23 Şubat 2025 Pazar

Güneş Motel'in Yeni Müşterileri

Görüyorum ki bu ülkede kalite hiç tesadüf değil. Yeter ki yanlış zamanda yanlış yerde durmamak şartıyla.

Mesela bir partide vekilsin. Partinde durumun ve şartlar çok iyi. Ama partin gelecek vadetmiyor. Gelecek vadetmeyen bir yerde durmak ise intihar gibi bir şey. Çünkü bu imkanlar bir sonraki seçimde ayağını altından kayar gider.

Bu durumda ne yapmak lazım?

Her şeyden önce geleceğini düşünmek zorundasın.

Mevcut partinde dururken el altından başka görüşmeler yapacaksın. Göz kırpana göz kıracaksın. Gel diyene eyvallah diyeceksin. Gelirsem, ne var diyeceksin. Sayılanlar yabana atılır gibi değil.

Baktın ki bu vaatler olacaksa yaşadın demektir.

Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelir.

Mevcut partine mesafe koyacaksın.

Memnuniyetsizliğini hissettireceksin.

Ardından partinden bir şekilde istifa edeceksin.

İstifa ederken bana şunlar vaat edildi gibi şeyler söylemeyeceksin. Prensiplerime ve dünya görüşüme partim yabancılaştı gibi şeyler söyleyeceksin. Prensibin yoksa lüzum üzerine partiden istifa ediyorum dersin.

Bağımsız olacaksın.

Ardından, gelecek vadeden, seni vaatlere boğan bir partiye geçiş yapacaksın.

Daha bismillah demeden o partinin merkez karar yönetim kurulu listesine adını yazdıracaksın.

MKYK deyip de geçme.

İlk seçimde vekilsin demektir.

Sonraki vekillikleri saymıyorum bile.

Tüm bu gösterdiğin efor ve çaba, seni intihardan kurtardığı gibi seni yeniden doğmuş gibi yapar, hayata bağlar. Böylece hayatını ve geleceğini garantiye almış olursun.

Birileri şöyle böyle dermiş. Hiç kulak verme. Şahsiyetime laf söyletmem. Hayatım boyunca onurum için yaşadım. Beni bilen bilir diyeceksin. Geçmişi unutanlara Güneş Motel'i hatırlayın. İşte ben oyum diyeceksin.

Senin bu durumunu yani yükselişini ve geleceğini garantiye alışını gören sana gıpta edecek. Belki arkandan onlar da gelecek.

Sakın ola, orada da vekildim. Burada da. Orada da el üstündeydim burada da. Ne anladım deme. Çünkü sen her yerde el üstünde tutulmaya layıksın. Çünkü kalite tesadüf değil. Bu kalite, bu dönüş sende olduğu müddetçe tüm kapılar sana ardına kadar açıktır.

Haydi göreyim seni, kim tutar bu durumda seni.

Oğlum Büyük Düşünmeye Başladı

Piyasanın durumu malum baba. Harçlığıma zam istiyorum.

Zam yaparım yapmaya evlat. Ama bu, memleketin hayrına olmaz.

Baba yapacağın zammın memleketin hayrı ile ne alakası var?

Öyle deme evlat. Sana yapacağım her zam memleketin geleceğini ilgilendirir.

Vazgeçtim zamdan. Boş ver şimdi zammı. Bana vereceğin zamla memleketin geleceği ne alaka? Bunu bana bir açıklar mısın?

Açıklarım açıklamaya ama bana kızmayacaksın. Çünkü bunun mimarı ben değilim. Akıl hocam bir başkası.

Söyle haydi kızmayacağım.

Şimdi sana ne kadar zam yaparsam yapayım. Sen gidip bir ay içinde onun hepsini harcayacaksın değil mi?

Evet. Adı üzerinde harçlık.

İşte bu olmadı.

Niye?

Sana ne kadar harçlık verirsem vereyim. Mesela normal harçlığına bin lira zam yaptım diyelim.

Evet.

