22 Şubat 2025 Cumartesi

Selçuk Karaman ve Sağ Beyin

Pusula Haber, BBN Haber'in ardından halen Konya Postası'nda köşe yazarlığı yapmakta olan emekli öğretmen Selçuk Karaman, sağ beyin üzerine nam salmış biri. Kendisi "Sağ Beyin Gelişim Uzmanı ve Klinik Psikolog" olarak tanınmakta. 
Sosyal medyayı da aktif olarak faydalı yönde kullanmakta. Kısa ve öz paylaşımlarıyla mesajını veriyor. 

Mesajını verirken de sözünü esirgemeyen biri. Ucu şuna dokunacakmış, buna dokunacakmış demez. İçinden geldiği gibi paylaşımlara yer vermekte. 

Sayın Selçuk'u çoğu emsallerinden ayıran, dürüstlüğünün yanında sağ beyin üzerine yaptığı çalışma ve paylaşımlar. İkili görüşme ve yazışmalarda insanları rahatlattığı, yol gösterdiği, çözüm ürettiği bir gerçek.

Yakın zamanda çıkardığı "SOL BEYİN ATEİSTTİR/SAĞ BEYİN DİNDARDIR" kitabı kısa zamanda tükenerek ikinci baskısını yaptı. 

Ülkemizdeki eğitim sorununun sol beyinden kaynaklandığını, sağ beyne önem verilmesi gerektiği üzerinde ısrarla çok durmakta Sayın Selçuk.

Yazımın bundan sonraki kısmında, çıkardığı kitabı okuyup etkilenen bir okuyucusu nun, kendisine gönderdiği mesaja sosyal medyadaki profilinde yer vermişti Sayın Selçuk. Toplumsal bir yaraya parmak basan bu mesajla sizi baş başa bırakmak istiyorum:

"Hocam kitabınızı okudum. Okudum bir daha okudum ve okudukça ağladım. Evlilik ile yazınız beni derinden etkiledi. Kitabınızın ne kadar doğru olduğunu anlatmak ve  bu kitabın herkesçe okunması gerektiğini anlatmak için bu maili gönderiyorum.

Emekli hakimim. İki oğlum var. Büyük oğlumun evliliğine itirazım olmadı. Sizin ifadenizle sol beynimizle baktık sanırım. Uzun boylu,. güzel ve kapalı. Tam bizim ailemize göre idi. 

Küçük oğlumun evliliğine itiraz ettim. Hem güzel değildi. Hem de başı açıktı. Oğlan hiç geri adım atmadı. 

Evlenince biz 4-5 sene küçük oğlumla konuşmadık. Torun olunca yavaş yavaş konuştuk ama mecburiyettendi.

Yıllar geçti eşim vefat etti. Bu acı bana ağır geldi hocam. 

1 yıl sonra ben de hastalandım. Yatağa düştüm. Büyük oğlumun eşi bana bakmayacağını söylemiş oğluma.

Beni bakım evine götürün dedim. 

Küçük oğlumun eşi bize geldi. 'Sen benim de babamsın. Eğer seni bakım evine gönderirsek ben kahrolurum. Göndermem' dedi. O an o kadar utandım ki özür lafı ağzımdan çıkmadan bana sarıldı ve birlikte ağladık.

Hocam 10 yıldır Allah razı olsun açık olan gelinim bana mükemmel bakıyor. Kapalı olan aramadı bile.

Kitabınızda 'Sol beyin evlilikleri samimiyetsiz evliliklerdir kısa sürer. Sağ beyin evlilikleri samimidir ve ebedi dünyada da devam eden evliliklerdir' demişsiniz. Ne kadar haklı bir kitap.

Kurda kuşa sizin kitabınızı öneriyorum. İnanın kitabınızı 5 kez okudum hala tadını alamadım. Allah razı olsun sizden."

Hakemlerimiz Niçin Kötü?

Hakemlerimiz niçin iyi olsun? Her alan her sektör her meslekte tek tek dökülürken, kokuşmuşluk her yerimizi sarmışken, hakemlerimizden iyi olmasını, iyi maç yönetmesini beklemek safdillik olur.

Çünkü her alanda olan sorunumuz futbol ve hakemlerimizde de var. Bu da doğaldır. Eğer bir toplumda hemen hemen her alanda kokuşma varsa, bundan hakemlerin de nasibini almaması mümkün değil. Ülke olarak her alanda deve gibiyiz. Neremiz doğru ki hakemlerimiz doğru olsun.

Hakemlerimize gelirsek;

Hakemlerin itibarının yok olmasında ve güven vermemesinde en büyük pay elbette hakemlerindir. Çünkü kimse kimseye itibar elbisesi giydirmez. Her meslek grubu kendi itibarını kendi oluşturur kendi yükseltir kendi korur kendi düşürür.

Hakemliğin bu noktaya gelmesinde en büyük pay hakemlerin olmakla beraber hakemlerin bu derece itibar kaybetmesinde ve hata üstüne hata yapmasında, bu hataların her maçta tekrar etmesinde;

Her maçın tartışmalı pozisyonlarının televizyonlarda maç sonrası ağır çekim defalarca gösterilmesi, hakemlerin tu kaka yapılması, hep eleştirilmesi,

Özellikle FB ve GS kulüplerinin hakemler ve merkezi hakem kurulu üzerinde baskı uygulaması,

Hakemlerin büyük kulüplere yaranma gayretleri, büyük kulüpleri koruyup kollamaları,

Büyük takım yöneticilerinin maçlarını yöneten hakemleri hedef göstermesi gibi hususların da etkisi olduğunu düşünüyorum.

