3 Şubat 2024 Cumartesi

Düşman Çatlatan Kardeşlik

Birine sormuşlar düşmanın var mı diye. Yok demiş. Kardeşin de mi yok demişler.

Burada kardeşlerin en büyük düşman olabileceğine işaret ediliyor. 

Tüm kardeşler böyle mi?

Değil elbet. 

Kimileri kolay kolay bir araya gelmez. 

Kimi kardeşler birbirinin onmasını istemez.

Kimi çok kıskançtır. 

Kimi canciğer arkadaş gibidir. İyi günde kötü günde kardeşinin yanında olur. 

Tarih kardeş kavgalarıyla doludur ve kardeş kavgası da kolay kolay bitmez. 

Kabil ile Habil kardeşliği beceremeyenlerden. 

Ağabeylerinin Yusuf'u kuyuya atmaları, onu yok pahasına satmaları. 

İshak ve İsmail peygamberlerin soyundan olmaları yönüyle İsrailoğullarının Filistinlilere hayatı ve nefes almayı esirgemesi. 

Osmanlı hanedanında kardeşlerin taht kavgası, kardeş katline sıcak bakılması. Bunun sonucunda yıkılan ya da güç kaybededilmesi vs. 

Günümüz daha önce düşman kardeş iken sonradan hangi sihirli el değdi ise can ciğer kardeş olan iki kesim var. Bunlar soy yönünden kardeş olmasa da aynı muhit aynı bölge aynı zihniyetin çocukları olması hasebiyle aynı ailenin çocuğu kabul edilir. Bunlar dün rakip idiler. Birbirlerine demediklerini bırakmadılar. Öyle şeyler söylediler ki birbirlerinin yüzüne bakacak sözler değildi bunlar. Görüntü ne dünyada ne de ahirette bir araya gelebilirlerdi. 

Bu kardeşlik Filistin İsrail kardeşliği gibi giderken sonra ne olduysa birbirlerine yaptıkları hakaretler bir anda unutuldu. Sen bana, ben sana şunları söylemiştim. Kusura bakma bile demediler. Daha önce hiçbir şey olmamış gibi bir araya geldiler. O gündür bugündür yedikleri içtikleri ayrı gitmiyor. Birbirlerine destekleri tam. Hemen hemen her konuda birlikte hareket ediyorlar. Hasılı kardeşlikleri düşman çatlatan cinsten. 

İnsanların düşmanlık yerine bu şekil kardeşlik yapmaları elbette tasvip edilir. Çünkü istenirse ortak bir noktada buluşulabilir.

Bugün yapmamız gereken bu düşman kardeşlerin dünü ve bugünü bir güzel inceleme konusu yapılmalı. Dünkü düşmanlığın sebebi neydi? Bugünkü kardeşliğin formülü nedir? Düşmanlığın ardından bugün gelinen kardeşlik bundan sonraki kardeş kavgalarına örnek olmalı. Bakın sizden önce bunlar böyleydi. Bugün böyleler. Gelin siz de yol yakınken bu kardeşlikte buluşun diye araları bulunabilir. 

Gördüğümüz bu güzel örnek keşke insanlık tarihinin ilk başlarında olsaydı belki Kabil Habil'i öldürmez, tarih kardeş cinayetinde şahit olmazdı. Ağabeyleri Yusuf'u ölsün diye önce kuyuya ardından yok pahasına satmazlardı. Bugün İsrail Filistin kardeş gibi yaşardı.

Bugün için tarih geriye döndürülemez, Habil-Habil ve Yusuf-ağabeyleri için bir şey yapılamaz. En azından Filistin-İsrail meselesine günümüz düşman kardeşliği bir çözüm olabilir. 

2 Şubat 2024 Cuma

Ülkeler Böyle Yönetiliyor Olabilir mi?

Referansın güçlü. Elimiz mahkum seninle çalışacağız. Çünkü emir büyük yerden. Kafamızdaki şüpheler dağılsın diye şahsınıza bazı sorular soracağız.

Emrinizdeyim. Buyurun. Hepsine açık yüreklilikle cevap vereceğim.

Gördüğümüz kadarıyla dinci bir kimliğin var. Referansların hep din. Senin dile getirdiklerinle bizim savunduklarımız taban tabana zıt. Ne yazık ki bulunduğun topraklar seni ön plana çıkarıyor. Dendiğinde göre bizim adamımızmışsın. Özel yetiştirilmiş bir projesin. Diyelim ki bizim istediklerimizle savunduğun dini değerler çatışırsa -ki hep çatışacaktır- nasıl tavır takınırsın? 

Elbette sizin dediğinizi yerine getireceğim.

Ama nasıl olur! O zaman dini referanslarınız ne olacak? 

Dini referanslarım başka sizin talepleriniz başka. Önceliğim sizin dedikleriniz. Çünkü bunun için buradayım. 

Dinden bahsedip de sonra tersini yapmak ikna ediciliğini yok etmeyecek mi? 

