2 Temmuz 2025 Çarşamba

Ne Zam Ver Ne de Zam Yap

Konutlarda kullanılan doğal gaza 2 Temmuz 2025 tarihinde geçerli olmak üzere yüzde 24,6 oranında zam yapıldığı duyuruldu.

EPDK işini biliyor. Zammı ısınma giderinin olmadığı yaz dönemine denk getirerek kışa hazırlık yapıyor. Yani bizim gibi Ağustos böceği değil. Daha kış gelmeden sessiz sedasız yürütüyor bu işi. Kışın altta kalanın canı çıksın.

Temenni ederim ki bu zamla kışı çıkarırız. Arkasında ikinci, üçüncü fil gelmez.

Bu arada geçen yıl (2024) doğal gaza toplamda ne kadar zam geldi, bilmiyoruz. Çünkü zamları takip edemez olduk.

Şu var ki EPDK bu işi biliyor.

EPDK'nin bildiği bu işi vatandaş olarak biz de bilsek iyi olacak. Doğal gazı aldığımız ülke doğal gazın metreküpüne zam mı yaptı ya da döviz mi yükseldi? Bildiğimiz kadarıyla döviz kaç yıldır yerinde sayıyor. Bu durumda doğal gaz aldığımız ülke zam yapmış olmalı. Ki bunu da duymadık. Belki de devlet sırrı olduğu içindir.

Maliyetler artmış olmalı ki EPDK olması gerekeni yapmış demek lazım. Değilse EPDK keyfi zam yapmaz. Ki devlet de vergi koyarken keyfiyetten kaçınır.

Gel gör ki bu zam ve başka ürünlere gelecek yüksek zamlar belimizi bükecek.

Zamlar orantılı olsa yani devletin sabit gelirliye verdiği zam ile koyduğu zam orantılı olsa eh, verdiğini bu şekil alsın dersin. Ama gazın ayağı öyle değil. Her zamanki gibi kaşıkla veriyor, kepçeyle alıyor diyeceğim ama kepçeye razıyım. Çünkü kazanla alıyor artık.

Kısaca takibini yapmadığım zamlardan geçtim. İsterim ki zamlardan adalet olsun. Kaşıkla gıdım gıdım verdiğini kepçeyle pardon kazanla almasın.

Ne zam versin ne de zam yapsın.

Sabit gelirlinin maaşı adı üzerinde sabit kalsın. Buna karşılık tekelinde olan ürünlere de zam yapmasın.

Kısaca vatandaş olarak yani sabit gelirli olarak devletin zam yapacağım diye ölçüp biçmesini, kırk dereden su getirmesini yani ulufe dağıtmasını istemiyoruz. Devlet sabit gelirliye ağalık yapmaktan vazgeçsin. Buna karşı zam da yapmasın. Ne ihsanını isteriz ne de gölgesini. Çünkü vatandaş olarak sadaka cinsinden zamma karnımız tok.

Not: EPDK doğal gaza zam yapar da belediye durur mu? Çünkü kombi dediğin su ile çalışır. O zaman suya da yüklenmek lazım. Uzatmayayım, belediye de fiyatlarda güncelleme yaptı. KDV hariç 32 lira olan birinci kademe suyu 35'e, ikinci kademeyi de 49 liraya çıkardı. Bereket, belediye bunu zam olarak duyurmadı. Adına güncelleme dedi. Bir de susuz kombi çalışmayacağı için bu güncellemeyi 1 Temmuzdan başlattı. Sağ olsun, değilse susuz kombi yanardı. 

Milletin Aklıyla Dalga Geçmek

Enflasyonda dünyanın ilk beş ülkesi arasında olduğumuz, hayat pahalılığının belimizi büktüğü, faiz oranları yönünden yine dünyanın ilk sıralarını zorladığımız bir gerçek. Bu durum geçici bir durum değil, 2018 yılından beri bize musallat oldu. Bugünden yarına gideceğe de benzemiyor.