Hakemler hata yapar. Çünkü anlık karar vermek ve düdük çalmak zorunda. Hakemin bu anlık düdüğünü biz defalarca izliyoruz. Eski hakemler penaltıydı, değildi tartışması yapıyor. Tekrarında bile biz ikiye bölünüyorsak, hakem hatalarını hoşgörüyle karşılamamız gerekir. Kasıtlı taraf tutması olmadığı müddetçe hakem hataları toleransla karşılanmalı. Ceza verilecekse merkez hakem kurulu en ağır şekilde cezalandırmalı. Sürekli eleştirilen, maçtan fazla konuşulan hakemin doğru karar vermesini beklemek abesle iştigaldir. Unutmayalım ki sürekli eleştirilen her daim hata yapar.

Ayrıca hakemler de insan. Hata yapar. Hangimiz yapmayız ki. Hangimiz yunmuş yıkanmışız. Hatasız kul olmaz diyeceğimiz yerde yerden yere vurduğumuz hakemden doğru maç yönetmesini beklemek beyhude çabadır. Hakem adil maç yöneteceğim, bu sefer hata yapmayacağım dese bile doğru maç yönetemez. Çünkü hata yaparsam tu kaka yapılacağı psikolojisini taşıyan rahat ve sağlıklı maç yönetemez.

Hakemlerin doğru ve adil maç yönetmesini bekliyorsak hakemleri rahat bırakmamız gerek.

Zaman zaman yine hata yapacaklar ve böyle pişecekler.

Hata yapıyorlar deyip yabancı hakem getirmek hiç akıl kârı değil. Ülkenin ayıbıdır.

Burada hakemleri savunuyor değilim. Onların psikolojisini anlamaya çalışıyorum. Hakemlerden doğru maç yönetmesini bekleyen bizler ne kadar doğru ve düzgünüz? Futbolcu ve teknik heyet olarak ne kadar düzgünüz? Futbolumuz yerlerde sürünüyor. Biz hakem beğenmiyoruz. Adil olsun diye çuval çuval para vererek dışarıdan hakem getiriyoruz. Ayrıca futbolda ne kadar adalet beklediğimiz de tartışılır. Çünkü taraftarı gözümüzü bürümüş ve lehimize karar verilsin istiyoruz. Adalet anlayışımız maalesef böyle.

Unutmayalım ki kendine güvenen, iyi futbol oynayan bir takım hakeme rağmen maç kaybetmez. Hakemin hatasını maç içerisinde pekala telafi edebilir.

Bizimkiler kötü diye dışarıdan hakem getirilmektense ligi tatil edelim, maç oynanmasın daha iyi.

Eğer tatil edilmeyecekse dört büyüklere özellikle GS ve FB’nin şımarıklığına, hep hakemle oynamasına dur denmeli. Ligi bu iki kulübün oyuncağı olmaktan kurtarmalı.

Bir diğer husus da Futbol Federasyonu maceracı, eyyamcı, FB ve GS'nin maskarası olan başkan ve yönetimlerden temizlenmeli. Şener Erzik gibi futbolu bilen, ağırlığı olan kişiler başkan yapılmalı. Burası, "Ben burada olduğum müddetçe yabancı hakem gelemez deyip de yabancı hakeme oy veren kimselerin çiftliği olmamalı. 

21 Şubat 2025 Cuma

Kar Sevincimiz Nasıl Olmalı?

Memleketine kar yağan, ardından kar tatili yapan, kayan, kartopu oynayan, şu kadar santim kar yağdı diyen, bunu sosyal medya ve televizyon aracılığıyla yayan, sevinç gösterisi yapan, ardı arkasına eğitime kar engeli duyurusu yapan etkili-etkisiz, yetkili-yetkisiz ve de sorumlu-sorumsuz kardeşlerim,

Memleketinize yağan kara sevinin.

Bir güzel tatil yapın.

Kayın.

Birbirinize kartopu atın.

Elinize küreği alın, evinizin önünde biriken karı temizleyin.

Bu anı ölümsüzleştirmek için her bir karesinde poz verin.

Eski kışlar gibi kış yaşadık deyin.

Cümbür cemaat bir yerde toplanın.

Kar bayramı yapın.

Biz Allah'ın sevgili kuluyuz.

Bereket ocağımıza geldi deyin.

Tüm bunları ve daha fazlasını yapın. Ama kendi aranızda yapın.

Neden derseniz?

Çünkü sizin gibi kar gören var ama görmeyen var.

Kara hasret olanlar var.

Kar tatili yapamayanlar var.

Kar yağmadığı için eğitime kar engeli haberini alamayanlar var.

Size yağan karın kuru ayaz ve soğuğunu çeken var.

Haliyle kara kara düşünenler var.

Bu durumda siz ne yapıyorsunuz? Gerçekten ne yaptığınızın farkında mısınız?

Yapmayın, etmeyin, bırakın bu tür havadisleri artık.

Yağan karı cümle aleme göstererek kara hasret olanların ağzının suyunu akıtmaya ne hakkınız var?

Unutmayın ki bu toplumun yarısı kadın ise yarısı da erkek çocuğu.

Göz hakkı denen bir şey var değil mi?

Sizden ne istiyorum biliyor musunuz? Eskinin biraz duyarlılığını.

Siz bilmezsiniz. Çünkü sizler şeffaf poşet neslisiniz. Bu poşetler çıktı. Eski duyarlılık kalmadı.

Babalarımız ne yapardı derseniz. Eskiden babalarınız, bakkal ve marketten bir şey aldı mı, aldığını kese kağıdına koydururdu. Alan var, alamayan var. Alamayanlar ummasın, göz hakkı olur derdi.

Sizden, yağan karı kese kağıdına koyun demiyorum. Zaten bu mümkün değil. Şeffaf poşete koyup cümle aleme gösterir gibi yapmayın. Babalarınızın kese kağıdı duyarlılığını emaneten alın vesselam.