Evet ama ben başkayım. Bu konuda bana güvenebilirsiniz. Zira ben bu işin pîriyim. O kadar ikna edici konuşurum ki konuşmamdan ben bile etkileniyorum. Değil ki beni destekleyenler etkilenmesin. Hatta bu konuda erkek deveyi dişi deve diye pazarlayan zattan daha iyiyimdir. En zor durumda kaldığım anlarda Allah beni affetsin der, işin içinden çıkarım. Sevenlerim bayılır buna. O yüzden benim için dinciliğim her kapıyı açan anahtar gibidir. Her şey kapıyı açana kadardır. Kapıdan içeri girdikten sonra yapacağım tek şey sizin istekleriniz ve emirlerinizdir. Benim için bunu pişirmek kalıyor. Bu konuda iyi bir aşçıyımdır. Bana güvenebilirsiniz.

Tüm bunları yaparken bizim yanımızda mı duracaksın, karşımızda mı? 

Hep karşınızda duracağım. Bağırıp çağıracağım. Hamaset yapacağım. Mangalda kül bırakmayacağım. 

Ama olur mu öyle? Hani bizimle çalışacaktın. 

Benim metodum bu. Size karşı çıkar gibi yapacağım. Siz de işinizi yürüteceksin, ben de. Siz yerinizde, ben de içeride kazanmaya devam edeceğim. Sevenlerim bayılıyor buna. Sonunda kazanıyoruz ya yetmez mi bu? 

Yani bize düşman gibi görüneceksin ama kapalı kapılar ardında bizden olacaksın. Öyle mi?

Aynen efendim. Yalnız bağırıp çağırırken bazen maksadımı alan sözler söyleyebilirim. Çünkü ikna edici olmak gerek. Bunun için de şimdiden kusura bakmayın. 

Çok güzel bu ya. Sevdik seni. Bizden olduktan ve bizim kervan yürüdükten sonra varsın bize dilediğini söyle. Hiç problem değil. 

Efendim, dedim ya benden size zarar gelmez. Çünkü ben proje olarak yetiştirildim. Efendilerime saygıda kusur etmem. Bunu bilin yeter. 

1 Şubat 2024 Perşembe

Emsallerinden Farkı *

Onca aday arasından sıyrılıp üçüncü defa belediye başkanı seçilmene ramak kaldı. Herkes bir defa aday gösterilip ikinciyi görmeden kendilerine güle güle denirken seni bu koltukta tutan sihirli güç nedir? Ki çok önemli mevki, makam ve statü sahipleriyle yarıştın. Kendin ilkokul mezunu olmana rağmen o kadar fakülte mezununu nasıl ekarte edebildin? Çok mu başarılı belediye başkanısın? Emsallerinde olmayıp da sende olan nedir? Başarının sırrını lütfen anlatır mısın?

Bende bir şey görmüş olmalılar ki üç dönemdir tercih ediliyorum. 

Nedir o? Onu soruyorum zaten.

Ben emsallerimden çok farklıyım. 

Mesela?

Sadece başkanlık yaptığım yerde değil, Türkiye'de benim gibisi yok. Nasıl ki memur emsallerine göre olağanüstü bir şeye imza attığında amiri tarafından başarı belgesiyle taltif ediliyorsa ben de emsallerimden çok farklıyım. Olağanüstü bir şeye imza attım.

Nedir o?

Hayırseverden faydalandım. 

İyi de bunu çoğu kimse yapıyor zaten. 

Benimki çok farklı. 

Hayırseverin neyinden faydalandın?

Sıkı dur, söylüyorum. 

Lütfen!

Hayırsevere belediye ek binası yaptırdım. 

İnanmıyorum. 

Valla öyle. 

Üstüme iyilik sağlık. Kur'an kursu yaptıran gördüm. Cami yaptıran gördüm. Kurs ve cami yeri veren gördüm. İmam hatip okulu yaptıran gördüm. Çeşme, hastane yapanı bilirim. Ama bugüne kadar hayırsevere belediye ek binası yaptıranı görmedim. Bunun sadece Türkiye'de değil, dünyada bir örneği yoktur.

Ben varım sadece. Bu da üçüncü defa bana başkanlık yolunu açtı. 

O zaman sen de hayırsevere bir yerleri veya şeyleri peşkeş çekmiş olmalısın. 

Hayırsevere bir şey vermedim.

İnanmam. Cami, kurs, imam hatip değil hayırsever dediğin kimsenin yaptığı. Buralar olsa eh derim. Ama iş belediye ek binasını hayırsever yaptı dersen bunu bana yutturamazsın. Çünkü belediyeye hayır olmaz, hayır da geçmez. Var bunun arkasında akçeli işler ve rant.

Şey...

Şey deme. Verdin mi vermedin mi?

Efendim şöyle.

Bırakalım efendim demeyi. Verdim ya da vermedim demen yeterli.

Vermeye verdim ama fazla değil. Hayırsever bu ek binaya çok para harcadı. Allah razı olsun ondan.

Anlaşılan ne verdiğini söylemeye pek yanaşmayacaksın. Ben olsam değil seni üçüncü defa aday yapmayı, hayırsevere ek bina yaptırmak için protokol imzaladığın gün seni başkanlıktan alırdım. Görüyorum ki üçüncü defa seni aday gösterdiklerine göre partin seni çok başarılı buluyor ve senden çok memnun.

Öyle ya da böyle. Hayırsevere bir yerleri peşkeş çektim veya çekmedim. Devletin cebinden bir kuruş para almadan bu ek binayı yaptırdım ya sen ona bak. Üzümünü ye, bağını sorma. Bu devirde işini çıkaracaksın işini.

*05/02/2024 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Aşır Karye ismiyle yayımlanmıştır.