Şimdi sen bu zammın hepsini harcarsan, birikmiş ihtiyaçlarını giderirsen, bir anlık mutluluk yaşarsın ama enflasyonu azdırmış olursun.

Ya ne yapmam lazım baba?

Bu zammın 3 yüz lirasını harcayıp 7 yüz lirasını tasarruf edeceksin. Böylece enflasyonu azdırmayacaksın ve memleketin hayrına bir şey yapmış olacaksın.

Baba, sabah sabah dalga geçmenin hiç zamanı değil. Şaka ise hiç kaldıramam.

Ama kızmayacağım demiştin.

Mantıklı bir şey söyle de kızmayayım.

Bende mantık ne gezer. Bu mantığı da akıl hocamdan aldım. Kızacaksan ona kız. Bana niye kızıyorsun?

Yahu baba, verdiğin harçlığı o kadar kısmama rağmen zaten yetmiyor. Buna bin lira zam ilave etsen ne işimi görecek? Vereceğin bin lira zam zaten dişimin kovuğunu doldurmaz.

Sen yine de tasarruf etmeye, her ihtiyacını gidermemeye bak. Çünkü piyasayı azdırırsan enflasyonla mücadele akim kalır. Bu da memleketin hayrına olmaz işte. Ben bu yüzden sana fazla zam vermek istemiyorum.

Tamam baba. Zam istemiyorum. Zam vermediğin için sana kızmayacağım. Zaten yetmiyordu. Vereceğin zam da işimi görmeyecekti. Daha önce nasıl parasız pulsuz, yarı aç çarşı pazar dolaşmışsam yine dolaşırım. Senden istediğim, bu akıl hocan kim? Bunu söyle.

İsim önemli değil evlat. Ben seni bu düşünceyle ileride iyi yerlerde görmek isterim.

Mesela?

Bu şekil harcamayarak memlekete yapacağın katkı ve ürettiğin katma değer sonucunda baş tacı edilirsin.

Yani?

Beş dönem milletvekili seçilebilirsin. Seçildiğin partinin kaç dönem grup başkan vekili olabilirsin. Meclis komisyonlarında başkan olabilirsin. Ekonomi yönetiminden dolayı ekonomi bakanı olursun. Partinin merkez karar yönetim kurulunda zaten banko olursun. Bu da bir sonraki dönemde de vekilliği garantilemen demektir.

Tüm bu makamlar bana, harcamayı kısıp tasarruf ettiğim zaman mı verilecek?

Ne sandın ya. Orta düzeyde İngilizce bilirsen, evlenip dört çocuk sahibi olursan daha iyi olur.

Yalnız ben iyi derecede İngilizce biliyorum. Zararı olur mu?

Bunu orta seviyeye indir. Fazlası zarar, ortası karar olur.

Evlilik?

Evlen. Dört çocuğun olsun. Beklemeye koyul. Arkası gelir. Bu arada üçüncü çocuk için beş yıl boyunca aylık beş bin alırsın. Bir de dördüncü geldi mi yaşadın demek. Çünkü daha fazla çocuk parası alırsın.

Beş yıldan sonra?

Beş yıldan sonra çocuğun masrafı olmaz. O yüzden beş bine de gerek yok. Çocuğun da tıpkı senin gibi tasarruf sahibi biri olur. O da sonunda senin gibi muradına erer.

Ben gidiyorum.

Nereye? Daha harçlığına zammı netleştirmedik.

Zam da istemiyorum. Daha önce verdiğin harçlığı da.

Ne yapmayı düşünüyorsun parasız pulsuz, aç ve susuz?

Oruca niyetlenmeye.

Oruç ne alaka evlat?

Beni bu ahvalden ancak yemezsem, içmezsem, hep oruç tutarsam, oruç adam olursam kurtarır.

Bak kafan çalışmaya başladı. Haydi göreyim seni. Yolun açık olsun evlat. Ölmez, sağ kalırsan bil ki yaşadın. Bu arada beni de çok rahatlattın. Bu arada gideceğin yere de yürüyerek gidersin.