Bu vahim durumu daha iyi anlamak için kiraların en düşük emekli maaşı alanların emekli maaşını geçtiğini söylersek ekonominin ne derece vahim olduğu ortaya çıkar. (Buna bir örnek: Karşı komşumuz, dul bir kadın. Kocasından kalma maaşla geçinen biri. Emekli maaşı da en düşük emekli maaşı. Yani 14 bin küsur alıyor. Aylık 18 binden bir yıllık kiranın peşinatını damadı verdi. Kira bedeli peşin ödenince kira 22 binden 18 bine inmiş oldu. Damadı olmasa 14 bin alırken kirası 18 bin lira olan bir yerde kadının kalması mümkün değil).

Paramızın döviz karşısında eridiğini söylemeye zaten gerek yok.

Zamlar zaten durmuyor. Bir yıl önceki bir ürünün fiyatını bu yıl karşılaştırırsak aradaki uçurumu görünce bizde olduk bir Yedi Uyur dememek mümkün değil.

2 Temmuz itibariyle hanelere gelen yüzde 25 doğal gaz zammı, başka bir zam gelmese bile 2026 kışının dar ve sabit gelirlinin belini bükeceği şimdiden aşikar.

Bağımlılık yapan enflasyonist ortam yeni zenginler ortaya çıkarırken en düşük emekli maaşı alanların, asgari ücretle çalışanların, kısaca sabit gelirlilerin bu yüksek enflasyondan etkilenmemesi mümkün değil.

Durum bu iken herhangi bir devlet yetkilisinin "Sabit gelirliyi bugüne kadar enflasyona ezdirmedik. Bundan sonra da ezdirmeyeceğiz" türünden açıklama yapması,

"Biz ödedik ama halkımıza bedel ödetmedik" meyanında açıklamaya yer vermesi vs.

Milletin aklıyla dalga geçmekten başka bir şey değil. Çünkü herkesin gözü önünde cereyan eden, çoğunluğun iliklerine kadar hissettiği bir durumu bu şekil bedel ödetmedik şeklinde izah etmek, olsa olsa milletin aklıyla dalga geçmek olur.

Halbuki "Enflasyona ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz", "Biz ödedik, milletimize bedel ödetmedik" deneceği yerde, "Faiz başımızın belası, enflasyon hakeza, hayat pahalılığı fiili bir durum. Toplum olarak her birimiz derinden etkileniyoruz. Az daha sabır..." dense, herkesin bildiği fiili bir durumu tespit anlamına gelir ki buna kimsenin diyeceği bir şey olmaz. Bu tür bir açıklama yerine" bedel ödetmedik" denmesinin makul bir izahı olamaz.

Enflasyon, hayat pahalılığı, yüksek faizler, zamlar er veya geç durulur. Millet bu sıkıntılı durumun altından eş dost yardımıyla kalkar. İyi günler gelir. Belki de bir gün unutur gider. Ama milletin unutmayacağı şey aklıyla dalga geçilmesi. Unutulmasın ki millet yediği kuru ayazı unutur belki. Ama aklıyla dalga geçilmesini unutmaz.

Yetkililerimiz şunu bilsin ki Hucurat süresinde kadın olsun erkek olsun bir toplulukla alay etmesin. Olur ki alaya aldığınız sizden daha hayırlı olabilir" denir mealen.

Din, insan onurunu rencide etmesi yönüyle alaya almayı ve dalga geçmeyi yasaklar.

Kısaca olan oldu. Bari milletin aklıyla dalga geçmeyelim. Unutmayalım ki alaya almak ve dalga geçmek hem haramdır hem günahtır hem vebaldir hem de kul hakkıdır. Ne insanlığa sığar ne de ahlaka.

29 Haziran 2025 Pazar

Diyanet'in Açtığı Yola Girdim

Cumaya gidenler bilir. 27 Haziran 2025 tarihli hutbe, “Kamu Malı Dokunulmazlığı” üzerine idi. Epey bir gündem oluşturan ve ses getiren bu hutbede kamu malı ihlali olan birçok örneğe yer verilmişti.

Örnekler yerinde idi. Fakat kamu malı ihlaline giren örnekler bununla sınırlı değil. Zira say say bitmez.

