. Bugün de dışarıdayım deyin.

Yalnız rehavete kapılmayın. Hiç içeriye girmeyecekmiş gibi çalışmaya devam edin.

Sabahı bırakmadan eşinizle dostunuzla helalleşin.

Borcunuz varsa ödeyin.

Çamaşır, terlik, havlu, diş fırçası vs. ihtiyaçlarınızı bir valize koyun. Kapının yanında hazır dursun.

Erken yatıp uykunuzu tam alın.

Sabah erkenden zilini çalarsa, hayır ola, bu kim ki bu saatte? Sütçü mü, postacı mı demeyin. Lütfen aklımızla dalga geçmeyin. Polistir polis.

Üzülmeyin, hemen birden götürmüyorlar içeriye.

Bildiğim kadarıyla önce genel bir muayene için tam teşekküllü bir hastaneye götürüyorlar. Sıra beklemeden tepeden tırnağa muayene oluyorsunuz. Bunun için bir kuruş para ödemiyorsunuz.

Göz altı ve tutukluluk halinde de yatak ve iaşe bedeli ödemiyorsunuz.

Orada mesai kavramı ve mefhumu yok. Sabah akşam yatacaksınız.

Burada yatarken vaktinizi boşa harcamayın. Kitap yazın orada. Yazar olarak çıkın oradan.

Çıkınca da yazarlığa verin kendinizi. Bir daha belediye başkanlığı mı, tövbe tövbe deyin.