İyi olur baba.

Böylece masrafsız biri olursun. Bu da memleketin hayrı demektir.

22 Şubat 2025 Cumartesi

Selçuk Karaman ve Sağ Beyin

Pusula Haber, BBN Haber'in ardından halen Konya Postası'nda köşe yazarlığı yapmakta olan emekli öğretmen Selçuk Karaman, sağ beyin üzerine nam salmış biri. Kendisi "Sağ Beyin Gelişim Uzmanı ve Klinik Psikolog" olarak tanınmakta. 
Sosyal medyayı da aktif olarak faydalı yönde kullanmakta. Kısa ve öz paylaşımlarıyla mesajını veriyor. 

Mesajını verirken de sözünü esirgemeyen biri. Ucu şuna dokunacakmış, buna dokunacakmış demez. İçinden geldiği gibi paylaşımlara yer vermekte. 

Sayın Selçuk'u çoğu emsallerinden ayıran, dürüstlüğünün yanında sağ beyin üzerine yaptığı çalışma ve paylaşımlar. İkili görüşme ve yazışmalarda insanları rahatlattığı, yol gösterdiği, çözüm ürettiği bir gerçek.

Yakın zamanda çıkardığı "SOL BEYİN ATEİSTTİR/SAĞ BEYİN DİNDARDIR" kitabı kısa zamanda tükenerek ikinci baskısını yaptı. 

Ülkemizdeki eğitim sorununun sol beyinden kaynaklandığını, sağ beyne önem verilmesi gerektiği üzerinde ısrarla çok durmakta Sayın Selçuk.

Yazımın bundan sonraki kısmında, çıkardığı kitabı okuyup etkilenen bir okuyucusu nun, kendisine gönderdiği mesaja sosyal medyadaki profilinde yer vermişti Sayın Selçuk. Toplumsal bir yaraya parmak basan bu mesajla sizi baş başa bırakmak istiyorum:

"Hocam kitabınızı okudum. Okudum bir daha okudum ve okudukça ağladım. Evlilik ile yazınız beni derinden etkiledi. Kitabınızın ne kadar doğru olduğunu anlatmak ve  bu kitabın herkesçe okunması gerektiğini anlatmak için bu maili gönderiyorum.

Emekli hakimim. İki oğlum var. Büyük oğlumun evliliğine itirazım olmadı. Sizin ifadenizle sol beynimizle baktık sanırım. Uzun boylu,. güzel ve kapalı. Tam bizim ailemize göre idi. 

Küçük oğlumun evliliğine itiraz ettim. Hem güzel değildi. Hem de başı açıktı. Oğlan hiç geri adım atmadı. 

Evlenince biz 4-5 sene küçük oğlumla konuşmadık. Torun olunca yavaş yavaş konuştuk ama mecburiyettendi.

Yıllar geçti eşim vefat etti. Bu acı bana ağır geldi hocam. 

1 yıl sonra ben de hastalandım. Yatağa düştüm. Büyük oğlumun eşi bana bakmayacağını söylemiş oğluma.

Beni bakım evine götürün dedim. 

Küçük oğlumun eşi bize geldi. 'Sen benim de babamsın. Eğer seni bakım evine gönderirsek ben kahrolurum. Göndermem' dedi. O an o kadar utandım ki özür lafı ağzımdan çıkmadan bana sarıldı ve birlikte ağladık.

Hocam 10 yıldır Allah razı olsun açık olan gelinim bana mükemmel bakıyor. Kapalı olan aramadı bile.

Kitabınızda 'Sol beyin evlilikleri samimiyetsiz evliliklerdir kısa sürer. Sağ beyin evlilikleri samimidir ve ebedi dünyada da devam eden evliliklerdir' demişsiniz. Ne kadar haklı bir kitap.

Kurda kuşa sizin kitabınızı öneriyorum. İnanın kitabınızı 5 kez okudum hala tadını alamadım. Allah razı olsun sizden."