Diyanet madem bu hutbe ile kamu malına dair örnekler verdi. Ben de bu yazımda bu örneklere ilaveten kamu malı ihlallerine örnekler vereceğim.

Başka kamu malı ihlali neler olabilir? Mesela,

Kamu sırtından iftar yapmak,

İhalelerde yandaş gözetmek,

Kamu malını zarara uğratmak,

Paramızı pul etmek,

Enflasyon ve hayat pahalılığına çözüm üretmemek ya da üretememek,

Kişisel hata, yanlış ve hırslarımızın zararını millete ödetmek,

Mülkün temeli olan adaleti kendi emellerimize alet etmek, yargı eliyle korku yaratmak ve had bildirmek,

Yüksek faizle milleti faiz girdabına sürüklemek, milleti faizle beslenir duruma düşürmek,

Uzman ve araştırmacı adı altında kadrolar ihdas ederek binlerce insanımızı kızağa çekerek çalışmadan maaş almalarını sağlamak, yani bankamatik yöneticiliği ihdas etmek,

Devlet kadrolarına alımları mülakatla yapmak, alımlarda ahbap çavuş ilişkisine resmiyet kazandırmak ve kılıfına uydurmak,

Hazineyi zarara uğratılacağı biline biline diğer ülkelerden daha yüksek faizle borç almak,

Kur garantili TL'ye izin vermek,

Kamu-Özel İşbirliği adı altında yol, köprü, hastane, havaalanı vs. yaptırarak işletmelere yolcu ve müşteri garantisi vermek, yeterli yolcu ve müşteri gelmediği zaman bunu hazineden karşılamak, adına da bir kuruş para harcamadan yaptırmak demek suretiyle algı oluşturmak,

İstihdam üretmeyeceği ve gelecek vadetmediği bilindiği halde bol bol üniversite açarak; okumuş, genç nesillerin işsizliğini artırmak, insan kaynağını yönetememek, gençliğin geleceğini yok etmek,

Beyin göçüne bigane kalmak,

Gereksiz kamu binası, cami, Kur'an kursu vs. yapımına izin vermek,

Kamu kadrolarını ihtiyacı dışında şişirmek,

Ehliyet ve liyakat bir tarafa bırakarak sadakati öncelemek,

Suçun bireyselliğini göz ardı ederek bir grup ve camiaya mensup olanlara toptancı yaklaşmak suretiyle terörist ilan etmek, hedef göstermek ve toplumdan dışlamak,

Hizmet aracı adı altında makam araçları olarak kullanılan fiili bir duruma bir düzenleme getirmemek, ihtiyaç olmadığı halde araç kiralama yoluna gitmek,

Kamu kaynaklarını yerli yerince kullanmamak,

Her türlü denetim, şeffaflık ve hesap verebilirliği sistemleştirememek, yapanın yanına kâr kalmasına göz yummak, suçluyu korumak, suçsuza çamur atmak, kişi ve kurumlar üzerinden algı oluşturmak,

Toplumu kutuplaştırmak suretiyle korkular oluşturmak, tarafgir bakış açısını meşrulaştırmak,

Kendi menfaat ve geleceğimizi memleket yararının önüne geçirmek,

Erken emekliliğe geçit vermek, ülkeyi genç emekli cenneti haline dönüştürmek,

Kişisel hırslarımıza kamunun imkânlarını alet etmek, 

Bir kişinin birden fazla yerden maaş almasına izin vermek, 

"Huzur hakkı" adı altında kamu malını kişilere peşkeş çekmek vs. 

Gördüğünüz gibi kamu malı ihlalleri say say bitmez.

Not: Bu yazı ile amacım siyaset yapmak ya da kişiselleştirme değil. Gördüklerimden hareketle kendi çapımda bir tespitte bulunmaktır. Verdiğim örnekleri de kamu malı ihlali görmekteyim. Katılır veya katılmazsınız. Kamu malı ihlaline dair bu yolu da unutmayın ki Diyanet açtı. Ben de bu yola girdim. Gözüme çarpanları örneklendirdim. Durum bundan ibaret. Lütfen öküz altında buzağı aramayalım.